Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Başkan olsam gitmezdim'

Baykal, HaberTürk Televizyonunun canlı yayınına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Kaset olayı ve referandum öncesi anketlere de değinen Baykal, ilginç açıklamalar yaptı..

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-02 03:39:50

'Başkan olsam gitmezdim'
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, partide yaşanan tüzük tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Benim arkadaşlara tavsiyem, yeni  tüzüğü kurultay yoluyla yürürlüğe koyun. Kurultayı toplamak zorundayız'' dedi.

CHP'de dün yapılan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı ve toplantıda gündeme gelen yeni tüzüğün uygulanması tartışmalarına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Baykal, CHP'nin Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli ve büyük bir yeri bulunduğunu, böyle bir partinin değerlendirilmesinin de güç olduğunu söyledi.

''MYK toplantısında, Genel Sekreter Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay ve bir grup MYK üyesinin 'tüzük kurultayı yapalım' şeklinde görüş belirttikleri, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve bazı MYK üyelerinin ise buna karşı olduğu'' yönünde duyumlar alındığı ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine Baykal, seçimlere kısa bir süre kala, genel başkan değişiminin ardından bu tartışmaların yaşanmasının üzüntü ve kaygı verici olduğunu belirtti.

Parti içindeki kavgaların aşıldığı, bir ve bütün haline gelindiği bir dönemin ardından, genel başkan değişimi sonrası 5-6 ay içinde ayrışma ve kamplaşmanın yaşandığını kaydeden Baykal, ''Son kurultayda çok büyük bir hata yapılmıştır. Kabul edilmiş ve kurultay sabahı yürürlüğü girmiş olan parti tüzüğü hukuksuz bir oylamayla askıya alınmıştır. Hatanın başlangıcı budur'' dedi.

Tüzüğün 2008 yılında değiştirildiğini, ancak yerel seçimler nedeniyle uygulamaya konulmasının ertelendiğini hatırlatan Baykal, 2010 yılında yapılan 33. Olağan Kurultay'da ise yeni tüzüğün uygulama tarihinin usullere aykırı şekilde ileri atıldığını, ortaya vahim bir durum çıktığını savundu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın genel merkeze tüzük değişikliğine ilişkin gönderdiği  yazıdaki bir ifadeye dayanılarak, ''partinin kurultaya götürülmeden bu işin halledilmesi'' yoluna gidildiğini ifade eden Baykal, bunun yanlış olduğunu, kurultay toplanması gerektiğini ileri sürdü.

Baykal, 33. Olağan Kurultay'dan bu yana tüzük yürürlüğe konulmadığı için olmayan bir tüzükle hareket edildiğini, bu bakımdan da alınan kararların tartışılır hale geldiğini ileri sürerek, şunları söyledi:

''Hangi organla yanlış tüzük uyguladıysak, şimdi yine o organ kanalıyla doğru tüzüğü uygulamalıyız; Kurultayla. Hukukun gereğini yapmak lazım. Kurultay toplanacak ve tüzüğün gereğini yapacak. Benim arkadaşlara tavsiyem, yeni tüzüğü kurultay yoluyla yürürlüğe koyun. Kurultayı toplamak zorundayız. Kurultayı toplayacağız, yanlış da olsa kurultay kararıyla yürürlüğe koyduğumuz tüzüğü bu defa doğru bir karar alarak, değiştirerek olması gereken tüzüğü uygulamaya yine bir kurultay kararı ile başlayacağız. Derhal kurultayın toplanması lazım. Kurultayı toplamak ve bu hukuk ayıbını noktalamak zorundayız, buna mecburuz.''

Baykal, kurultay kararı ile eski tüzüğe dönülmesi yönünde bir görüşün de ortaya çıkabileceğini, ancak kendisinin bu görüşten  yana olmadığını da ifade etti. Partinin yaşanan olaylarla bir tazelenme ihtiyacı içine girdiğini belirten Baykal, bunun gerçekleşmesi için kurultayın toplanmasından ve Parti Meclisi seçiminin de yenilenmesinden yana olduğunu bildirdi.

