Geçtiğimiz cumartesi günü Beşiktaş Meydanı’nında üzerinde 3 büyük dinin simgesi ile Atatürk portresinin bulunduğu “İbadet bölgesi” isimli çalışması saldırıya CHP'lilerin saldırısına uğrayan Hollandalı tasarımcı Rosan Bosch “Amacım provakasyon değil kavramları tartışmaya açmaktı” dedi. Bosch tabeladaki Atatürk portresinin yerine saldırının fotoğraflarını koydu.
CHP'lilerin saldırısı Hürriyet yazarı Hadi Uluengin'i kızdırdı.. Uluengin, "FAKAT, yeter! Evet efendiler, artık gerçekten yeter! Köhneliğinizi, ilkelliğinizi, hantallığınızı, durağanlığınızı ve statüko zaptiyeliğinizi gizlemek için isminin, heykelinin, büstünün arkasına saklandığınız i-n-s-a-n bir Mustafa Kemal Atatürk’ü bir “ibadet” totemine dönüştürdüğünüz artık yetti!" tepsikini bu sözlerle dile getirdi..
EYVAH Kİ EYVAH!
CHP’li olduğu iddia ve tahmin edilen bir grubun cumartesi günü Beşiktaş’ta gerçekleştirdiği “sanatsal saldırı”dan haberdar mısınız?
EFENDİM sıkı durun, 2010 etkinleri çerçevesinde BİMERAS kültür vakfı tarafından semt meydanında düzenlenecek olan sergide daha eserler oraya yerleştirilirken, Hollandalı heykel ve tasarım sanatçısı Rosan Bosch’un yapıtı vandallar tarafından oracıkta imha edilmiş.
Ellerinde balyoz olmadığı için objeyi tümden parçalayamamışlar ama “Free Zone İstanbul” diye adlandırılan gösterim sahasına bir mezar taşı olarak bırakmışlar.
Hemen hatırlatayım ki bu “free zone” deyimin tam Türkçe karşılığı “özgür alan”dır!
Eyvah ki eyvah ve de şaka mı ediyorsunuz?
Özgürlük nire, kültür nire, sanat nire, hoşgörü nire ve tabii altı ok ilkesi nire?
ATATÜRKÇÜLÜK ADINA TRAGEDYA
VAKIA doğru, İl Başkanı “muhalif bir grubun böyle bir eylem yapması onların CHP’li olduğu anlamına gelmez” diye tevil ediyor.
Fakat aynı kişilerin olaydan hemen önce başka bir gösteri için orada bulundukları ve de kendilerini parti üyesi olarak tanıttıkları göz önüne alınırsa, eh yorumu size bırakıyorum.
Her neyse, zaten barbarların kimin militanı olduğu ancak tali derecede önem taşıyor.
Esas meseleyi “Atatürkçülük” (!) adına nerelere varıldığının tragedyası oluşturuyor.
KEMALİZM ADINA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
ÖYLE, zira Bosch’un eserine yönelik hücum o malûm “Atatürkçülük”, o malûm “ulusalcılık”, o malûm “kuvvacılık” ve o malûm “Kemalizm” adına gerçekleştirildi.
Saldırganlar totemi, tabuyu, fetişi kutsayan bir dokunulmazlıktan cesaret aldılar.
Çünkü olayın özeti de şöyle şekilleniyor:
Havaalanlarındaki işaret levhalarının grafiğinden esinlenen Felemenk sanatçı aynen oralardaki gibi “İbadet” sözcüğünü yazdıktan sonra, tabelânın sarı zeminine bir İsevî haç, bir İslami hilâl, bir Davudî yıldız ve bir de Atatürk portresi çizmiş.
Eh, semavi din simgelerinin dünyevi bir ideoloji simgesiyle özdeşleştirilmesindeki çağrışımı, eleştiriyi, iğnelemeyi anlayan tabii ki anlar!
İşte zaten de bunu bal gibi anladıkları içindir ki aynı saldırganlar “özgür alan”ı sanatın, fikrin ve kültürün esaret alanına dönüştürmekte hiç tereddüde düşmediler.
Mukaddes “ibadet”lerini kaza namazıyla geciktirecek kadar bile sabredemediler.
Ne diyeyim, Allah akıl fikir ihsan eylesin desem acaba bir faydası olur mu?
ATATÜRK'Ü İBADET TOTEMİNE DÖNÜŞTÜRDÜNÜZ
FAKAT, yeter! Evet efendiler, artık gerçekten yeter!
Köhneliğinizi, ilkelliğinizi, hantallığınızı, durağanlığınızı ve statüko zaptiyeliğinizi gizlemek için isminin, heykelinin, büstünün arkasına saklandığınız i-n-s-a-n bir Mustafa Kemal Atatürk’ü bir “ibadet” totemine dönüştürdüğünüz artık yetti! Kabak tadı verdi.
Beşiktaş’taki barbarlığınız ise bardağı taşıran son damla oldu
Sizler, Muhammed’in karikatürünü çizdi, Meryem’in bakireliğini ti’ye aldı, Musa’nın on emrini gırgıra vurdu diye kıyamet kopartan dini mürtecilerden bile daha çok mürtecisiniz.
Onların hiç olmazsa evrensel kabul gördüğü varsayılan semavi bir kutsalı var!
BEMBEYAZ TÜRK DEĞİL KARANLIK YOBAZLARSINIZ
Dolayısıyla, sizler ağzınızla kuş tutsanız da; kendinizi değil “beyaz” değil “bembeyaz Türk” diye tanımlasanız da; sırtınıza “aydınlanmacı” değil “ışıldatıcı” yaftasını yapıştırsanız da, sizler o “aydınlanma”nın; yani bizzat Büyük Kemal’in rasyonel mantık ve eleştirel düşünce ilkelerinden bir nebze nasiplenmemiş karanlık yobazlarsınız.
Efendiler, o sanat eserini derhal Beşiktaş’taki “Özgür Alan İstanbul”a iade edin ve hadi artık başka kapıya, kutsal “ibadet”inizi kendinize mahsus totem mabetlerinde yapın!