Dolar

34,8665

Euro

36,6229

Altın

3.048,96

Bist

10.058,47

İngiliz basınından özetler(26.10.2010)

Guardian, Avrupa Birliği'nin kaçak göçle mücadele için Yunanistan-Türkiye sınırında silahlı personel görevlendirme kararına geniş yer ayırıyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-26 09:20:00

İngiliz basınından özetler(26.10.2010)
Haberde, bu yıl Avrupa'ya giren her 10 kaçak göçmenden sekizinin Türkiye-Yunanistan hattını kullandığı belirtiliyor.

Göçmenlerin Yunanistan'da gördükleri muamelenin de, hem Avrupa Birliği, hem de Birleşmiş Milletler tarafından 'bağışlanamaz' bulunduğu hatırlatılıyor.

Haberde, son bir yılda Yunanistan'a giren kaçak göçmen sayısının, dört kat yükselerek 9 binden 34 bine çıktığı kaydediliyor.

Gazete, bu artışın göçmenlerin İspanya, İtalya ve Malta üzerinden Avrupa Birliği'ne giriş yaptığı Akdeniz rotasının deniz devriyeleriyle kapanmasından kaynaklandığını yazıyor.

Libya lideri Muammer Kaddafi'yle yakalanan göçmenlerin Libya'ya geri gönderilmesi konusundaki anlaşmanın da Akdeniz güzergâhının kapanmasında rol oynadığı belirtiliyor.

Yunanistan tercih ediliyor
 

Akdeniz yolunun kapanmasıyla da, daha çok sayıda göçmenin Yunanistan üzerinden Avrupa'ya girmeye çalıştığı kaydediliyor.

Guardian ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerinin yakaladıkları kaçak göçmenleri, göçmenlerin ilk giriş yaptığı Avrupa Birliği ülkesine göndermesine izin veren kuralların Yunanistan açısından durumu daha da kötüleştirdiğini yazıyor.

Gazete, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle de göçmenlerin dönüşü konusunda bir anlaşma yapmaya çalıştığını belirtiyor.

Guardian, Ankara'nın ise böyle bir anlaşma karşılığında, Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği vizesi konusunda kolaylıklar elde etmeye çalıştığını söylüyor.

Vergi anlaşması


Financial Times, İsviçre ve İngiltere'nin, İngiliz vatandaşlarının İsviçre bankalarında sakladığı paranın vergilendirilmesi konusunda anlaşmaya vardığını manşetten duyuruyor.

Anlaşmayla, 100 ila 125 milyar sterlin tutarındaki bir miktarı İsviçre bankalarına yatıran binlerce İngiliz yatırımcının daha fazla vergi ödeyeceği belirtiliyor.

Haberde. İngiltere ve Almanya'nın, başta hesap sahiplerinin kimlik bilgileri için İsviçre'ye baskı yaptığı hatırlatılıyor.

Ancak İsviçre hükümetinin, ülkedeki bankacılık sisteminin başlıca prensibi olan gizlilik ilkesinden taviz vermek istemediği kaydediliyor.

Sonunda İngiliz hükümetinin, toplamı milyarlarca sterlini bulabilecek çabuk ve düzenli vergi geliri karşılığında, kimlik bilgisi talebinden vazgeçtiği ifade ediliyor.

Almanya'nın da bu hafta içinde İsviçre hükümetiyle benzer bir anlaşma yapacağı belirtiliyor.

İşçi Partisi 'öne geçti'
 

Times, İngiltere'de ana muhalefette bulunan İşçi Partisi'ndeki bir iç yazışmayı manşetine taşımış.

Bu strateji belgesine göre parti, ekonomi politikasının içerik ve ayrıntıdan yoksun olduğunu kabul ediyor.

Hükümetin geçen hafta kamu bütçesinde büyük kesintiler açıklamasından önce kaleme alınan belgede, İşçi Partisi lideri Ed Miliband'e, hükümetin kesintilerinin İşçi Partili Eski Maliye Bakanı Alistair Darling'in önerdiğinden daha büyük olmayacağı uyarısı yapılıyor.

Gazete, ayrıca hükümetin bütçe kesintilerini açıklamasından sonra yapılan ilk ankette İşçi Partisi'nin muhafazakârların önüne geçtiğini yazıyor.

Ankete göre, İşçi Partisi yüzde 38, Muhafazakâr Parti yüzde 37, koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti ise yüzde 15 destek alıyor.

