Dolar

34,8680

Euro

36,7266

Altın

3.036,48

Bist

10.058,47

İslam, Batı dünyasında neden gündem?

Soğuk savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeninin en önemli gündem maddesini İslâm oluşturmaya devam ediyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-27 07:10:00

İslam, Batı dünyasında neden gündem?

Soğuk savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeninin en önemli gündem maddesini İslâm oluşturmaya devam ediyor. Küresel ekonomik kriz, iklim değişikliği, nükleer sorun gibi konular belli aralıklarla gündeme gelirken, İslâm son 20 yılda gerek Batı dünyasında, gerekse İslâm dünyasında hep gündemin birinci sırasında yer aldı. Türkiye’de hiç gündemden düşmeyen İslâm meselesi, Müslüman olmayan Batı’da hem iç politikada, hem dış politikada en çok tartışılan konu oldu.

Küresel ekonomik kriz, iklim değişikliği, nükleer sorun, askeri müdahaleler gibi dünyanın en fazla konuştuğu konular belli dönemlerde gündeme gelirken, son 20 yılda dünyanın en önemli gündem maddesini İslâm oluşturdu. Kuzey Amerika’dan Latin Amerika’ya, Avrupa’dan Uzak Doğu’ya ve Ortadoğu’ya, Rusya’dan Afrika’ya kadar dünyanın her tarafında gerek Müslüman ülkelerde gerekse Müslüman olmayan ülkelerin tartıştığı İslâm, Batı’nın ekonomik, siyasi ve entelektüel üstünlüğüne rağmen, Batı medeniyetine karşı en büyük tehdit olarak görülüyor.

AMERİKA’DA İSLÂM TARTIŞMASI

11 Eylül 2001’de Amerika’daki İkiz Kule ve Pentagon saldırılarından sonra dünyanın gündemine giren İslâm, birçok ülkede baskılara maruz kalırken, bazı ülkelerde de kısmi yasaklara maruz kaldı. Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 Eylül saldırılarından sonra gerek Amerikan kamuoyu gerekse Amerikan yönetimi İslâm ve Müslümanları, resmi olarak açıklamasa da, en önemli tehdit olarak görmeye devam ediyor. Saldırıların ardından medyada İslâmî geleneklere uygun giyinenler birçok defa uçaklara alınmadı ya da FBI tarafından sorguya alındı. Amerikan gazete ve televizyonlarında da çoğu kez Müslümanlara yönelik tehdit ve hakaret yorumları yapılırken, birçok Amerikalı yazar, İslâm’ın yasaklanması talebinde bile bulundu. Amerika’da en son bazı rahipler Kur’an-ı Kerim yakarak, İslâm ve Müslümanlara saldırılarda bulundu.

11 Eylül saldırılarından sonra gerek Amerikan kamuoyu, gerekse Amerikan yönetimi, İslâm ve Müslümanları resmi olarak açıklamasa da en önemli tehdit olarak görüyor.

Amerika’nın “Teröre karşı savaş” ifadeleriyle meşrulaştırdığı Afganistan ve Irak işgallerinde bile perde arkasında hep “İslâm tehdidi” yer aldı. Amerika’nın Filistin sorununda İsrail yanlısı bir politika izlemesi de İsrail’i bölgedeki İslami gruplara karşı Amerikan menfaatlerini koruyuculuğuna bağlanıyor.

Amerikan gazete ve televizyonlarında da çok defa Müslümanlara yönelik tehdit ve hakaret yorumları yapılırken, birçok Amerikalı yazar İslâm’ın yasaklanması talebinde bile bulundu. Amerika’da en son bazı rahipler, Kur’an-ı Kerim yakarak İslâm ve Müslümanlara saldırılarda bulundu.

DIŞ POLİTİKADA ANAHTAR KELİME İSLÂM

Amerikan iç kamuoyunda son 10 yıldır yoğun bir şekilde tartışılan İslam, bu ülkenin dış politikasında en kilit kavram olarak göze çarpıyor. Amerika’nın “Teröre karşı savaş” ifadeleriyle meşrulaştırdığı Afganistan ve Irak işgallerinde bile perde arkasında hep “İslam tehdidi” yer aldı. Bu işgallerin amacının Amerikan karşıtı Müslüman grupların başa geçmesiyle Amerikan menfaatlerine darbe vuracağı endişesi yattığı, Amerikalılar tarafından bile ifade ediliyor. Amerikan ordusunda binlerce radikal Hıristiyan bu işgalleri “kutsal savaş” addederek İslam’ın ve Müslümanların etkisiz hale getirilmesi için gönüllü yazıldı. Afganistan ve Irak’ta binlerce sivilin bu gönüllülerce, “Hıristiyanlık adına” öldürüldükleri daha sonra ortaya çıkan belgelerle ortaya kondu. Amerika’nın Filistin sorununda İsrail yanlısı bir politika izlemesi de, İsrail’i bölgedeki İslami gruplara karşı Amerikan menfaatlerini koruyuculuğuna bağlanıyor.

LATİN AMERİKA’DAN ‘İSLÂM TEHDİDİ”

Amerika’da İslam ve Müslümanlara yönelik bu gelişmeler sürerken, Latin Amerika’da artan Müslüman nüfus da Amerika tarafından tehdit olarak görüldü. Venezuela, Kolombiya, Meksika’da artan Müslüman nüfusun örgütlü hale gelmesinden endişe eden ABD, Müslümanların kontrol altında tutulması için bu ülkelere doğrudan ya da dolaylı olarak baskılar yapıyor. Amerika’da  gündemden neredeyse hiç düşmeyen İslam, Atlantik’in bu tarafında, Avrupa’da da hiç gündemden düşmedi. Fransa, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde kimi zaman terör olayları, kimi zaman da sembollerle tartışılan İslam, Vatikan ve Avrupa ülkeleri tarafından Avrupa kültürüne en büyük tehdit olarak görülüyor.

