DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eceliyle ve son Orta Asya gezisinde, yediği aşırı yemeklerden dolayı öldüğünü söyledi. Cindoruk, cezaevindeki gazetecilerin bir an önce salıverilmesini isteyerek, "Gazetecilerin cezaevinde olması ülkeme yakışmıyor"dedi
KAYSERİ GAZETECİLER CEMİYETİ'NE ZİYARET
Kayseri Gazeteciler cemiyetini ziyaret eden ve burada gazetecilerle sohbet eden DP Genel başkanı Hüsamettin Cindoruk, kentin yassıada mahkumlarının Kayseri kapalı cezaevinde tutulmalarıyla ilğili bir çok anısı olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında " Lekeli bir dönemde bu kent, benimde avukatlyık yaptığı Yassıada mahkumlarını bağrına basmıştır. 1960 darbesi sonrası ortaya çıkan hukuk dışı gelişmeler,lekeli ve ibret alınması gereken bir dönemdir. O zor dönemin hala hesabı verilmemiştir. Bazı olaylar,zor unutulur. Gençler o dönemi bilmez ama, Yassıada duruşmaları silik bir anıdır. Türkiye'nin önemli bir dramıdır."şeklinde konuştu. Basının her zaman özgür olmasından yana olduğunu ve partisinin de bunu iktidarları döneminde hep savunduğunu belirten Cindoruk, Silivri cezaevinde 2 yıldır tutuklu bulunan gazetecilerle ilğili olarak, şunları söyledi:
BALBAY VE ÖZKAN'IN İÇERİDE YATMASI BİZE YAKIŞMIYOR
"Mustafa Balbay'ın, Tuncay Özkan'ın hala cezaevinde yatıyor olması bize yakışmıyor. Özgürlükten yana olan halkıma yakışmıyor. Ülkem, vatandayşların tümünün hak ve hukuk çerçevesinde, hakkını arayabildiği bir ortam olmalıdır. Basının zafiyeti demek,devletin zayıflığı demektir. Unutulmasın ki , basın zayıflarsa, demokrasi de zayıflar."
'ÖZAL AŞIRI YEMEKTEN ÖLDÜ'
Hüsemettin Cindoruk, doktor olmamasına karşın bir çok otopsi ve tıbbı olayda avukat olarak bulunduğunu, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün tamamen eceliyle gerçekleştiğini söyledi. Özal ailesinin kuşkulu olmasının ve ölümünün araştırılması konusundaki çabalarına saygı duyduğunu belirten Cindoruk ' Ben o zaman TBMM Başkanıydım. 1993 yılının nisan ayıydı Cumhurbaşkanı Özal, Orta Asya gezisinden dönmüştü. (Bu kez çok yoruldum. Bana çok yemek yedirdiler.35 çeşit yemeği önüme koydular. Yemezsen, tadına bakmazsan güvenMiyorlardı. İnsan yemek yerken ipin ucunu kaçırıyor. Hatta, çok yemek yediğim için doktorum Cengiz Aslan bana kızıp, yanımdan ayrılıp, çarşıya çıktı.)dedi. yüzü de sarıydı. Ardından bir cüppe giyme töreninde yine bir araya geldik. nasıl olduğunu sorduğumda ( Mideyi düzeltemedim) dedi. Yoğun bakıma aldıklarında hastaneye gittim. Prof.Dr Ömer şarlak, beyin ölümünün gerçekleştiğini , kalbi makineyla çalıştırdıklarını söyledi. Eşi Semra hanıma sizde mütedeyyinsiniz, bende dedim. bu aletler çekilsin diye öneride bulunduk. Eşi de kabul etti. Sonra doktorlar, ölümünün gerçekleştiği yolunda rapor düzenledi. Merhum benim önümde vefat etti. Yani eceliyle öldü. Bana göre yediği ağır yemekler kalbine tesir etti.Buna şahitlik ederim. Avukat olduğum için bir çok otopside bulundum. Ölüm anını bilirim. Rahmetli Özal'da zehirlenme gibi bir alamet yoktu. Ben ve bizim gördüklerimize göre eceliyle öldü'
BARDAKOĞLU ÇOK YÜREKLİ
Hüsemettin Cindoruk, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Bardakoğlu'nun görev yaptığı sürede hem bilimi hem de dini bağdaştırıp, kurumunu siyasetten uzak tuttuğunu söyledi. DP genel başkanı ' Bardakoğlu, çok yürekli şekilde dini bilim sınırlarında yaşattı. Kritik günlerde, diyanet siyasetten uzak kaldı. Yeni gelen arkadaş da bu yolda olur' diye konuştuktan sonra, karayoluyla Ankara'ya hareket etti