Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Bayramda 'azı karar çoğu zarar' anlayışı ile hareket edilmeli"

Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülen Alpaydın, Kurban Bayramı'nda, "azı karar, çoğu zarar" anlayışı ile

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-12 14:09:00

Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülen Alpaydın, Kurban Bayramı'nda, "azı karar, çoğu zarar" anlayışı ile hareket edilerek, aşırı et tüketiminden kaçınılmasını önerdi.

Alpaydın, Kurban Bayramı öncesi yaptığı değerlendirmede, şişmanlık, kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, mide rahatsızlığı ve benzeri kronik rahatsızlığı olan bireylerin beslenmelerine özen göstermesi, aşırı yağlı etler yerine az yağlı etleri tercih etmeleri gerektiğini söyledi. Kurban eti tüketilirken etin niteliği yanında nasıl pişirileceği, ne kadar ve hangi besinlerle birlikte tüketilmesi gibi ayrıntılara da dikkat edilmesini isteyen Alpaydın, şöyle devam etti: "Bu önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp, sağlıklı beslenmenin temel ilkelerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına özen gösterilmeli. Bu bakımdan kurban etinin ne miktarda, nasıl ve ne ile birlikte tüketileceğini bilmek, sağlıklı saklama, hazırlama ve pişirme yöntemlerini uygulamak hastalıklı insanlar kadar, sağlıklı bireyler için de önemlidir.'

DOYMUŞ YAĞLARA DİKKAT

"Et, iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller, özellikle B12, B6, B1 ve A vitaminleri de içerir" diyen Alpaydın, etin içeriğinde bulunan yüksek oranda doymuş yağların kan kolesterol düzeyini yükseltip, koroner arter hastalıklarına zemin hazırlayabileceğini anımsattı. Bu bakımdan bayram sürecinde etin tüketilen miktarında olağan dışı artış olmamasına özen gösterilmesinin altını çizen Alpaydın, bir yetişkinin günlük tüketmesi gereken et miktarının yaklaşık 90-120 gram olduğunu vurguladı.

ETİ BEKLETİN

Et ve et ürünlerinin özellikle C ve E vitamini içermediğini hatırlatan Alpaydın, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu nedenle et sebzelerle birlikte tüketilerek etin içindeki demirin emiliminin artırılması sağlanmalı. Tahıllar B1, B6, B2 vitaminleri, amino asitler, doğal lifler ve yağ asitleri, magnezyum, çinko, potasyum gibi önemli mineralleri içerdiğinden ekmek, pilav, börek, çorba ve benzeri besinler et birlikte uygun miktarda alınmalı. Süt ve ürünleri, protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamini olmak üzere birçok besin öğesinden zengin olduğu için yoğurt, cacık, ayran gibi süt ve süt ürünleri de etle birlikte alınması geren besin öğelerindendir. Mide bağırsak rahatsızlıkları olanlar etleri hemen değil, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmeli. Et ile yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli, yağ eklenmemeli. Etin kızartılması ve ızgarada pişirilmesi kanserojen maddelerin oluşmasına ve B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına sebep olmaktadır ve eti ızgaraya fazla yaklaştırarak pişirmek, etin dış yüzeyin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırmaktadır. Bu nedenle pişirme yöntemi olarak kızartma ve çok yüksek ısıda pişirme yerine haşlama ve ızgara yöntemleri kullanılmalı."

PARÇALARA AYIRIN

Alpaydın, etlerin bütün olarak değil, küçük parçalara bölerek, yağlı kağıda veya buzdolabı poşetine sarılarak derin dondurucuda saklanması gerektiğini bildirdi. Bu şekilde hazırlanan etlerin, buzlukta (-2 derece) birkaç hafta, derin dondurucuda ise (-18 derece) daha uzun süre ile saklanabileceğini anlatan Alpaydın, şu tavsiyelerde bulundu: "Etler yemek içinde tamamen kullanılacak şekilde parçalara ayrılarak buzluğa konulmalı, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalı. Derin dondurucuda saklanan eti çözdürürken oda ısısında değil, buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenmelidir."

Haber Ara