''KEMAL BEY'İN ELİNİN RAHATLATILMASI ORTAK YARARIMIZ''

Baykal, kurultaya gidilmesi ve genel başkanlık seçimi de yapılması halinde aday olup olmayacağı sorusuna ise böyle bir kariyer planlaması ve temennisi olmadığı yanıtını verdi.

Parti içinde dışlanmışlık duygusuna neden olan bazı olumsuz gelişmelerin ortaya çıktığını, bunların bertaraf edilerek, el birliği ile yaklaşan seçimlere hazırlanılması gerektiğini söyleyen Baykal, şunları kaydetti:

''CHP'nin seçime 6-7 ay kala bir genel başkanlık tartışması içine girmesi yanlıştır, sakıncalıdır. Ortada bir genel başkan var. Genel başkan 'ben bu görevi üstleniyorum, buna devam ediyorum' dediği sürece hepimize düşen görev ona destek vermek, yardımcı olmaktır. Genel başkan konusunda  bir ihtiyaç  şu anda yoktur, çünkü genel başkan görev başındadır. Görev başında bir genel başkana ve partiyi seçime taşıma kararı almış bir genel başkana, 'hayır sen taşıma, çekil, ben taşıyacağım' diye ortaya çıkmanın partiye zarar vereceğini ben çok iyi biliyorum. Öyle bir arayışa girmem hiç bir şekilde söz konusu değildir. Kemal Bey'in, genel başkanımızın bu konuda elinin rahatlatılması, partiyi en iyi şekilde seçime hazırlaması hepimizin ortak yararı, dileğidir. Buna her türlü desteği vermeye de ben hazırım. Ben genel başkan görevini ve partiyi seçime götürme çalışmasını sürdürdüğü sürece ona yardımcı olmanın hepimizin görevi olduğunu düşünüyorum.''

Tüzük üzerinden parti içi kavga yapılmasının yanlışlığına da değinen Baykal, CHP'nin sorunları aşabilecek güçte olduğunu söyledi.  

Baykal, ''CHP'de bir rota değişikliği var mı? Varsa böyle olması iyi mi?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken de parti tabanının tarihsel süreç içerisinde belli konulardaki tavrını şekillendirdiğini, bu tavrın değişeceği yönünde herhangi bir endişe taşımadığını vurguladı.

''TÜRKİYE'Yİ BÖLEREK ANAYASA YAPMAK MARİFET DEĞİLDİR''

12 Eylül'de yapılan halk oylamasının sonuçlarını da değerlendiren Baykal, anayasaların bir mutabakat metni olduğunu, ancak oylama sonucunun Türkiye'nin ayrıştığını ortaya koyduğunu savundu.

''Türkiye'yi bölerek bir anayasa yapmak marifet değildir. İftihar edilecek bir sonuç değildir'' diyen Baykal, bu nedenle yüzde 58 ''evet'' oyu çıkmasının bir başarı olarak görülmemesi gerektiğini kaydetti. Alınan Yüzde 58 oyun zafere, yüzde 42'nin ise teslimiyet duygusuna yol açtığını, bunu yadırgadığını belirten Baykal, CHP'nin bunun yanlışlığını anlatması gerekenlerin başında geldiğini söyledi.

Baykal, her şeye rağmen yüzde 42 ''hayır'' oyunun çıkmasının gelecek için bir umut anlamına geldiğini dile getirdi. MHP'nin ''hayır'' oyu yönünde görüş bildirmesinin de çok önemli ve kıymetli bir yaklaşım olduğunu kaydeden Baykal, ''MHP oy kaybetti, barajın altında kalır'' sözlerinin tuzak olduğu, bu tuzağa hiç kimsenin düşmemesi gerektiği görüşünü ifade etti.

Baykal, ''Hala CHP Genel Başkanı olsaydınız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Çankaya Köşkü'nde verilen resepsiyona gidecek miydiniz?'' sorusuna, ''Gitmeyecektim'' karşılığını verdi. Bunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün başörtüsü ile ilgili değil, AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan Gül'ün, karar ve uygulamalarında tarafsız bir yaklaşım sergilememesi ile ilgili olduğunu söyledi.

Haber Ara