Türkiye hızla yaşlanıyor!
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, Türkiye'deki 60 yaş üstü insanların nüfusa oranının halen 10,1 olduğunu belirterek, bu rakamın gelecek yıl yüzde 10,7'ye, 2014'te yüzde 14,3'e, 2020'de yüzde 20,3'e, 2050'de ise yüzde 30'a yükseleceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-10-23 05:25:24
Araştırma sonuçlarına ilişkin raporda, Türkiye'de de çok önemli bir sorun olan ancak maalesef her toplumun tartışmaktan çekindiği ''yaşlılara şiddet ve suistimali'' de ortaya koyacaklarını vurgulayan Prof. Dr. Tufan, Türk toplumunun yaşlılara saygıyla övünen bir toplum olduğunu ancak bunun doğruluk derecesinin olmadığını savundu. Türkiye'de yaşlılara fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını iddia eden Tufan, yaşlı bakım evlerinde de kalifiye personel açısından bazı sıkıntılar yaşandığına işaret etti.
Yaptıkları araştırma sayesinde, Türkiye'nin 7 bölgesinde, en küçük ilçesinden, en büyük kentine kadar yaşlıların hangi durumda olduğunu bildiklerini anlatan Prof. Dr. Tufan, ''Elimizdeki veri tabanı son derece kıymetli'' dedi.
SESSİZ YAŞLANMA
Türkiye'deki 60 yaş üstü insanların nüfusa oranının halen 10,1 olduğunu belirten Tufan, bu rakamın gelecek yıl yüzde 10,7'ye, 2014'te yüzde 14,3'e, 2020'de yüzde 20,3'e, 2050'de ise yüzde 30'a yükseleceğinin öngörüldüğünü belirtti.
''Türkiye sessiz ve hızlı bir şekilde yaşlanıyor'' diyen Prof. Dr. Tufan, 2050'de 90 milyonun üzerinde olacak Türkiye nüfusunun 30 milyonunun yaşlı, 14 milyonun bakıma muhtaç ve 5 farklı hastalıktan muzdarip olacağının öngörüldüğünü anlattı. Prof. Dr. Tufan, ''Bunu nasıl finanse edeceğiz, kim finanse edecek? bu insanlara nasıl bakım hizmeti vereceğiz'' diye sordu.
Şimdiden önlem alınmazsa, gelecekte alınacak önlemlerin yaşlıların rahat, huzurlu, onurlu bir dönem geçirmelerini sağlayamayacağına işaret eden Tufan, bir an önce yaşlı bakım sigortasının hayata geçirilmesini istedi.
Türkiye'deki 6'sı devlet, 6'sı vakıf üniversitelerinde olmak üzere 12 Yaşlı Bakım Teknikerliği Meslek Yüksek Okulu olduğunu bildiren Tufan, bu okulların bugüne dek bin 300'e yakın mezun verdiğini söyledi.
Yaşlı bakımının çok zor bir alan olduğunu, bu alanda çalışanların aldıkları maaşın tatmin edici olması gerektiğini ifade eden Tufan, ''Yaşlı Bakım Teknikerleri, bakım hizmeti verirken bakıma muhtaç hale gelmemeliler. Kendilerini geçindirecek, teşvik edici bir ücret politikası olması gerekiyor. Çünkü düşük maaşlar yüzünden meslekten kaçış başladı'' diye konuştu.
''YAŞLILAR CAMİ ÖNLERİNE TERK EDİLİYOR''
ABD'de bazı ailelerin, yaşlılarını süpermarketlerin, alışveriş merkezlerinin önüne terk ettiklerinin bilindiğine de değinen Tufan, bunun Türkiye'de de yaşandığını anlattı. Bazı kişilerin yaşlı anne-babalarını cami önüne terk ettiklerini bildiren Tufan, dönemin Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'in bir konuşmasında, 2009 yılında Antalya Muratpaşa Camisi önüne 9 yaşlının terk edildiğini açıkladığını hatırlattı.
Yaşlı bakımının aslında ciddi bir istihdam alanı olduğunu da söyleyen Tufan, Almanya'da yaşlı bakımında 1 milyonun üstünde insanın istihdam edildiğini kaydetti. Türkiye'de yaşlı bakımı için aile bağlarının güçlendirilmesinin yanı sıra özel sektörün güçlendirilmesi gerektiğini anlatan Tufan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Genç bir nüfusa sahibiz ama hızla yaşlanıyoruz. Bu açıdan özel sektörü mutlaka güçlendirmek gerekiyor. Özel sektörü denetleyebilecek bir sistem de oluşturulmalı. Almanya, Hollanda yapıyor, bunu biz de yaparız, yapacağız. Türkiye'de şu anda 5 hastalıktan muzdarip 3 milyon 175 bin insanımız var. 50 yaş üzerinde 15 milyon insanımız var. Bunlar yaşlandığında kim bakacak? Bunların yüzde 30'u kronik hasta veya engelli. Bu insanları sokağa mı bırakacağız? Yaşlı bakımını özellikle kız çocukların üzerine bırakılacak bir yük olarak görmemek gerekiyor. Yaşlanmayı daha ciddiye almamız lazım.''
TÜİK'TEN DOĞRULAYAN RAKAMLAR
En fazla doğum Güneydoğu Anadolu'da
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2009 yılına ilişkin doğum istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, 2008 yılında 1 milyon 281 bin 302 olan canlı doğum sayısı, 2009 yılında 1 milyon 241 bin 617'ye geriledi.
Geçen yıl doğan bebeklerin yüzde 51'i erkek, yüzde 49'u ise kız oldu. Kaba doğum hızı binde 17,3 olarak belirlendi. Söz konusu rakam 2008 yılında binde 18 düzeyindeydi. Diğer bir ifadeyle 2008 yılında bin nüfus başına 18 doğum, 2009 yılında bin nüfus başına 17,3 doğum düştü.
Kaba doğum hızı bölgesel bazda incelendiğinde, geçen yıl kaba doğum hızının en yüksek olduğu bölge binde 27,2 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, en düşük olduğu bölge ise binde 11,6 ile Batı Marmara oldu.
Geçen yıl genel doğurganlık hızı (15-44 yaş grubunda bin kadın başına düşen doğum sayısı) ise binde 72,3 oldu. Genel doğurganlık hızı 2008 yılında binde 75,3 olarak hesaplanmıştı.
ORTALAMA ÇOCUK SAYISI İKİ
Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurgan olduğu dönem yani 15-49 yaş dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı) 2008 yılında 2,14 çocuk iken bu rakam 2009 yılında 2,06 çocuk oldu. Başka bir deyişle bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2 olarak hesaplandı.
Yaşa özel doğurganlık hızları incelendiğinde ise en yüksek doğurganlık hızının 20-29 yaş grubunda olduğu görüldü.
Yaşa özel doğurganlık hızının İstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marmara, Batı Anadolu, Akdeniz, Orta Anadolu, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 20-29 yaş grubunda Kuzeydoğu, Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise 20-34 yaş grubunda yüksek olduğu görüldü.
2009 yılında doğum yapan annelerin ortalama yaşı ise 27 oldu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara