SİLAH ALBAYIN SOLUNDAYDI
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından öldürüldüğü söylenen Albay Çillioğlu'nun Tunceli il Jandarma Alay Komutanlığı'ndaki lojmanında 03.02.1994 tarihinde ölü bulunmasıyla ilgili ilk incelemeyi Tunceli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan yaptı. Sivil savcı, Çillioğlu'nun lojmanındaki son durumu 'Olay Yeri Tespit Tutanağı'na geçirdi. Yemek masasına ait bir sandalyenin tuvalet masasına yaklaştırıldığını kayda geçen savcı, "Cesedin sırt üstü yatar halde olduğu, sol nahiyede kurulu vaziyette 14'lü Belçika Brovning marka tabancaya rastlandı" tespitini yaptı.
SAĞ ELDEKİ SİLAH SOLA DÜŞMEZ
Aynı gün tugay revirinde yapılan otopsi sonrası hazırlanan raporda Çillioğlu'nun ölümüne sebep olan kurşunun sağ kulağın üst tarafından girip sol arka tarafından çıktığı bilgisi yer aldı. Kendi kafasına sağ taraftan ateş eden birinin elindeki silahın cesedin sol yanında bulunması, albayın solak olmadığını belirten Çillioğlu ailesindeki 'cinayet' şüphesini iyice güçlendirdi.
ASKERİ SAVCI KURŞUNU ÜÇ GÜN SONRA BULDU
Sivil savcı, Çillioğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturmayı olaydan 1 gün sonra askeri savcıya devretti. Olayla ilgili incelemelerini yürüten askeri savcı, 'Kovuşturmaya gerek yoktur' raporuna Çillioğlu'nun ölümüne sebep olduğu sanılan silahın yerdeki konumuyla ilgili hiçbir bilgi kaydetmedi. Oğul Gökhan Çillioğlu, askeri savcının yaptığı incelemeyle ilgili aklındaki soru işaretlerini şöyle dile getirdi: "Sivil savcının bulamadığı çekirdeği askeri savcı 3 gün sonra bir şekilde bulmuş. Fakat altını özellikle çizmek isterim ki ölümden sonra babamın silahı zaten kendilerindeydi."
BARUT VE PARMAK İZİ NEDEN YOK?
Albay Çillioğlu'nun ölümüyle ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığı 8. Kolordu Komutanlığı Elazığ Askeri Savcılığı tarafından karara bağlanan 22.02.1994 tarihli 'Kovuşturmaya gerek yoktur' belgesi söz konusu silah ve mermi çekirdeğiyle ilgili çarpıcı bir detay içeriyor. Albay Çillioglu'nun silahı, sadece çalışıp çalışmadığı yönüyle incelenmiş. Askeri savcının pencere pervazından çıkardığı çekirdeğin incelemesi ise sadece aynı silahtan çıkıp çıkmadığı şeklinde yapılmış. Kriminial incelemesinin eksik yapıldığından şikayet eden Çillioğlu ailesi ise şu soruyu soruyor: "Savcı ve pratisyen doktorların çıplak gözle görebildiği barut izleri, silahtaki parmak izi, çekirdekteki doku örnekleri neden kriminal raporunda yok?"
KATİL DETAYLARI GÖZDEN KAÇIRMIŞ
Albay Kazım Çillioğlu'nun oğlu Gökhan Çillioğlu, sivil savcının hazırladığı tutanakta silahın 'cesedin sol yanında' bulunduğu bilgisiyle ilgili "Bu durum sağ eliyle kafasına sağ taraftan ateş eden birinin yere düştükten sonra silahının sol tarafa düşmesi gibi tamamen imkansız bir durum. Bu belge, babamı öldürenlerin olayı intihar gibi göstermek isterken bazı detayları gözden kaçırdıklarının delilidir" şeklinde konuştu.
ŞiFRE 'MEŞGUL SESi'
Gökhan Çillioğlu, babasını lojmanda sorgulayıp öldürenlerin, dışarıdakilere telefon aracılığıyla mesaj gönderdiğini söyledi. Askeri savcılık tarafından hazırlanan 'Kovuşturmaya gerek yoktur' raporunda geçen "(...) şoför ve habercinin saat 15.00 sıralarında müteveffayı telefonla aradıkları, ancak ulaşamadıkları" şeklindeki ifadelere dikkati çeken Gökhan Çillioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Babamın telefonla arandığı ve telefonun uzun uzun çaldırılmasına rağmen cevap alınamadığı tespiti yapılmış. Fakat sivil savcının saat 16.00'dan sonra hazırladığı tutanakta babamın telefonunun açık halde bulunduğu bilgisi var. Yani telefonun normal şartlarda meşgul çalması lazım. Yani öğle saatlerinde ölen biri nasıl olur da yerinden kalkıp 16.00'da telefon ahizesini açar?" Gökhan Çillioğlu, bu soruya şöyle cevap verdi: "Bence bu mesaj dışarıdaki hainlerle kurulan bir irtibat."
İntihar değil konuşma notuydu
Albay Çillioğlu'nun ölümü sonrası lojmanındaki masasının üzerinde 'Bu Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce ve mutlaka geniş kapsamlı düşünmeliyiz' yazılı bir not bulunduğu resmi kayıtlarda yer aldı. Gökhan Çillioğlu, intihar notu olarak lanse edilen bu ifadeyi Albay Çillioğlu'nun ölümünden bir gün önce çavuşlara yaptığı konuşmada kullandığını belirtti. Çillioğlu, bu bilginin 'Kovuşturmaya gerek yoktur' belgesine girmeyen er ifadelerinde de yer aldığını kaydetti.
Namaz kılan insan eve postalla girmez
Babasının ölümü sonrası ayaklarında postallarının bulunduğunu ifade eden Gökhan Çillioğlu, "Babam namaz kılardı. Namaz kılan biri evine postallarıyla girmez" diye konuştu. Babasının namaz kıldığını olayla ilgili alınan ifadelerinden de anlaşılabileceğini anlatan Gökhan Çillioğlu, "Erlerden biri, ifadesinde babamın vefatından sonra yaptıklarını anlatırken seccadesinden bahsediyor" diye konuştu. Gökhan Çillioğlu, babasının intihar ettiği iddiasına kesinlikle inanmadıklarını ifade ederek "Babam maneviyatı olan bir insandı, intihar edebilecek biri değildi" şeklinde konuştu.
Kaynak: Yeni Şafak