Ziyaretinin ikinci ve son gününde ülkesine dönüş yolunda Beyrut'taki İran Büyükelçiliği'nde Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah'la bir araya gelen Ahmedinejad ilginç de bir hediye aldı. 2006'deki İsrail-Hizbullah Savaşı'ndan beri korunaklarda yaşayan Nasrallah, İran Lideri'ne o savaşta İsrail askerlerinden ele geçirdikleri bir silahı hediye olarak verdi.
Ahmedinejad'ın Hizbullah'ın kalesi Güney Lübnan'ı ziyaretinde bile İsrail'in muhtemel bir suikast endişesinden dolayı kendisine eşlik edemeyen Nasrallah, İran liderine zaman zaman Lübnanlı diğer grupları da tedirgin edecek açıklamalarda bulundu.
Özellikle İran'da dini lideri bir tek Allah'a karşı sorumlu gören ve halk üzerinde mutlak egemenliğini savunan Velayet-i Fakih'le (İran'ın mevcut dini lideri Ali Hamaney'in temsil ettiği makam) gurur duyduklarını belirten Nasrallah, İran'ın ilahi vazifesini yaptığını da öne sürdü.
Ziyaret boyunca Lübnan'ı oluşturan diğer dini ve mezhepsel gruplar; Sünni ve Hristiyanların pek ortalıkta görünmediği ziyaret boyunca Ahmedinejad gittiği her yerde on binlerce Şii gösterici tarafından bayraklarla karşılandı.
Ahmedinejad Güney Lübnan'ın İsrail sınırına sadece 4 kilometre uzaktaki Şii Bint Cibeyl köyünde halka hitap ederek, bir ülke liderinin başka bir ülkede halkla buluşmasının ender örneklerinden birini de sergiledi.
Bu konuşması sırasında Ahmedinejad "Siyonizm'e ölüm" mesajları verdi. Aynı şekilde 1996 yılında İsrail uçaklarının bir BM kampında yaşayan Lübnanlılara yönelik gerçekleştirdiği katliamın olduğu Kana'ya da giden Ahmedinejad, "insanlığın düşmanları yok olacaklardır." diyerek yine İsrail'i hedef aldı.
Netanyahu da Ahmedinejad'a cevap için David Ben Gurion'ın 1948 yılında İsrail devletinin kuruluşunu ilan ettiği Tel Aviv kentini ziyaret etti. Buradaki açıklamasında Netanyahu, "Bugün Lübnan sınırımızda bize yönelik sözlü saldırılar işittik. Ülkemizi inşa etmeyi sürdüreceğiz ve onu nasıl savunacağımızı da bileceğiz." dedi.
Ziyaretle Hizbullah'ın Lübnan politik sahnesinde daha da aktif olacağı ve diğer gruplara yönelik baskısını artırabileceği belirtiliyor. 2008 yılında Şiilere yönelik haksız temsili bahane eden Hizbullah Lübnan'da hükümet kurma çalışmalarını kilitlemiş ve alınacak her kararda kendi görüşlerinin alınması şartında diretmişti.
Uzmanlar, Hizbullah'ın siyaset sahnesinin yanı sıra askeri anlamda da çok etkin bir güç olması, İran'ın izlediği bir politikaya bağlıyor. Hizbullah'ın neredeyse Lübnan politikasında gittikçe hakim olması en az İsrail kadar bölgedeki diğer Sünni Arap topluluklar ve ülkeler tarafından da büyük bir endişe ile izleniyor.
Kaynak: Cihan
