İsrafil Çalışkan, açıklamasında, ithalatın şartsız bırakılmasından kastının, ithalatçı firmalardan kapasite raporu aranmaması, proforma fatura ve taahhütname karşılığı kontrol belgesi verilmesinin sağlanması olduğuna dikkat çekti. Çalışkan, ithal iznine süre konulmasının da yurt dışındaki üreticilerin ve ithalatçı firmaların önünü görememesi, uzun vadeli ileriye yönelik projeksiyon yapamaması sebebiyle ticarete olan ilgiyi azalttığını dile getirdi.
Çalışkan, özellikle Avustralya ve Uruguay gibi denizaşırı ülkelerden 250 veya 500 baş gibi miktarlarda dana getirilmesinin mümkün görülmediğine vurgu yaptı. Bu miktarın, ekonomik olabilmesi için asgari 3-5 bin baş getirilmesi gerektiğini kaydeden Çalışkan, "Ülkemizde 250 veya 500 baş kapasite raporuna sahip üreticilerin, yurt dışı ile hiç irtibat kurmamış firmaların en az 20 tanesinin bir araya gelip müşterek bir gemi mal getirmesi gerekmektedir. Bu da pratikte pek mümkün görünmemektedir." dedi.
"KAPASİTE RAPORU ARANMAZSA TÜRKİYE'DE ET FİYATLARI EN FAZLA 15 TL OLUR"
Birkaç aydır Türkiye'ye dışarıdan canlı hayvan geldiğini anımsatan İsrafil Çalışkan, ancak besilik dana gelmediğini aktardı. Besilik dana gelmediği için de elinde kesimlik malı olan üreticinin, yerine uygun fiyatla mal alamadığı için elindeki malı maksimum fiyatla satmak istediğini kaydeden Çalışkan, şöyle dedi:
"Bu sebepten dolayıdır ki et fiyatları bir türlü düşmemektedir. Kapasite raporu aranmaksızın, ithalatçı firmaların büyük kapasitede gemilerle getirdikleri besilik danaları, kapasitesi 500 başın altında olan ihtiyaç sahibi küçük besicilere satabilmesi halinde piyasada mal bol olacak. Bu durum, piyasaya anında yansıyacak ve uygun fiyatla ve istediği zamanda besilik malı alabileceğini gören besiciler, ellerindeki beslenmiş malı derhal kesecektir. Uygun fiyatla mal alan besici, danaları besleyip kilosunu 12-13 TL fiyatla kesince parasını kazanmış olacak ve dolayısıyla Türkiye'de et fiyatları da en fazla 15 TL seviyelerinde olacaktır."