Dolar

34,9542

Euro

36,6146

Altın

3.021,23

Bist

10.058,63

MB Başkanı Yılmaz: Mevduata munzam karşılık oranları bir miktar düşürülebilir

Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, uzun vadeli mevduata uygulanan munzam karşılı oranlarının bir miktar düşürülebileceğini belirtt

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-12 13:56:00

MB Başkanı Yılmaz: Mevduata munzam karşılık oranları bir miktar düşürülebilir
Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, uzun vadeli mevduata uygulanan munzam karşılı oranlarının bir miktar düşürülebileceğini belirtti.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi'nin tertip ettiği Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen Konferansı'nda söz alan Yılmaz, daha önce munzam karşılıklarla ilgili alınan tedbirleri tersine döndürüp artırdıklarını vurguladı.

Krizlerin dünyada büyük dönüşümlerin yaşandığı, mevcut yapıların yerini yeni oluşumlara bıraktığı dönemler olduğunu dile getiren Durmuş Yılmaz, "Etkisini hissettiğimiz küreselleşme olgusu bu kırılmaların sonucu ortaya çıkmıştır. Finansal kriz sonrası dünyanın büyük bir değişim sürecinden geçtiğine kanaat getiriyorum. Süreçte finans sektörü yeniden yapılanacaktır." dedi.

MB Başkanı Yılmaz, yeni finansal araç ve küreselleşen finansal sistemin piyasaların kırılganlığını artırdığına işaret ederken, "ABD' de konut piyasasında ortaya çıkan sorunların dünyaya yayılması şaşırtıcı değildir. Gelişmiş ülkelerin düşük faiz oranlarının yanında, düzenleme ve denetim mekanizmalarının açıkları, FED'in 2002-2007'de uyguladığı para politikası ile finans istikrarın bozulmasına neden oldu ve finansal kriz ortaya çıktı." ifadelerini kullandı. Fiyat istikrarı ve finansal istikrardan sapılması halinde para politikasının daha ılımlı olacağının altını çizen Durmuş Yılmaz, şunları kaydetti:

"Krizler, maliyetleri ne kadar fazla olursa olsun alınan dersler ışığında ekonomik kalkınmayı destekleyici yeni fırsatlar yaratmıştır. Türkiye için önemli olana 2001 krizi örneğin. 2001 krizin temel nedenlerine baktığımızda istikrarlı ekonomik büyümenin önündeki en temel sorunlar nedeni ile çözümler üretilememiştir. Bir anlamda geniş çaplı yapısal reformların ekonomide gözlenen olumlu krizden fiyat istikrarının ekonomik kalkınma için ön şart olduğu kanıtlanmıştır. Bizim için önemli olan finansal istikrarın yanında fiyat istikrarın devamıdır. MB olarak finansal sistemde istikrarın korunmasında hedef olarak görüyor ve önemsiyoruz. İstikrarı temin edecek para ve dövize ilgili sorumlu tutmuştur. Kurum bu görevi yerine getirirken, fiyat istikrarına makro açıdan bakmaktadır."

Küresel krizin olumsuz etkilerinin gelişmiş ülkelerde daha fazla hissedildiğine dikkat çeken MB Başkanı Durmuş Yılmaz, munzam karşılık oranlarıyla ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:

"Banka kredileri ve hane halkı yükünün diğer ülkelere oranla düşük olması, krizin Türkiye'ye görece daha az sirayet etmesine katkıda bulunmuştur. Gerek yurt içi, gerekse yurt dışı borçlanma vadelerinin uzatılması ve mevduat yapısının daha uzun vadeye yayılması önemlidir. Bu kapsamda, özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu yarısından fazlasından vadesinin 2013 yılından sonra gelecek olması, Türkiye firmalarının kısa dönemli şoklara karşı direncini artırmaktadır. Öte yandan Türkiye'de mevduatın vade yapısının oldukça kısa olmakla birlikte, giderek daha da kısaldığı görülmektedir. Bu doğrultuda finansal istikrarı güçlendirici bir tedbir olarak, yıl sonuna kadar bir yıl ve daha uzun vadeli mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar düşürülmesi gündeme gelebilecektir.

Bunun yanında gerek kamu, gerek özel sektörün döviz pozisyonunun güçlendirilmesini mühimsiyoruz. Dalgalı kur rejimi uyguluyor olsalar da, ülkemiz gibi gelişmekte olan ekonomilerde güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olmak, ortaya çıkabilecek şokların olumsuz etkisinin giderilebilmesine ve ülkeye duyulan güvenin artırılmasına büyük katkı sunmaktadır. Bu çerçevede uluslararası piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak, likidite koşullarının iyileşmesi ve yurt içine sermaye akışının güçlü seyretmesiyle bankamız, rezerv birikimini hızlandırmaya yönelik adımlar atmıştır. Benzer bir şekilde özel sektörün, döviz pozisyonunun dengeli bir seyir izlemesi ve döviz geliri olmayan kişi ve kurumların döviz cinsi borçlanmaması finansal istikrara katkıda bulunacaktır. Uzun vadeli kredi borcunun 2013'den sonra gelecek olması, firmaların gelecek şoklara karşı direnci artırmaktadır. Vade yapısı kısalıyor. Aralık 2010'a kadar bir yıl ve daha uzun karşılık oranının azaltılması gündeme gelebilecektir."

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara