Üniversite hastanelerinde belli sayıda hastayı ve değişik vakaları görmenin önemine vurgu yapan Şencan, ''300 bin nüfuslu yerde öğrencilerin, asistanların eğitimini sağlayacak vaka çeşitliliği ve sayısını bulamazsınız. Şu anda küçük yerlere kurulmuş üniversitelerle, istenen vaka çeşitliliği ve sayısı sağlanamıyor. Hele bir de yerleşim yeri küçükse ve hem devlet hem üniversite hastanesi olduğunda hasta sayısı ikiye bölünüyorsa, yeterli vaka sayısı görülemiyor'' diye konuştu.
Bu kapsamda bazı yerlerde üniversite hastanesi ile devlet hastanesinin ortak işletilmesi uygulamasını hayata geçirdiklerini vurgulayan İrfan Şencan, Giresun, Rize, Sakarya, Aksaray, Pendik'te uygulamanın başladığını ve başarı ile sürdüğünü söyledi. Tıp fakültesi personelinin akademik faaliyetlerinin nasıl yapılacağını planlamak gibi amaçları olmadığını ifade eden Şencan, şu bilgileri verdi:
''Bizim uygulamamızda, sağlık hizmetlerinin üretimi noktasında hastanenin idari ve mali işleri ile hastane işletmeciliğine dair kurallar yönünden Sağlık Bakanlığı'nın maddi desteğiyle birlikte üniversitenin kaynakları bir araya getiriliyor. Personel açısından güçleri birleştiriyoruz. Ekonomik olarak üniversiteyi sıkıntıdan çıkarmış oluyoruz, üniversitenin eğitim konusunda kafası daha rahat oluyor.
RANDEVU ASİSTANDAN DEĞİL PROFESÖRDEN ALINACAK
Şencan, uygulamanın hastanın da yararına olduğunu belirterek, ''Hasta gittiği hastanede (burada kaynak yok oraya git) sıkıntısından kurtulacak'' dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın işletme prensiplerinin hastanın yararına yönelik olduğunu vurgulayan Şencan, şunları kaydetti:
''Bu uygulamayla hocaya erişmek için herhangi bir fark ücreti verilmesi söz konusu değil. Ortak işlettiğimiz hastanelere hasta üniversite hastanesine geldiğinde doçent ya da profesöre ekstra para vermene doğrudan ulaşabilecek. Hasta, randevuyu asistandan değil, profesörden alacak. İşbirliği yapan hastanelerde aynı cihazlar kullanılacak.''