Aşırı sağda güç birliği
 

Independent, Avusturya'daki aşırı sağcı Özgürlükler Partisi'nin komşu Almanya'ya yayılma planlarını duyurduğunu yazıyor.

Partinin, Almanya'daki İslam karşıtı, aşırı sağcı bir grupla işbirliğine giderek, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı kampanya yapmayı planladığı belirtiliyor.

Haberde, Almanya'daki Pro-Deucthland adlı aşırı sağcı grubun, kentte yeni bir cami yapılmasına karşı bir kampanya yürüterek Köln Belediye Meclisi'nde beş üyelik kazandığı kaydediliyor.

Independent'ta aynı sayfada yer alan bir haberdeyse, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın Nazilerin kaçmalarına ve gittikleri yerlerde saklanmalarına yardımcı olduğu yazıyor.

Soykırımda diplomatların rolü


Haberde, bugüne dek Dışişleri Bakanlığı'nın Nazi rejiminin işlediği suçlarda çok fazla rol oynamadığı, hatta karşı çıktığı yönünde bir inanış olduğu belirtiliyor.

Ancak yine Dışişleri Bakanlığı'nın hazırlattığı çalışmaya göre, savaştan sonra Nazi geçmişi bulunan diplomatlar yakalanmamaları için Latin Amerika ve Arap ülkelerinde görevlendirildi.

Yakalanmak üzere olan kaçak Nazilere de kaçmaları için bilgi sızdırıldı. Çalışmada bunlardan birinin, 1983'e dek yakalanamayan 'Lyon kasabı' lakaplı Klaus Barbie olduğu söyleniyor.

Yahudi soykırımının mimarı olarak tanınan Adolf Eichmann'ın 1960'larda yakalanmasını sağlayan Alman savcıların da, diplomatlar bilgi verir korkusuyla, Eichmann'ın yakalanmasını İsrail'den istediği kaydediliyor.
 

Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılacak kongre ara seçimlerinde, Kaliforniya eyaletindeki seçmenler esrar kullanımının yasallaştırılmasını da oylayacak.
 

Financial Times, bu çerçevede 'Uyuşturucuyla savaşı yeniden düşünmek' başlıklı bir sayfa hazırlamış.

Esrarın yasallaştırılması
 

Gazete, Kaliforniya'da esrarın yasallaştırılmasına destek verenlerin, böylelikle milyarlarca dolarlık vergi geliri elde edileceğine, güvenlik güçlerinin rahatlatılacağına ve suç örgütlerinin gelir kaynaklarına darbe vurulacağına dikkat çektiğini belirtiyor.

Haberde, bu referandumun daha çok sayıda genç seçmeni sandık başına götüreceğinden Demokratların işine yarayacağı kaydediliyor.

Ancak federal hükümetin esrarın serbest bırakılmasına karşı çıktığı ve Adalet Bakanı Eric Holder'ın 'Eyalet yasaları izin verse de, esrar bulunduran, üreten ve dağıtan tüm kişi ve kurumlar kovuşturmaya uğrayacaktır' dediği hatırlatılıyor.

Esrarın yasallaşması durumunda, Amerika Birleşik Devletleri'nde tüketilen esrarın büyük çoğunluğunu tedarik eden Meksika'nın garip bir duruma düşeceği söyleniyor.

Haberde, Meksika Cumhurbaşkanı Felipe Calderon'un 'Bu durum çözümü çok zor bir sorun ortaya çıkarır. Referandumda evet çıkarsa, Kaliforniyalılara satmak için esrar yetiştiren bir köylüyü hapse atmak çok zor olur. ' şeklindeki sözlerine de yer veriliyor.

Kadınlara doğum kontrol jeli
 

Times, kadınlar için bir doğum kontrol jelinin geliştirildiğini yazıyor.

Günde bir kez deriye uygulanan renksiz jelin, kadınlarda yumurtlama ve hamileliği önleyen hormonların alınmasını sağladığı kaydediliyor.

Jelin, doğum kontrol haplarında görülen baş ağrısı, geçici kilo alma ve sivilce gibi yan etkileri de bulunmadığı söyleniyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilen jelin tüm klinik deneylerden başarıyla geçmesi durumunda, beş yıl içinde piyasaya çıkabileceği belirtiliyor.

Kaynak: BBCTurkish

SON VİDEO HABER

İstanbul'dan Halep'e giden Suriyeliler konuştu

Haber Ara