Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle;
“Biz, tüm renkleri, sesleri, ağıtları, zılgıtlarıyla Türkiye’yiz.
Bu millet Türkiye’nin değişebileceğine inandı. Türkiye’nin dönüşebileceğine bizimle inandı. Bugün her zamankinden daha umutluyuz.
8 yıl çok farklı bir Türkiye vardı, bugün çok daha farklı, Türkiye özgüvenine bizimle kavuştu. Artık gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen Türkiye var.
Hazreti Ali diyor ki, ‘Haksızlıklar konusunda susan dilsiz şeytandır.’ Yanıbaşımızda çocuklar öldürülürken kimse bizden susmamızı beklemesin.
Gazze’nin çocukları için, Akdeniz’de devlet terörüyle katledilen Furkan Doğan için susmayacağız. İsrail devlet terörü nedeniyle özür dilemeli ve tazminat ödemelidir.
Uzlaşmaz ve çatışmacı tavırlarıyla İsrail hükümeti dünyanın tepkisini çekmektedir. Ortadoğu’da İsrail’in Kudüs üzerindeki oyunları artarak devam ediyor, buna sessiz kalmamız beklenmesin.
Bölgesel olaylarda inisiyatifi almamızı kimse eksen kayması olarak nitelendiremez.
Avrupa’nın ahde vefaya uymamamıs bizi üzüyor, motivasyonumuzu zedeliyor. Biz sadaka da ulufe de istemiyoruz. AB’den bize verdiği sözleri tutmasını istiyoruz.
Bu Cumhuriyet çoğunluğun olduğu kadar azınlığın da Cumhuriyeti'dir.
Cumhura ait olan hiçbir yer, cumhura yasaklanamaz.
Diktatörlüğün sivili olmaz.
Laiklik başını örten için bir güvencedir. Anayasa profesörüymüş, ne profesörü olursan ol. İşin aslına bakalım.
Yasalara hukuka aykırı olamaz, aslolan haktır, hukuktur.
Televizyonda konuşuyor. Önce bayanlar arasındaki eşitliği savunun. Bir bayan arkadaşını savunmuyorusun.
Yıllardır yasaklara, zulme göz yumanlar şimdi millete sanal korkular pompalayarak rant geliştirmek istiyorlar.
Biz yasakların gölgesinde yaşadık, başkaları da yaşasın istemiyoruz.
Biz korkuları anlamaya çalışıyoruz, empati kuruyoruz.
8 yıldır ülkeyi idare ediyoruz. Kimin tavuğuna kışt dedik. Hangi yaşam koşulunu değiştirdik?
Bu ülkede cami amamını öldüren terör örgütünü desteği ile siyaset yapanlar var. Bunların kitabında barış yok, dilinde barış var.
Ana muhalefet samimiyseniz, talimatı verin. Ben de vereyim. MHP ve BDP de gelsin.
Ben buradan grup başkanvekillerine talimat veriyorum, CHP’ye grup başkanvekilleriyle görüşün.
Kamusal alan diyorlar, bu kavram nereden çıktı?
CHP Genel Başkanı’nın üslubunu değiştirmesini dileriz."
