Pakistan’ın nükleer bombasının babası olarak görülen Abdül Kadir Han, 2004’te ki televizyon konuşmasında İran, Libya ve Kuzey Kore’ye nükleerde teknik bilgi sağlamak konusunda bütün sorumluluğu üstlendiğinden beri gözlerden uzak duruyor. Açıklamasının ertesi günü Han dönemin Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref tarafından affedildi, ama Han o günden bu yana devletin yakın takibinde. Pakistan içinde kahraman, ülke dışında küresel güvenliğin tehdidi olarak görülen nükleer uzmanı bilim adamıyla e-posta aracılığıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. İşte öne çıkan bazı satırlar:
Pakistan’ın nükleer varlıklarından genellikle “İslami bomba” olarak bahsediliyor. Nüfusu Müslüman ağırlıklı başka bir ülkenin bombaya sahip olmadığını düşünürsek, bu ifade biçimine katılıyor musunuz?
“İslami bomba” tabiri Batı tarafından art niyetli bir şekilde, dünyanın geri kalanını korkutmak, Müslümanları ve Pakistan’ı atom bombasına sahip olmaması gereken teröristler gibi göstermek için uyduruldu. Batı dünyası Müslümanlara darbe indirmek ve İslam’ı, onun altın değerlerini aşağılamak konusunda ortak bir tavır içinde.
BM İran’a yaptırım uygulamaya başladı. Görünüşe göre, yaptırımların nedeni, nükleer silah peşindeki bu İslam ülkesinin cezalandırılması. İran nükleer silaha sahip olsa, küresel jeopolitik dengeler ne şekilde değişebilir?
İran konusunda da, son derece cahil -veya az bilgili- kamuoyunu İran’ın tehdit oluşturduğuna ve aşırı dinci bir terörist ülke olduğuna inandırmak için yine aynı art niyetli propaganda devrede. Herkesin bildiği gibi, İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nda (NPT) imzacı bir ülke ve ülkenin bütün nükleer tesisleri Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) denetimine açık. İran da denetimlere izin veriyor. Dolayısıyla, yine herkesin bildiği gibi, İran nükleer silah yapımında kullanılacak malzeme ya da nükleer silah üretemez.
Nükleer silahlar yanlış ellere geçebilir mi?
Bu, Batı’nın efsanesi ve korkusu. Nükleer silah -iyi ya da kötü- son derece karmaşık ve ileri teknoloji gerektiren bir cihaz. Okuma yazma bilmeyen, eğitimsiz teröristler bir yana, konuyla ilgili tecrübesi olmayan bilim insanı ve mühendisler bile bu silahı üretemez.
Amerika’nın sizi öldürmek istediğine dair haberler çıktı. Kendinizi ne kadar güvende hissediyorsunuz?
Bunlar tamamen saçmalık. Kimse beni öldürmeye çalışmadı. Pakistan’ın nükleer silah programının mimarı olduğumu herkesin bildiği bir dönemde bütün dünyayı dolaştım.
CIA Başkanı Leon Panetta, şu an El Kaide’nin merkez karargâhının Pakistan’da olduğunu söyledi. İngiliz liderler dünyadaki terörü Pakistan’ın ihraç ettiğini ilan etti. Bunlar doğru mu ve eğer öyleyse Pakistan ne yapabilir?
CIA Başkanı, -tıpkı patronları ve ondan önceki başkanlar gibi- yalan söylüyor. Pakistan’da El Kaide’nin merkez karargâhı yok. Evet, Afganistan’daki yabancı güçlerden ötürü Pakistan son derece emniyetsiz bir yere dönüştü. Birlikte yaşama duygumuz darmadağın oldu. Cesaretsiz siyasi liderler nükleer silaha, füzelere sahip 180 milyonluk ülkemizi dilenen, üçüncü sınıf bir ülkeye çevirdi. Liderlerimizde birazcık gurur kalmış olsaydı, bu tip açıklamalara gereken karşılığı verirlerdi ve zaten kimse de böyle şeyler söylemeye cesaret edemezdi.
Pakistan dünya için bir tehdit mi?
Hayır, Pakistan hiçbir ülke için tehdit değil. Batılı güçler bölgeden çekilirse, burası yeniden huzurlu ve güvenli bir yer haline gelir.
Pakistan’ın sürdürülebilir bir kimliğe sahip olmayan bir ülke olduğuna dair bir teori var. Atom bombası da kriket gibi, bütün ülkeyi ortak bir gurur ve amaçta biraraya getiriyor. Bu görüşe katılır mısınız?
Pakistan yapay olarak yaratılmış bir ülke değildi. Hindistan’daki Müslümanlar olarak biz farklı bir kültür, tarih, toplumsal düzen ve mirasla ayrı bir millettik. Nereden bakarsanız bakın, bir millettik. Ne yazık ki, bencil, dar görüşlü liderlerin toplumu etnik gruplara bölmesi, durumu istismara açık hale getirdi. Nükleer silahlar toplumun başı dik yürümesini sağladı.
NEWSWEEK