İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon ana davasında sanık ve avukatların taleplerini sunmalarının ardından İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, bu taleplere ilişkin görüşü ile mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı Pekgüzel, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün Aralık ayında uygulanacak olan ve tutuklu bulunan kişilere elektronik Kelepçe takılmasına ilişkin yasadan muaf tutulmasını iceren talebinin karara bağlanmasına yer olmadığını söyledi.
Tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz'in, sanıklar Muzaffer Tekin ile Ergun Poyraz'ın avukatlığını yapmasının yasaklanmasına ilişkin mahkeme tarafından önceki celselerde verilen ara kararından dönülmesini talep ettiğini hatırlatan Savcı Pekgüzel, mahkemenin bu verdiği bu kararda bir isabetsizlik olmadığını belirterek talebin reddini istedi.
OKTAY YILDIRIM'IN KIZDIĞI AN
Savcı Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş'ın, Ergenekon soruşturmasının başlamasına neden olan ve Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarının nasıl tasarruf sahibi olduğunun iddia makamınca açıklanması talebiyle ilgili olarak da açıklama yaptı. Demirtaş'ın evde tasarruf sahibi bulunduğu kanaatine tüm dava dosyası kapsamından varıldığını belirten Pekgüzel, "Özellikle kendisinin avukatı eşliğinde verdiği emniyet ifadesindeki 'Bu evin kiraya verilmesi işleriyle ilgili genel olarak ben uğraşmaktayım.' şeklindeki ifadesi, şu anda kabul etmese de yine aynı ifadesinde kendisine sorulan '12 Haziran 2007 tarihinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığına yapılan bir telefon ihbarı ile ilgili olarak yakalandığınız ve yakalanmanıza konu olan 27 adet el bombasını yakalandığınız esnada askerlik yaptığınız dönemde komutanınız olan Astsubay Oktay Yıldırım'ın (Dava sanığı) bıraktığını beyan ettiğiniz ve bu beyanınıza istinaden Oktay Yıldırım isimli şahıs da yakalanmıştır. Neden bu şekilde bir beyanda bulundunuz?" sorusuna verdiği "Ben bu soruya susma hakkımı kullanacağım." şeklindeki cevabının da bu kanaate varmalarına neden olduğunun kendisine izah edilmesini talep etti. Savcı Pekgüzel'in bu açıklamasının ardından tutuklu sanıklar arasında bulunan Oktay Yıldırım, Pekgüzel'in bu sözlerine ayağa kalkarak tepki gösterdi. Yıldırım'ın, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile konuşarak bu açıklamaya itiraz ettiği gözlendi.
SAVCI PEKGÜZEL, MUZAFFER TEKİN'DEN ÇIKAN LOBİ BELGESİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ
Savcı Pekgüzel, tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'in, kendisi hakkında Ergenekon örgütü ile ilişkilendirilen tek delil olduğunu ileri sürdüğü 'Ergenekon Lobi Belgesi'nin, hangi belgeye dayanılarak kendi bilgisayarından çıktığının kendisine izah edilmesine ilişkin talebi için de bir açıklama yaptı. Bu belge ile ilgili konunun dava dosyasının 3. klasöründe 462-522 sayfaları arasında yer alan Muzaffer Tekin'den çıkan dijital malzemelerin inceleme tutanaklarında yer verildiğini kaydeden Pekgüzel, bu bölümde Tekin'in bilgisayarının silinmiş kısmında Lobi isimli belgenin bir kısmının bulunduğunun ifade edildiğinin de sanık Tekin'e izah edilmesini istedi.