Peçe giyilmesi yasaklandı

Sahip oldukları sistemin tüm inanç ve kültürlere hoşgörüyle baktığını ve insanlık için en iyi sistem iddiasında olan Avrupa, İslam’ın hızla artması ve demokratik düzen içinde taleplerde bulunmasından dolayı kısmi yasaklara gitti. Fransa ve Belçika’da kadınların yüzlerini kapatan peçe giyilmesi yasaklandı. Fransa, İngiltere ve İtalya’da Müslüman mezarlıkları saldırıya uğradı ve Müslümanların Avrupa kültürüyle uyumlu olamayacağına dair yorumlar Avrupa medyası ve politikacıları tarafından sık sık dile getirildi.

“İSLÂM EN BÜYÜK TEHDİT”

Son olarak Almanya’da Başbakan Angela Merkel, Müslümanları kastederek çok kültürlülüğün işe yaramadığını belirtirken, Vatikan da “İslam tehdidi”ne karşı Ortadoğulu papazları toplayarak yapılması gerekenleri konuştu. 11 Eylül 2001’de New York’taki İkiz Kuleler, 11 Mart 2004’te Madrid’te ve 7 Temmuz 2005’te Londra’daki tren bombalamalarından sonra Avrupa’da Müslüman karşıtı ırkçı grupların sayısında artış oldu. Avrupa’daki faşist partiler bir araya gelerek İslam’ın Avrupa’dan atılması için ortak işbirliği yapma kararı aldı.

TÜRKİYE’DE HİÇ GÜNDEMDEN DÜŞMEDİ

Batı’da gündemden hiç düşmeyen İslam, Müslüman ülkelerde de son 20 yılda gündemin hep en ön sıralarında yer aldı. Türkiye’de 1997’de Refah-Yol Hükümeti “İslami kurallar getirmek istediği” gerekçesiyle düşürülürken, bu tarihten sonra Müslümanlara yönelik başlayan baskılar hâlâ sürüyor. Türkiye’de başörtülü öğrenciler çoğu zaman okullara alınmazken, başörtülüler kamu kuruluşlarında çalıştırılmıyor. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yayınlanan e-muhtıra “laik devlete İslami savaş açan” hükümete karşı verilirken, AK Parti hakkındaki kapatma davası da yine aynı gerekçelerle açılmıştı. Bugünlerde yine başörtüsü sorununu tartışan Türkiye’de, İslam gündemden düşmeyen önemli tartışma konularından biri olarak yerini koruyor.

====================

Rusya’da cami düşmanlığı bilinçli bir kampanya...

Rus gazeteci, Moskova'da yaşanan cami tartışmalarının arkasında "savaş planları" olduğunu iddia etti Televizyon sunucusu ve ünlü Rus gazeteci Maksim Şevçenko, Eho Moskva radyo kanalında yaptığı açıklamada, son dönemde başta Moskova olmak üzere ülkede yaşanan cami tartışmalarını değerlendirdi. İslam düşmanlığı ve cami karşıtlığının bilinçli bir şekilde Rus toplumunun gündemine getirildiğini söyleyen Şevçenko, planlayıcıların maksatlarının Rusya'nın bütünlüğünü bozmak ve federal düzeni yıkmak olduğunu beyan etti. İran'a yönelik baskılar ve batının tavrıyla Rusya içindeki tartışmaların da bağlantılı olduğunu iddia eden Rus gazeteci, Rusya'da Müslümanların tamamının "göçmen, düşman, terörist" gibi gösterilme çabalarının ardında bir savaş hazırlığı yattığını öne sürdü. "Gazze'de Müslümanların toplu katliamı organize edilecek ve Lübnan'a karşı acımasız bir savaş başlatılacak. İsrail basınını dikkatli bir şekilde takip ediyorum. Şu anda 2006 yılından farklı yorumlar yapılıyor" diyen Şevçenko, İsrail köşe yazarlarının Beyrut'un bombalanmasını talep ettiğini söyledi. Maksim Şevçenko İslam karşıtlığı çalışmaların Rusya'da milliyetçi Ortodoksların eli ile yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca Kafkasya'da bulunan Müslümanların da Moskova gibi şehirlerde yaşanan olayları yakından takip ettiğini ve cami sorununun onların da gündeminde yer aldığını ifade etti.

======================

Siyonist askerler Kalkiliya’da Kur’an yaktı

Siyonist işgal askerlerinin önceki akşam Kalkiliya’da baskın yaptıkları bir evdeki Mushafları yakıp ev sahibini de tutukladıkları bildirildi. İşgal askerlerinin gayri insaniliklerini sergiledikleri evin Filistinli hanımı yaptığı açıklamada, işgal askerlerinin eşini tutukladıklarını ve evde bulunan iki Mushaf’ı yaktıklarını söyledi. Seher Beyda (40) isimli Filistinli bayan yaptığı açıklamanın devamında işgal askerlerinin eşini ve oğlunu önce ayrı bir odada tuttuklarını daha sonra eşini tutuklayıp götürdüklerini belirterek, askerlerin gitmesi üzerine dışarı çıkınca evlerinden alınmış iki Mushaf’ın işgal askerleri tarafından dışarıda yakılmış olduğuna şahit olduklarını ifade etti. Her türlü değerden yoksun olan işgal askerlerinin bu çirkin saldırısı ilk olmadığı gibi muhtemelen son da olmayacak. Daha önce de birkaç kez Kur’an’ı parçalamış, kirletmiş ve yakmıştılar. Benzer saygısızlıklar cami ve mezarlıklara karşı da yapılmıştı.

Kaynak: Yeni Akit


 


 

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara