Tirajı günde 658 bin olan Los Angeles Times gazetesinin 21 Ekim 2010 tarihli internet sayfasında Paul Richter imzasıyla yayımlanan haberde şunlara yer verildi;
Türkiye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan çarşamba günü Washington'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk firmaların, İran ile ticaretin durdurulmasına yönelik ABD ve Avrupa'nın yaptırımlarına uyup uymama hususunda "karar vermekte özgür olduklarını" ifade etti.
En son haziran ayında kabul edilen yaptırımlar, İranlı liderleri ihtilaflı nükleer programlarını sınırlamaları hususunda ikna etmek için İran'a yeterince ekonomik baskının oluşturulması amacı taşıyor. Her ne kadar İran sadece barışcıl amaçlar için nükleer enerji elde etmek istediğini ileri sürse de, ABD ve diğer birçok ülke, söz konusu programın nükleer silahların nasıl üretilebileceğine yönelik olduğuna inanıyor.
Türkiye, doğusundaki komşusunun önemli bir ticari ortağı ve yaptırımlara uymaması yaptırımların başarısını tehlikeye sokuyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan geçen ay yaptığı bir açıklamada, ülkesinin İran ile olan ticaretini üçe katlamayı planladığını belirtmişti.
Obama yönetimi bu hafta, Türkiye'yi razı etmek için büyük çaba sarfetti. Türkiye'nin başkenti Ankara'yı dün ziyaret eden ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Stuart Levey, Türk yetkilileri yaptırım çabalarında işbirliği yapmaya teşvik ederken, Washington'daki ABD yetkilileri de, ABD-Türkiye ticari ilişkilerinin geliştirilmesini önerdiler.
Ancak, Türkiye'de iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucularından Ali Babacan, birçok Avrupalı, Çinli ve Rus firmaların halen İran ile oldukça büyük işler yapabildikleri açık kapılar bulurken, Türk firmalarının İran firmalarıyla bağları koparmalarının akılsızca olacağını savundu.
Babacan her ne kadar İran ekonomisinin gittikçe "daha çok baskı" altına girdiğini teyit etse de yıllardır yaptırımlarla karşı karşıya kalan İran liderliğinin bu duruma katlanıp katlanamayacağından emin olmadığını kaydetti.
Türkiye enerjisinin yaklaşık üçte birini İran'dan sağlıyor ve iki ülke arasındaki ticaret özellikle Türkiye'nin İran sınırı yakınlarındaki yoksul bölgeleri için önem taşıyor.
Hükûmetin yaklaşımına rağmen ABD ve Avrupa'nın uyguladığı yaptırımların bazı etkileri olabilir çünkü İran ile ticaret yapan firmalarla işbirliği yapan Türk bankaları ABD piyasasına girememe riskini taşıyacaktır.
Türkiye'nin dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan bu ay, ABD'nin bankalar üzerindeki baskısından yakınmıştı.
Bu arada, Obama yönetimi, yaptırımları en çok tehdit eden Çin firmaları üzerindeki baskıyı daha etkili kılmaya çalışıyor. Diğer firmalar İran ile ilişkilerini keserken, Çin firmaları enerji, finans ve silah sektöründe bu firmaların yerini alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü P.J. Crowley Pazartesi günü yaptığı bir açıklamada, yönetimin, yaptırımlara uymadığından şüphelenilen firmaların isimlerini Çin'e verdiğini ve Pekin'in de bu firmaları araştıracağına dair söz verdiğini kaydetti.
BYEGM