Dolar

34,8702

Euro

36,6643

Altın

3.009,21

Bist

10.058,63

Türkiye-İsrail ilişkileri düzelebilir mi?

Orta Doğu' kavramının Arap-İsrail ekseninden uzaklaşması ve bütün bu gelişmelerin Amerikan dış politikasına etkisi dün Washington'da bir konferansta ele alındı. Konferansta Türkiye, İsrail ve İran arasındaki ilişkilere de ağırlık verildi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-06 17:00:00

Türkiye-İsrail ilişkileri düzelebilir mi?

Orta Doğu'da son dönemde güçler dengesinin ve ittifakların değişmesi, ortaya yeni bölgesel güçlerin çıkması, "Orta Doğu" kavramının Arap-İsrail ekseninden uzaklaşması ve bütün bu gelişmelerin Amerikan dış politikasına etkisi dün Washington'da bir konferansta ele alındı. Konferansta Türkiye, İsrail ve İran arasındaki ilişkilere de ağırlık verildi.

Amerikan yönetiminin yıllardır sürdürdüğü çabalara rağmen Orta Doğu'da İsrail ve Filistinliler arasındaki barış çabalarının sonuç vermemesi ve bölgesel dinamiklerin Arap olmayan unsurlardan yana gelişmesi, Orta Doğu Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun dün Washington'da düzenlediği yıllık toplantının ana konusu oldu. Irak savaşı, İran'ın bir nükleer güç olarak ortaya çıkması, Hamas ve Hizbullah gibi devlet olmayan unsurların güçlenmesi gibi konuların yanı sıra Türkiye'nin ekonomik ve bölgesel güç olarak yaptığı çıkış ve aynı zamanda İran ve İsrail ile ilişkileri de tartışıldı.

1990'lı yılların ortasında özellikle savunma alanında gelişen ve ittifak düzeyine varan Türkiye-İsrail ilişkileri, son iki yıl içinde hızlı düşüş yaşadı. Konferansa konuk olan Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer Taşpınar ilişkilerin eski hâle dönmesinin artık çok zor olduğunu söyledi. Geçmişte ordunun daha güçlü olduğu dönemde kamuoyu görüşüne fazla önem verilmediğini savunan Taşpınar, Adalet ve Kalkınma Partisinin popülist bir çizgi izlemesinden dolayı kamuoyu görüşüne de eski hükûmetlerden daha fazla önem verildiğini ve bundan dolayı da İsrail ile ilişkileri etkilediğini savundu.

Ömer Taşpınar, Türkiye'nin İslamlaştığı savlarını reddetti ancak muhafazakâr ortamdan çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetinin daha bağımsız, daha milliyetçi, bütün umudunu Batı ile ilişkilere bağlamayan ve ticari çıkarlarına daha fazla ağırlık veren bir politika izlediğini belirtti.

Türkiye'nin aralarında İran'ın da bulunduğu Doğu ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesini bu yeni çizgiye bağlayan Taşpınar, bununla birlikte Sünni nüfusa sahip Türkiye'nin Şii İran'ın bölgede güçlenmesine izin vermek istemeyeceğine inandığını kaydetti. Ankara'nın, İran'ın artan nüfuzundan dolayı Irak'ın Sünni politikacılarıyla teması artırdığını söyleyen Taşpınar, Tahran hükûmetinin Hizbullah ve Hamas'ı kontrol altına alarak bölgesel gelişmeleri etkilemeye çalışmasından da rahatsızlık duyulduğunu, bundan dolayı Türkiye'nin Hamas lideri Halid Meşal'i çağırarak onun görüşlerini etkilemeye çalıştığını savundu.

Bununla birlikte Ömer Taşpınar, Türkiye'nin bölgesel istikrarın bozulmasını istemediği için Amerika ve İsrail'in, İran'ı tehdit etmesinden kaygı duyduğunu, o yüzden de Tahran hükûmetine baskı veya yaptırım uygulamak yerine bu ülkeyle görüşme yolunun seçilmesini savunduğunu söyledi.

Toplantıda söz alan İran uzmanı Alex Vatanka ise Tahran ve Ankara arasındaki yakınlaşmayı, iki ülkenin de çıkar sağladığı bazı ortak unsurlara bağladı. Vatanka iki ülkenin de Kürt militanlarla mücadele ettiğini, ticaret ve enerji alanında kazanımlar elde ettiğini söyledi.

İran ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin 10 yılda 1 milyar dolardan 10 milyar doların üzerine çıktığını kaydeden uzman, bu yakınlaşmanın iki tarafın da yalnızca İslamcı eğilimlerine bağlanamayacağını belirtti.

Orta Doğu Enstitüsü uzmanı Vatanka, Türkiye ve İran'ın ikili ilişkilere daha gerçekçi yaklaştığını ve Sünni-Şii farklılıklarının bunu engelleyemeyeceğini savundu.

Bununla birlikte bir başka uzman, son dönemde ilişkilerini yoğunlaştıran Türkiye ve İran arasında potansiyel gerginlik yaşanabileceğini, ilişkinin sürekli devam edemeyeceğini öne sürdü.

İsrail'in eski Washington Büyükelçisi İtamar Rabinoviç, Ankara ve Tahran'ın bölgede aynı anda egemenlik kurmak istediğini, iki ülkenin de tam olarak ortak çıkarlara sahip olmadığını söyledi.

Türkiye ve İsrail arasında son dönemde gerginleşen ilişkileri de değerlendiren eski Büyükelçi Rabinoviç, İsrail'in son dönemde bölgede yeni ittifak arayışı içinde olduğunu ve bir seçeneğin de Yunanistan olduğunun altını çizdi.

İtamar Rabinoviç ayrıca Türkiye'nin geçmişte İsrail ve Suriye arasında yürüttüğü ara buluculuk çabalarını, bundan sonaknra Amerika'nın devam ettirmesi gerektiğini savundu. Suriye'nin de Washington ile yakınlaşmak için Amerika'nın ara buluculuğunu tercih edeceğini söyleyen eski İsrailli diplomat, Türkiye'nin hâlâ bu süreçte rolü olabileceğini ama bir yandan Hamas'a destek vererek, bir yandan da İsrail ve Suriye arasında ara buluculuk yapamayacağını kaydetti.

Kaynak: Alparslan Esmer Voanews

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara