Bugün Turkcell'de olağanüstü genel kurul var. Şirketin İstanbul Odakule'deki genel müdürlük binasında alınacak kararlar Turkcell'in küçük-büyük hissedarları kadar Türkiye'yi de derinden etkileyecek. Nisan ayında yapılan olağan genel kurulda yönetim kurulu 3 yıllığına teşkil edilmişti. Colin James Williams, Gülsün Nazlı Karamehmet Williams, Mehmet Bülent Ergin, Alexey Eugenievich Khudyakov, Oleg Adolfoviç Malis, Tero Erkki Kivisaari ve Karin Eliasson'dan oluşan yönetim, görev dağılımı esnasında Colin Williams'ı başkanlığa getirmişti. Ancak Finlandiya-İsveç konsorsiyumu Teliasonera ile Turkcell'in kurucu ortağı M. Emin Karamehmet arasındaki 'sahiplik' ve yönetimde ağırlığa sahip olma kavgası daha da büyüdü. Karamehmet'in Yapı Kredi Bankası'ndan mütevellit borçlarını ödemek için elindeki Turkcell hisselerini Ruslara satması İskandinavlara bulunmaz bir fırsat sundu. Rus Alfa grubu Turkcell'in yüzde 7'sine tekabül eden hisselerini geçen sene bir başka ortaklığa devretmesi her şeyin tuzu biberi oldu. Teliasonera hem yeni ortaklık yapısının hem de Karamehmet'e karşı uluslararası mahkemelerde lehine çıkan kararların gereğinin yerine getirilmesinde ısrarlı.
Yukarıdaki gelişmelerde kimsenin itiraz edeceği bir durum yok. Yabancı karşıtlığı gibi tevil edilmemeli söyleyeceklerimiz. Karamehmet'in şirketi kaybetmemek için bulduğu çözümler buraya kadar geçerli olabildi. Türkiye için önemli bir başarı hikâyesi olan Turkcell'i yabancılara kaptırmamak için elinden geleni yaptı Mehmet Emin Bey. İçine düştüğü mali darboğazı aşmak için Turkcell hisselerini sattıkça yabancıların masadaki ağırlığı arttı. Keşke o günlerde Türkiye'den birileri bu hisseleri alabilseydi.
Gelinen noktada Karamehmet'in elinin zayıflamasının bedelini hem kendisi hem de Türkiye ödeyecek. Çünkü bugünkü toplantıda kahir ekseriyet Teliasonera'ya geçerse -ki kuvvetle muhtemel netice bu yönde olacak- Turkcell'in yeni yatırımları, yurtdışında büyüme stratejileri gibi kritik konularda radikal değişikliklere gidilebilir. Örneğin Suriye, Tunus, Irak gibi yakın coğrafyada ya da bazı Avrupa ülkelerinde Turkcell lisansı ile GSM operatörlüğü lisansı almak hoş bir hayal olarak kalabilir. Turkcell Teknoloji, Global Bilgi iştirakleri küçültülebilir. Yazılım ihraç eden Turkcell, asıllarını Finlandiya'dan ithal etmeye başlar ve Teliasonera'nın Türkiye şubesi haline gelir. Erzurum ve Diyarbakır'daki çağrı merkezlerini büyütme planları da askıya alınabilir. CEO'dan başlayarak yapılacak yönetici değişiklikleri ise hisse performansını düşürebilir. Hepsi yazıyı yazarken ihtimal dahilindeydi. Ancak bugünden itibaren uygulama safhasına geçildi.
Sadece geçen yıl 1,7 milyar TL net kâr elde eden bir şirketin göz göre göre avuçlarımızdan kayıp gitmesi insanın yüreğini sızlatıyor. Geleceğin güç merkezleri bilgi ve teknoloji etrafında şekillenecekse Turkcell gibi şirketlerin gücü Türkiye'nin gücünü belirleyecektir. Tekrar hatırlatalım: Turkcell'in 62 milyon abonesinin 28 milyonu Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Moldova, Belarus ve KKTC'de. Haritanın sınırlarını genişletecek başka ülkeler vardı sırada.
Ülkenin bilgi teknolojileri (IT) alanındaki sürdürülebilir büyümesini, ekonomik güvenliğini doğrudan ilgilendiren kararlar ana hissedarlara bırakılmayacak kadar önemli değil mi? Madem cevap 'evet', sektörün otoritesi konumundaki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, hepimiz adına Turkcell'deki yönetim kurulu değişikliğini mutlaka yakından takip etmelidir. Lider ülke vizyonunu sekteye uğratacak bir adıma üst kurulun izin vermeyeceği ümidi ile Turkcell'i izlemeye devam edelim.
Kaynak: Zaman
