Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, stratejik iş birliği ve ilişkilerin geliştirilmesi konusunda Ankara ve Pekin'in kararı doğrultusunda bugün Çin'e gidecek. Batı'nın, bu ilişkilerin sürmesi ve geliştirilmesinden dolayı kaygılı olduğunu Ankara'ya her zaman ifade ettiği görülüyor.
Davutoğlu'nun bugün başlayacağı yedi günlük Çin ziyareti, iki ülkenin stratejik, ekonomik, siyasi, askeri ve uluslararası meselelerdeki iş birliğinin geliştirilmesi konusundaki anlaşmaların devamı için gerçekleşiyor.
Çin Başbakanının Türkiye ziyaretinde imzalanan ve Batı'nın kaygılanmasına neden olan anlaşmaların siyasi ve yasal altyapısı Ankara'da hazırlandı.
Çin Başbakanı Wen Jiabao, ziyarette Erdoğan ile ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında, tarafların ilişkilerini geliştirmek için stratejik iş birliği anlaşmasına vardığını belirtti.
Jiabao, "Türkiye ve Çin, terör ve bölücülük konusunda benzer tehditlerle yüz yüzedir ve toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumada ortak menfaatlere sahiptir." dedi.
Erdoğan da, "Ankara ve Pekin, şu anda 17 milyar olan ticaret hacmini 2015 yılına kadar 50 milyar dolara, 2020 yılına kadar da 100 milyar dolara yükseltmeye kararlı." dedi.
Türkiye Başbakanı, iki ülke arasında varılan anlaşmaya göre ikili ticaret ilişkilerinin Türk Lirası ve Çin Yuanı ile yapılacağını ifade etti.
Ankara ve Pekin arasındaki stratejik iş birliği, ABD, Siyonist rejim ve bazı Batılı ülkelerin şiddetle kaygılandığı bir yönde gelişiyor.
Türkiye'nin, Siyonist rejimin "Anadolu Kartalı" tatbikatına katılmasına karşı çıkması, buna bağlı olarak da ABD'nin tatbikata katılmaktan vazgeçmesi ve yerine Çin'in katılması da Batı'nın güvenlik kaygılarına neden oldu.
Washington, Türkiye'nin bu yılki "Anadolu Kartalı" tatbikatına İsrail yerine Çin'in davet edilmesinden memnun değil.
ABD askeri yetkilileri Türkiye'ye, Çin ile ortak hava tatbikatı sırasında Çin'in ABD askeri teknolojisine ulaşmaması için F-16 uçaklarını kullanmaması uyarısında bulundu.
Türkiye aslında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, uluslararası arenada yeni konumunu ve dünyadaki iktidar rekabetlerinde yerini belirlemek için Çin, Rusya ve komşularıyla ilgili politikalarında değişikliğe gitmeye karar verdi.
Ankara bu doğrultuda, ekonomik kalkınma ve Çin, Rusya, Afrika ve komşu ülkelerle ticaret hacmini artırmak için uzun vadeli bir plan devreye soktu ve hedeflerine ulaşmak amacıyla 990'lardan önce gerilim yaşadığı diğer ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye ve onlarla sorunlarını çözmeye çalıştı.
Buna göre Türkiye, Moskova ve Pekin ile ilişkilerinin gerilmesine neden olan Çeçen ve Türk asıllı Uygur isyancıları desteklemeyi giderek azalttı ve bu iki ülkenin merkezi hükûmetleriyle ilişkilerini geliştirdi.
1996 yılında Çin ve Türkiye, kısa menzilli füzelerin üretim teknolojisi konusunda iş birliği anlaşmasına vardı.
1999 yılında yapılan başka bir anlaşmaya göre de Ankara ve Pekin, subay adaylarının askeri akademilerde karşılıklı eğitim görmeleri konusunda da iş birliği yapma kararı aldı.
Yarım asır öncesinden beri Türkiye'nin Batı'nın cephesinde yer aldığına ve NATO üyesi olduğuna değinen yorumcular, Ankara'nın Pekin'e yakınlaşmasındaki stratejik hedefinin, daha çok ekonomik iş birliğini geliştirme yönünde olduğuna inanıyorlar.
Yorumculara göre, Türkiye enerji alanında ve özellikle nükleer enerjide Çin'in teknolojisine ilgi gösteriyor ve bu da Pekin'e yakınlaşmasına neden oldu.
Diğer taraftan yılda 50 milyon Çinli, turist olarak dünyayı geziyor ve Türkiye, bu turistlerin büyük bölümünü ülkeye çekmeye ve bu yolla iş imkanı ve gelir sağlamaya çalışıyor.
Türkiye, bu doğrultuda 2012 yılını Türkiye'de Çin Yılı olarak lanse etti.
Bu yüzden Davutoğlu'nun, Çin ziyaretinde söz konusu alanlarda ikili ilişkileri geliştirmeye zemin hazırlaması için görüşmelerde bulunması bekleniyor. Ankara'nın da bu
faaliyetlerle eş zamanlı olarak Batılı ortaklarını söz konusu ziyaretin hedefleri hakkında bilgilendireceği görülüyor.
BYEGM