Avrupa Birliği’nin (AB) Güvenli İnternet Programı (Safer Internet Programme-SIP) tarafından düzenlenen toplantıda, çocukların "online" ortamda karşı karşıya kaldığı riskler ile söz konusu tehditlerle mücadele yöntemleri masaya yatırıldı.
Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar ışığındaki değerlendirmede, internet üzerinden çocukları istismar etmeye çalışan kötü niyetli kişilerin karakterleri ve davranışlarına dikkat çekilerek, tehlikenin boyutları vurgulandı.
Sosyal paylaşım siteleri veya sohbet odalarında sörf yapan bazı kişilerin "kriminal sabıkalılar" olduğunu bildiren uzmanlar, çocukların sanal alemde nasıl tuzağa düşürüldüğünü ayrıntılarıyla anlattı.
Çocuklara Nasıl Tuzak Kuruyorlar?
Çocukların genellikle odalarında bulunan bilgisayar aracılığıyla internete bağlandığını ve saatlerce tek başına sanal alemde vakit geçirdiklerini belirten uzmanlar, bu süre içinde Facebook ve Messenger gibi çeşitli iletişim kanallarında hiç tanımadığı kişilerle tanıştıklarını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda internet kullanıcısı çocuklardan yaklaşık yüzde 35’inin yüzünü hiç görmediği kişilerle sanal alemde arkadaş olduğunun belirlendiğinin altı çizilerek, bu durumun tehlikelerine dikkat çekildi.
İnternet suçlarına ilişkin adli olaylardan yola çıkan bilişim uzmanları, çeşitli suçlardan sabıkaları bulunan bazı kişilerin "farklı kimlik" ve "sahte fotoğraflar"la sanal alemde çocukların güvenini kazandığını söyledi.
Söz konusu kişilerin ağlarına düşürdükleri çocukları kısa sürede ikna ederek fotoğraflar istediği ve kimi zaman da müstehcen içerikli fotoğrafları paylaşarak tacizlerde bulundukları belirtildi. İstediği resimlere kavuşan söz konusu kişilerin, bir süre sonra çocuklardan çeşitli taleplerde bulunmaya başladığı dile getirilerek, kimi zaman bu taleplerin sınır tanımadığına işaret edildi.
"Fotoğraflarını Ailene Gönderirim"
Taleplere karşı konulması durumunda çocukların "fotoğraflarını ailene gönderirim" gibi tehditlerle korkutulduğu ve bu şekilde istenilen her şeyi yapan çocukların çeşitli şekillerde istismar edildiklerinin altı çizilerek, söz konusu yöntemlerle suça itilen veya tecavüzlere uğrayan çok sayıda çocuğun varlığını gündeme taşındı.
Oyun Bağımlılığının Sonuçları
Dünyanın çeşitli ülkelerinden bilişim uzmanları ile internet servisi sağlayan firma temsilcilerinin de katıldığı toplantıda sıralanan bir diğer tehdit algılaması ise ’’internet ve oyun bağımlılığı’’ olarak gösterildi.
Çocukların internet başında geçirdiği sürelerin ’’bağımlılık’’ derecesine ulaştığını vurgulayan uzmanlar, bu nedenle sosyal yaşamdan uzaklaştıkları, aile ve arkadaşlık ilişkilerini hiçe saymaya başladıklarını bildirdi.
İnternet ortamında geçirilen sürenin büyük bir bölümünün sosyal paylaşım siteleri ve online oyunlar olduğu vurgulanan forumda, bu oyunlardan büyük bir bölümünün çocukları şiddete yönelttiği bilgisi verildi.
Cep telefonları aracılığıyla internete mobil olarak erişen çocukların bu tehditler karşında daha da savunmasız kalacağı dile getirilirken, Avrupa ülkelerinde yaşayan çocukların internete erişim oranı ise ülkelerin durumuna göre yüzde 7 ile 79 arasında değiştiğini gösterdi. Bu arada Facebook’un dünyadaki kullanıcı sayısının 500 milyonu geçtiğini bildiren yetkililer, aktif ’’mobil kullanıcı’’ sayısının da 65 milyona ulaştığına dikkat çekti.
Tanımadığı Yüzlerce Arkadaşı Var
Forumda düzenlenen farklı bir oturumda ise Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde oturan aileler ile internet kullanan çocuklar, görüşlerini dile getirdi. İsveçli bir çocuğun Facebook’taki arkadaş sayısının 800’ü geçtiğini ve bunlardan ancak yüzde 30’unun tanıdığını söylemesi katılımcıları şaşkına çevirdi.
Öte yandan toplantıya katılan Microsoft’un internet güvenliği direktörü Julia Inman Grant ise dünya çapında sosyal ağlara üye olan kişi sayısının 830 milyona ulaştığını belirterek, bu rakamın her yıl yüzde 20 oranında arttığını kaydetti.
İlk Sorumlu Aile
Çocukların tehditlerden korunması için en büyük görevin ailelere düştüğünü kaydeden Grant, bu konuda anne ve babaların bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Uzmanlar ise bu süreç içinde anne ve babaların kesinlikle çocuklarına interneti yasaklamamaları gerektiğinin altını çizerek, bilgisayar başında geçirdikleri zamana eşlik etmeleri çağrısında bulundu.
Ebeveynlerden evlatlarının davranışlarını yakından izlemesi önerisinde bulunulurken, içine kapanık, tedirgin ve korkak tavırlar sergileyen çocukların bir tehditle karşı karşıya olabileceği bildirildi.
İki gün süren uluslararası forumun sonunda, konunun ciddiyetine vurgulanarak çocukların internette güvenli vakit geçirebilmeleri için gerekli yasal düzenleme ve bilinçlendirme çalışmalarına önem verilmesi istenildi.