Belediyenin alkollü araç kullanan şoförü tarafından çarpılarak ölen eşi ve kayınpederinin yasını tutan Soyer Korkmaz, her gün her saniye aynı acıyı yaşadığını ve kafasını bir türlü toparlayamadığını söyledi. Tek isteğinin zanlı şoför ve ona göz yumanların yüksek derecede cezalandırılması olduğunu belirten Korkmaz, "Bizden sonra da kazalar oldu, üç dört kişi daha öldü. İzmir'de insan hayatı bu kadar ucuz mu? Ölen öldüğüyle mi kalıyor? Ehliyetsiz belediye şoförü olmasına anlam veremiyorum. Onun yüzünden hayatım karardı. Kamu davası bitsin, ayrıca ben de dava açacağım." dedi.
Aydın'ın bir köyünde oturan ve bypass ameliyatı kontrolu için geldiği İzmir'de elim kazayı yaşayan Soyer Korkmaz, "1992 yılında babam öldü, bu kadar acı gelmemişti inanın. 84 yaşında annemle birlikte çok büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Anneme bakmakta zorlanıyorum." şeklinde konuştu. Kazadan sonra bir türlü kendisine gelemediğini ve avukatına vekalet verdiğini anlatan Korkmaz, "Bana bu acıyı yaşatanlardan hesap sormak istiyorum. Avukatıma yetki verip gerekli işlemlere başlamasını istedim." dedi.
Ceza davası biter bitmez maddi ve manevi tazminat davası açacaklarını kaydeden Av. Şeref Bağcı ise bunların şoför, belediye ve sigortayı kapsayacağını ifade etti. Av. Bağcı, "Yargılama sonucunu bekliyoruz. Keşfini geçen hafta yaptık. Kaza yerinde inceleme yapıldı, görgü şahitlerinin ifadesi alındı. Bilirkişi raporuna göre dava sonuçlanacak. Daha sonra maddi ve manevi tazminat davaları açacağız. Burada sadece trafik kazası yok, alkollü araç kullanan bir şoförün görevi suistimali var. Mağdurların, yani ölenlerin eşleriyle kızı olmak üzere üç müvekkilimiz adına vekilliğimiz var. Maddi ve manevi tazminat için yargılama müracaatlarımızı yaptık. Gazetenizde de yayımlanan, olayda ihmali görülenlerin de yargılamaya dahil edilmesi için hukuki girişimlerde bulunacağız." diye konuştu.
Öte yandan babayla kızın ölümüne sebep olan ve 18 ay ehliyetsiz araç kullanmasına göz yumulan şoförü şeflerinin kolladığı ortaya çıkarken şimdi de şeflerini, ESHOT Genel Müdürlüğü'nün koruduğu belgelendi. 16 Haziran 2010'da iki kişinin ölümüyle sonuçlanan söz konusu kaza, İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü'nde yaşanan birçok çarpıklığı da ortaya çıkardı. Bunların başında ise baba kıza çarpan ve alkollü olduğu gerekçesiyle ehliyetine iki defa el koyulan şoför Hakan Türksever'in, garajda şef ve tevzi memurları tarafından korunduğu, hemen akabinde ESHOT yönetiminin, suça ortak olan şef ve tevzi memurlarını 65 günlüğüne "açığa alma" adı altında ücretli izne çıkardığı, bununla da yetinmeyip meslekten atması gerekirken şoförlüğe indirdiği geliyor.
Büyükşehir Belediyesi ile ilgili sendika arasında yapılan sözleşmenin 17. maddesine göre, "İş barışını bozma, kendi yetkileri dışında iş yapma, işyerinde disiplinsiz davranma, iş sağlığı ve iş güvenliğiyle iş verimini aksatma, görevi yetersiz yapma" suçlarının cezası üç yevmiye kesme, onun karşılığı ise işten atılma ancak şoför Türksever'e göz yuman şef ve tevzi memurları, ESHOT Olağanüstü Disiplin Kurulu tarafından 6 yevmiye ve bir ihtar cezasına çarptırıldı. ESHOT yönetimi ise işten atmak yerine ,şef ve tevzi memurlarını tenzil-i rütbeyle şoförlüğe indirme yoluna gitti. Bu durum şoförün şef ve tevzi memurları tarafından, onların da ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından korunduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Belediye yetkilileri ise bütün bu olup bitenlere karşı sessiz kalmayı tercih ediyor.