Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İlerleme raporunda çarpıcı tespit!

AB Komisyonu'nun 9 Kasımda yayımlayacağı 2010 Türkiye İlerleme Raporu'nun taslağında ilginç tespitler yer aldı...

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-05 23:09:55

İlerleme raporunda çarpıcı tespit!

AB Komisyonu'nun 9 Kasımda yayımlayacağı 2010 Türkiye İlerleme Raporu'nun taslağında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yetkisi dışında siyasete doğrudan ya da dolaylı müdahale vakalarının son bir yılda azaldığı belirtildi.

Taslakta, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yetkisi dışındaki siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı etkide bulunduğu vaka sayısı azalmıştır. Buna karşın Genelkurmay Başkanı, devam eden dava ve soruşturmalarla ilgili pek çok fırsatı kullanarak yorum yapmıştır. Bu açıklamalarla ilgili vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri birçok suç duyurusunda bulunmuştur. Halbuki yargı bunların takipçisi olmamıştır. Ordunun medyada seçici akreditasyon uygulaması devam etmiştir" denildi.

Taslak belgede, güvenlik güçleri üzerindeki sivil gözetim bağlamında 12 Eylüldeki Anayasa değişikliğiyle, Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) ihraç edilen askeri personele temyiz yolunun açılması ve 1980 darbesinin faillerinin yargılanması önündeki engellerin kaldırılması gibi olumlu adımların atıldığı belirtilirken, "orduya siyasete müdahale konusunda manevra alanı bırakan" TSK iç hizmet kanununun hala değiştirilmemesi eleştirildi.

İlerleme Raporu'nun taslağında, Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının artırılması ve TBMM'nin ilk kez Sayıştay ve baroların gösterdiği adaylar arasında mahkemeye üye seçmesinin Türkiye'yi AB'deki uygulamalara yakınlaştırdığı ifade edildi. Belgede, "Buna karşın Anayasa Mahkemesi'nin iki üyesi hala askeri yargıç. Demokratik bir sistemde anayasal yargı sivillerin işi olduğu için askeri yargıçların varlığı sorgulanabilir" ifadesine yer verildi.


ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Taslak raporda, 12 Eylüldeki halk oylamasıyla kabul edilen Anayasa paketinin, AB katılım sürecinde Türkiye'den beklenen birçok önceliği karşılayan, "doğru yönde atılmış bir adım olduğu" belirtilirken, anayasa paketiyle getirilen değişikliklerin Avrupa standartlarına uygun, şeffaf ve kapsayıcı bir şekilde uygulanmasının "kilit" önemde olduğu vurgulandı.

Belgede, Türkiye'nin yüzde 10 seçim barajını koruması ve milletvekili dokunulmazlığının geniş kapsamlı kalmaya devam etmesi eleştirildi.

Raporda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün siyasi partiler arasındaki diyaloğu ve devlet kurumları arasında uyumu teşvik etmeyi sürdürmesi övülürken, Gül tarafından gerçekleştirilen özellikle yargı ve üniversitelerdeki atamalarla ilgili bazı endişelerin gündeme getirildiği aktarıldı. Taslak belgede, Cumhurbaşkanı Gül'ün Kürt meselesinin çözümündeki kararlılığı ve dış politikadaki aktif rolünün not edildiği belirtildi.

İlerleme Raporu taslağında, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, katılım müzakereleri için bakanlıklar arasındaki koordinasyonu daha etkin hale getirdiği ve sık sık biraraya geldiği sivil toplum örgütlerini bu sürece katılmaya teşvik ettiği ifade edildi.

İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Taslak raporda, basın ve kamuoyunun Kürt meselesi, ordunun rolü, azınlık hakları ve Ermeni meselesi gibi geçmişte hassas kabul edilen konuları daha açık ve özgürce tartışabilmesi övülürken,Ergenekon davasıyla ilgili haber yapan basın mensuplarına sık sık dava açılması eleştirildi.

Belgede bu kapsamda, "Ergenekon davasıyla ilgili haber yazan gazetecilere çok sayıda dava açılması endişe yaratıyor. Gazeteciler soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçlanarak soruşturuluyor ve yargılanıyor. Bu durum oto sansüre neden olabilir" denildi.

Türkiye'de internet sitelerine sık sık ve orantısız şekilde erişim yasağını eleştirilen belgede, basın özgürlüğüyle ilgili şu ifadelere yer verildi:

"Gazeteciler eleştirel haberleri (yazabilmeyi) sürdürdü. Buna karşın basına siyasi saldırı konusunda endişeler mevcudiyetini korumaktadır. Hükümeti eleştiren Doğan medya grubu aleyhine 2009 yılında verilen vergi cezasıyla ilgili mahkeme süreci devam etmektedir. Gazeteciler aleyhine askeri makamlar dahil üst düzey makamlar ve siyasetçiler tarafından birçok dava açılmıştır."

Türkiye'deki yasaların ifade özgürlüğünü "yeterince garanti altına almadığı" savunulan raporda, siyasi nüfuz kullanılmasının ve yasal belirsizliklerin basın özgürlüğünü olumsuz etkilediği ileri sürüldü.
 

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara