Savcı, koldaki toplardamardan kontrast madde verildikten sonra dönen bir tüpün, her dönüşünde 128 kesit elde etmesiyle oluşan görüntüleme işleminin 7 saniyede tamamlandığına işaret ederek, alınan görüntülerin ayrıntılı biçimde incelenmesiyle en küçük damar hastalıklarını bile başarıyla saptadıklarını vurguladı.
Savcı, ailesinde şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterol seviyesinde artış hikayesi bulunan, ’’orta derecede’’ kalp krizi riski taşıyan kişilerin bu cihazla kalp krizi risklerini öğrenebildiklerini belirtti.
Gürsel Savcı, cihazın, kasıktaki atar damardan girilerek yapılan geleneksel anjiyografiye alternatif gibi algılanmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle dedi, ”Kasıktaki atar damardan girilerek yapılan geleneksel anjiyografinin çözümleme yeteneği de yüksektir ve üstelik aynı seansta girişim yapılarak tedavi olanağı da sunabilmektedir. Nitekim, özellikle kalp-damar hastalığı riski fazla olan hastalarda halen tercih edilen bir yöntem. İki yöntemin birbirinin tam alternatifi olarak algılanması, bu nedenle doğru olmaz.”
Son günlerde basında, bilgisayarlı tomografide hastaların yüksek dozlarda radyasyona maruz kaldığı yönünde haberler yer aldığını da söyleyen Savcı, şunları kaydetti: ’’Çok sıralı dedektörlü bilgisayarlı tomografi (BT) cihazları geliştikçe hastaya verdiği radyasyon dozu da azalıyor. Bu cihaz ile hastanın maruz kaldığı radyasyon dozu, geleneksel anjiyografide alınan radyasyondan fazla değildir. Belli miktarda radyasyona maruz kalsa da yapılan tanı sayesinde hayatı kurtulan çok hastamız oldu’’dedi.