'Türkiye İran'dan daha güçlü'
Türkiye İslam dünyasına açılırken, İran Batı’nın kültürel işgaline karşı söylemler üzerinden ideolojik korkutmaya başvuruyor. Türkiye Araplar arasındaki ve bölgesel çekişmelerde çözüm için arabulucu rolü oynarken, İran bölgedeki siyasi ve sosyal şartları yeniden düzenlemek istiyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-10-14 10:30:37
Türki El Dahil
İran bugünlerde dünyanın tek meşguliyeti. Ancak insanlığa bilim, tıp, felsefe, sanat ve mimari alanında kazanımlar sunan tarihi İran’la, hegemonya ve kaba kuvvete dayalı İran arasında ayrım yapılmalı. Bu kaba kuvvet, gerek Irak’ta gerek başka İslam ülkelerindeki çekişme bölgelerini gerginleş-tiriyor. Peki kaba olmayan bir güç tasavvur edilebilir mi?
Lübnanlı yazar Ali Harb ‘Çıkarlar ve Gelecekler’ adlı yeni kitabında, İran’ın kaba nüfuzuyla esnek Türk nüfuzunu karşılaştırarak şöyle diyor: “Geçmişte İran şiir, mimari, felsefe ve dokumacılık gibi birçok alanda yenilikler getirdi. Bugünse İran yenilik değil, ateşli konuşmalar ortaya koyuyor.” Harb Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı da “İslamcı partiden gelen, laikliği ‘desenlerin çeşitliliği’ diye tanımlayan ve dini kökleri, ulusalcı temeli, modern ufku ve Avrupa boyutuyla oluşmuş kimliğini açılımcı bir yöntemle uygulayan bir lider” diye niteliyor.
Mezhepsel farklara rağmen her iki deneyimde kinetik İslami deneyimden kaynaklanıyor. Bu bağlamda en belirgin ironi de, İslamcı kökenli AKP’nin ‘laikliği korumayı’ taahhüt etmesi. Avrupa’nın da içinde bulunduğu bir gelecek planı yapan, kendisini bölgede yararlı bir güç haline getiren, yıkıcı değil yapıcı davranan, diziler, turizm ve aylar önce yayına başlayan Arapça resmi kanalıyla kültürünü yayan Türkiye’nin temel farkı bu.
Harb’a ve iki model arasındaki ayrımına dönecek olursak, yazar farkı şöyle özetliyor: “Türkiye ekonomisinin modernleşmesine ve kaynaklarının büyümesine önem verirken, İran ideoloji ve devrim ihraç etmek istiyor. Türkiye İslam dünyasına açılırken, İran Batı’nın kültürel işgaline karşı söylemler üzerinden ideolojik korkutmaya başvuruyor. Türkiye Araplar arasındaki ve bölgesel çekişmelerde çözüm için arabulucu rolü oynarken, İran bölgedeki siyasi ve sosyal şartları yeniden düzenlemek istiyor. Türkiye esnek güçle iştigal ederken, İran uranyum zenginleştirmeye ve insanları kurbana çeviren bir kültürü işleve koymaya önem veriyor.” Türk modelinin başarısı ve İran modelinin başarısızlığı da buradan kaynaklanıyor. Türk modeli Filistin’e yönelik tutumlarıyla sevgimizi kazanırken, diğer projeler ideolojik ‘sevgi’ dışında bir şey kazanmıyor.
Kaynak: Slate Çeviri: Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara