Basına kapalı olarak yapılan görüşmenin ardından Güney Koreli bakan herhangi bir açıklama yapmadan ayrılırken, Enerji Bakanı Yıldız, Güney Kore ile yaklaşık 8 aydan beri yürütülen ve son 3 haftadan beri 21 seans görüşmeler sonucunda belli bir noktaya gelmeye çalıştıklarını söyledi.
Henüz nihai bir sonuç olamadıklarını belirten Bakan Yıldız, ''Burada değerli meslektaşım, KEPCO Başkanı ve diğer teknik heyetle yaptığımız görüşmelerde bir nokta yakalamaya çalıştık. Henüz sonuca gelemedik. Sanıyorum Seul'de yapılacak G-20 toplantılarında sayın başbakanımızla, Güney Kore Cumhurbaşkanının refakatinde yapılacak toplantılarda bir sonuç alma ihtimali olabilecek'' diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin blok olarak en büyük iki projesinden birinden, en az 20 milyar dolarlık bir projeden bahsedildiğine dikkat çeken Yıldız, o nedenle görüşmelerde zaman zaman tıkanmalar yaşandığını, zaman zaman da çözümlerin ortaya çıktığını söyledi.
ANLAŞMAZLIK NEREDE?
Basın mensuplarının anlaşmazlık noktalarının neler olduğunu sormaları üzerine Taner Yıldız, ayrıntılara girmek istemediğini, fakat fiyat ve hazine garantileri konusunda henüz bir sona gelinmediğini bildirdi.
''Hisse paylarıyla ilgili bir noktaya gelindi mi?'' şeklindeki soru üzerine Bakan Yıldız, ''Onlar Türkiye'nin daha büyük hisse almasını istiyorlar, yani yüzde 51'den daha büyük olmasını istiyorlar. Biz de kendilerine Güney Kore'nin daha büyük hisse almasını önerdik. Bu konuda da net bir mutabakat noktası henüz yok'' dedi.
Bir basın mensubunun, ''Daha önce yaptığınız açıklamada Güney Kore tarafında üniversite şartı getirdiğinizi söylemiştiniz, bu şart devam ediyor mu?'' şeklindeki sorusu üzerine Yıldız, şunları söyledi:
''Yani bu işin lojistik kısımlarına daima sıcak baktıklarını söylediler. Çünkü bu işin insan kaynaklarının ülkemizdeki mühendisler tarafından oluşturulmasının çok büyük önemi var. Burada mutlaka bir sonuç almamız lazım. Türkiye büyüyen, ama beyniyle büyüyen bir ülke. Bu çok önemli bir şey, obez büyüyen bir ülke değil. Son derece sıhhatli bir büyüme yakalandı. Bunu enerji sektöründeki insan kaynaklarıyla beraber takviye ediyor olabilmemiz lazım. Gerek nükleer güç santrallerinde, gerekse enerji kalemlerinin diğer bütün boyutlarını ihtivA eden insan kaynaklarını mutlaka içine almamız lazım ve Türkiye'deki mühendisler tarafından bunun gerçekleştirilebiliyor olabilmesi lazım. Bu konuda atılan adımları olumlu buluyorum.''