Gişede uzun yıllar Amerikan filmlerinin gerisinde kalan yerli yapımlar, artık seyirciden ilgi görüyor. Bu yıl Türk yapımı 40 filmin izleyicisi 15 milyonu bulurken 147 yabancı filmi 13 milyon kişi seyretti. Hollywood filmlerinin pazardaki payı yüzde 50'lerin altına geriledi. Sinema sektörü temsilcileri, Türk sinemasındaki bu büyümede Kültür Bakanlığı'nın parasal desteğinin ve büyük şirketlerin sponsorluklarının önemli bir yeri olduğuna dikkat çekiyor. Sinema tarihçisi Giovianni Scognamillo, "Hükümetle sinema hiç olmadığı kadar barışık" derken Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Başkanı Murat Özer, yerli film sayısındaki artışta dijital teknolojinin gelişmesinin önemli bir etken olduğunu düşünüyor.
İddialı filmler hasılatı artıracak
İki yıl önce 48 yerli yapımı 23 milyon seyirci izlemişti. Bu rakam Ocak-Eylül 2010 tarihleri arasında 15 milyona ulaştı. Kasım ayı içerisinde gösterime girecek "Av Mevsimi" ve "New York'ta Beş Minare" filmleri ile aralık ayının son haftasında gösterilecek "Kurtlar Vadisi Filistin"in de muhtemel gişelerini hesap edersek, bu yıl yeni bir rekor kırılacak gibi gözüküyor. Yine 70'i geçmesi beklenen filmden, yaklaşık 25 milyon civarında seyirci ve 350 milyonluk hasılat bekleniyor.
Yıl sonunda toplam 75 yerli filmin seyirciyle buluşacağını açıklayan Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, 2010'un sonunda 39 uzun metrajlı filme verdikleri desteğin 9 milyon 351 bin lirayı bulacağını söyledi. Bu anlamda yerli filmlerin ağırlığının giderek arttığını ifade eden SİYAD Başkanı Murat Özer de her yıl çekilen yerli film sayısının artık 70'ler civarında olacağını söylüyor.
Fida Film Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akdilek, "Türkiye'de nüfusun yarısı kadar sinemaya gidiliyor. Amerika'da bu oran nüfusun 6,5 katı. İngiltere ve Fransa'da yaklaşık 2 katı. Biz, Avrupa'da nüfustan az bilet satan 8 ülkeden biriyiz. Burada nüfusa en yaklaşık bilet satabilecek ülkeler Rusya ve Polonya. Romanya ve Bulgaristan'ın ilerisindeyiz, ama Hırvatistan, Slovenya, Rusya, Polonya ve Litvanya'nın trend olarak da gerisinde duruyoruz." sözleriyle potansiyeli ortaya koyuyor.
'Sokakta 6 milyon korsan DVD var'
Özen Film'in sahibi Mehmet Soyarslan, korsan sektörünün bu güzel tablonun daha hızlı şekillenmesine engel olduğunu belirtiyor. Nitekim Emniyet tarafından, 2010 yılının ilk dokuz ayında 3 milyon korsan film VCD ve DVD'si ele geçirildi. Bu sayının piyasada 6 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Korsan CD sektörünün piyasa değeri 90 milyon TL. Devletin vergi kaybı ise yaklaşık 25 milyon TL.
Salon başına hasılatta rekor kırılacak
Şu an 412 sinema, 1.740 salon bulunuyor. Salon başına hasılat Ekim 2010 itibarıyla 150 bin lirayı buldu. Geçen yıl salon başına hasılat bütün yıl için 165 bin lira olarak gerçekleşmişti. Seyirci rekoru kırılan önceki yıl bu rakam 169 bin lira idi. Bu yıl salon başına hasılatın 200 bini zorlayacağı öngörülüyor.
Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü, 2008'den bu yana sinema salonu bulunmayan il ve ilçelere sinema salonu kazandırmak için çalışma başlattı. Bu kapsamda sinema makinesi ve gerekli teçhizat alımı için 2008 yılında 5 il ve ilçeye 255 bin lira, 2009 yılında 7 il ve ilçeye 300 bin lira destek sağlandı. 2010 yılında Finike, Mut, Soma, Erfelek, Ilgın ve Aliağa yerleşim merkezlerine sinema makinesi ve gerekli teçhizat alımı için 125 bin lira destekte bulunduklarını belirten Abdurrahman Çelik, hedeflerinin en kısa zamanda tüm yerleşim merkezlerini sinema ile buluşturmak olduğunu söyledi.
Bir filmin maliyeti 1 ile 10 milyon lira arasında
Yapımcılara göre Türkiye'de bir filmin maliyeti 1 ile 10 milyon lira arasında. Yapımcının ne kadar para aldığı her filmin yaptığı brüt bilet satış hasılatının yüzde 40'ı bulunarak hesaplanıyor. Dağıtımcı sinemalardan topladığı paradan hasılata göre yüzde 5 ile yüzde 10 arasında bir dağıtım komisyonu alıyor. Hasılat yükseldikçe komisyon yüzdesi düşüyor. Dolayısıyla dağıtımcının pazar payı ne kadar yüksek olursa olsun, bu, büyük bir ticarî kâr anlamına gelmiyor. Esas kârlılık, filmin maliyeti topladığı hasılattan çıkarıldığında meydana geliyor.
Sinema, hükümetle barışık
Giovianni Scognamillo (Sineması tarihçisi): Yeşilçam döneminde de, öncesinde de piyasaya film sürme furyaları çok görüldü. Fakat bu sefer hükümetle sinema hiç olmadığı kadar barışık. Ama yeterli değil. İşbirliği daha da girift olmalı. Genç yönetmenlerin filmlerinin hasılatı pek umut verici değil. Bu yönetmenler henüz kendi hedef kitlelerine ulaşmış değil. Aslında Türk sineması ilerlemeye başlasa da geniş seyirci kitlelerini kendine çeken film sayısı az. O da bilinen oyuncularla çekilen filmler.
Sektör içerik ve verim açısından gelişiyor
Murat Özer (SİYAD Başkanı): Son birkaç yılda gösterime giren yerli film sayısı azalmıyor. Çekimi devam eden filmlere bakarak birkaç yıl daha 50-60 yerli film serisi devam edecek diyebiliriz. Sonra sektör oturacak. Zaten içerik ve verim açısından da sektör gelişiyor. Genç yönetmenler farklı meselelere el atıyor. Film çekmek de dijital teknolojilerin gelişmiş olması sebebiyle daha kolay. Altın Portakal Film Festivali'nde gösterilenlerin çoğu ilk film.
Yeni kuşak, sponsor sorununu çözdü
Arif Keskiner (Yapımcı-Yönetmen): Eski sinema (Yeşilçam) ile yeni sinema birbirinden çok farklı. Bizim kuşağımız işletmelere bağlıydı. Finansman sorununu bölge işletmeleri ile çözüyorduk. Ama şimdi bu mesele değişti. Bölge işletmeleri ortadan kalkınca, yeni yol bulundu: TV desteği, sponsorlar. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı, ciddi destekler vermeye başladı. 300-400 bin liralardan bahsediyoruz. Yeni kuşak, özellikle sponsor sorununu iyi çözdü.
Korsan, yeni sinema açılmasını engelliyor
Mehmet Soyarslan (Özen Film'in sahibi): Şu an çekilen yerli film sayısı artmış durumda fakat reklam ve film kopyalarını karşılamayan çok film var. Ve kimse 'Benim şu filmim şu iyi işleyen 5 salonda oynasın, diğerlerine kira vermek istemiyorum' diyemiyor. Çünkü sinema işletmecileri buna karşı çıkıyor. Hatta '30 sinemamı kiralarsan o 5 salonda da oynatırım' diyor. Bu, film çekenleri, yapanları zor durumda bırakabiliyor. Sinema olmayan merkezler de var. Bunun sebebi ise tamamen korsan. Çünkü işletmeciler, korsandan sinemaya kimse gelmez diye zaten potansiyeli düşük bir merkeze işletme açmıyor.
Kaynak: Zaman