Avukat Özer, esas hakkındaki savunmasında, müvekkilinin söylediği davaya konu sözlerin, parti liderlerinin birbirini eleştirirken sarf ettiği sözler kadar ağır nitelikte ve hakaret teşkil eden sözler olmadığını kaydetti.
Senger'in hakaret kastı taşımadığını belirten Özer, ''Müvekkil, müştekinin, iktidardaki AKP lideri olması nedeniyle bu sözleri söylemiş olup başbakan sıfatıyla sarf edilen sözler değildir. Ayrıca TDK'nın sözlüğünde yıkıcı tabiri çok çeşitli anlamlar içermekte olup bir şeyin zarar görmesine sebep olan anlamını da taşımaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla AKP'nin eylemleri sonucu cumhuriyetin zarar gördüğü belirlenmiştir.''
Özer, mağdurun şikayetçi olmaması nedeniyle davanın şikayet yokluğundan düşürülmesini, aksi takdirde atılı suç oluşmadığından müvekkilinin beraatini istedi.
Sanık Özgür Senger de savunmasında ''Ağustos 2008 döneminde Anayasa Mahkemesinin AKP'nin laik ve demokratik cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı haline geldiğine yönelik kararı uyarınca, olay tarihinde toplantıya katılan ve AKP'nin lideri konumundaki kişiye yönelik sözleri eleştiri amacıyla sarf ettiğimi kabul ediyorum, hakaret kasıt ve amacım yoktur'' dedi.
Mahkeme, sanığın 30 Eylül 2009 tarihinde Sabancı Kültür Merkezi'nde DEÜ'nün akademik yılı açılışı dolayısıyla yapılan toplantı sırasında konuşmak için kürsüye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben ''Cumhuriyet yıkıcıları kürsülere çıkıyor'' diyerek resmi görevliye karşı görevinden dolayı alenen ''hakaret'' suçunu işlediğini sabit buldu. Sanığın eylemine uyan suç konusunun önemi ve değerini göz önüne alarak adli para cezası vermeyi seçen mahkeme, Senger'e toplam 7 bin 80 lira adli para cezası vererek, temyiz yolları açık olmak üzere davayı bitirdi.
Özgür Senger, duruşmanın ardından İzmir Adliyesi’nin önünde yaptığı açıklamada, sözlerinin arkasında olduğunu belirtti.