İLGİNÇ TEKLİF AKILLARI KARIŞTIRDI
Savcı Pekgüzel'in mütalaasını sunmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ara karar gereği bazı kurum ve kuruluşlara yazılan yazılarla ilgili olarak mahkemeye ulaşan cevabi yazıları okumak için hazırlanırken ilginç bir olay gerçekleşti. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanıklar tarafından kendisine gönderilen bir not ile ilgili olarak sanık İsmail Sesar'a bir dizi soru yöneltti. Başkan Şengün, notta davaya bakan hakimlerden birinin memur olan eşi ile iki çocuğunu hastanede gören bir doktorun, hastalıkları konusunda istenirse yardım edebileceğinin anlatıldığını belirterek bu konuda Yıldız'dan bir açıklama yapmasını istedi. Bu konu hakkında bilgiyi veren kişinin İsmail Yıldız olduğu ve notu gönderen kişi ile mahkeme heyeti arasında elçilik yaptığı anlaşıldı. Yıldız, bir süre öncesine kadar Amerika'da doktorluk yapan bu arkadaşının, şimdilerde Türkiye'de bir muayenehanesinin bulunduğunu, yardım teklifini de bu arkadaşının yaptığını söyledi. Yıldız doktor olan arkadaşının, bu aşamada ismini vermek istemediğini ifade ederken konunun muhatabının heyette bulunan hakimlerden hangisi olduğu konusunda bir açıklama yapılmadı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, "Arkadaşınızın branşı nedir? Hangi konuda yardım edebilirmiş?" şeklindeki sorusu üzerine Yıldız, "Sanıyorum uzmanlık alanı Asabiye" diye konuştu. Başkan Şengün, bu yardım teklifiyle ilgili olarak "Bu bilgiler tamamen yanlış. Heyette eşi memur olan ve böyle iki çocuğunun sağlık problemi olan yok. Arkadaşınızın ismini açıklamanıza da gerek yok. Bu bilgiyi de ona ulaştırın" dedi. Böyle asılsız bir yardım teklifi hangi amaçla yapıldığı ya da yanlışlıkla mı yapıldığı konusu anlaşılamazken Başkan Şengün, mankemeye ulaşan cevabi yazıları okuma başladı.
EMNİYET, TİT İÇİN KKTC EMNİYETİNDEN BİLGİ İSTEMİŞ
Türk İntikam Tugayı (TİT) ile ilgili bilgisi Emniyet Genel Müdürlüğünce mahkemeye cevabi yazı gönderildiğini belirten Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, yazıda konuyla ilgili olarak KKTC emniyetinden cevap gelmediğinin bildirildiğini açıkladı. Şengün, sanık Alparslan Arslan'da çıktığı belirtilen emniyet araç tanıtım kartıyla ilgili olarak da Emniyet Genel Müdürlüğünden cevabi yazıda kartın hakiki örneği olmadığından gerekli incelemenin yapılmadığının bildirildiğini söyledi.
Türk Hava Yolları'ndan mahkemeye gelen cevabi yazıda ise Danıştay saldırısı davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan'ın 17 Mayıs 2006 tarihinde İstanbul Elazığ uçağına rezervasyon yaptırdığının belirtildiğini açıklayan Şengün, ancak bu rezervasyonun 15 Mayıs 2006 tarihinde opsiyon süresinin dolması nedeniyle iptal edildiğinin belirtildiğini kaydetti.
MAHKEME BAŞKANI KÖKSAL ŞENGÜN 14 SANIĞIN TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti tarafından verilen karar, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından okundu. Tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiği belirtilen kararda uzun süredir bazı sanıkların tahliyeleri yönünde karşı oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün yine Muhalefet Şerhi bulunuyor. Şengün kararda, tutuklu sanıklardan 14'ünün çeşitli gerekçelerle tahliye edilmeleri gerektiğini ve oy çokluğuyla alınan karara uymadığını belirtti. Şengün'ün tahliyelerini istemediği 8 tutuklu sanık arasında Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yıldırım da bulunuyor. Sanıklar ile avukatları tarafından yapılan diğer taleplerin, celse arasında değerlendirilmesi kararlaştırılırken duruşma 2 Aralık 2010 tarihine ertelendi.
Kaynak: Cihan