Dolar

34,8687

Euro

36,6412

Altın

3.024,54

Bist

10.033,78

Avrupa'da bir arada yaşam tehlikede

Romanlar ve Müslümanlara ilişkin yaklaşımlar derinlerde yatan korkuların dışa vurumu mu?

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-05 11:23:00

Avrupa'da bir arada yaşam tehlikede
Almanya'da yayımlanan Stuttgarter Zeitung'un 4 Ekim 2010 tarihli internet sayfasında, Christopher Ziedler'in Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile yaptığı mülakatın Türkiye ile ilgili bölümününde şunlara yer verildi;

"Entegrasyon tartışması... Roman tartışması"; azınlıklar ve insan hakları konuları manşetlerde. 47 üyeli Avrupa Konseyi, 60 yıl önce kuruluşundan bu yana temel haklar alanındaki koruyuculuğu üstleniyor. Konseyin Norveçli Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Avrupa'yı krizde görüyor.

ZİEDLER: Fransa'nın 8000 Roman'ı sınır dışı etme kararıyla patlak veren "Roman tartışması", diğer göçmen gruplarla ilgili yer yer aksayan entegrasyon tartışmalarının aslında devamı niteliğinde. Tartışmalar çoğu zaman bizim bugüne kadar alışık olmadığımız sertlikte yürütülüyor.

JAGLAND: Avrupa'da bir arada yaşam, hâlâ dışarıdan bize gelinmesine tam olarak alışamadığımız için tehlikede. Bunun başka bir boyutunu farklı cinsel tercihler benimseyen insanlara karşı günden güne artan ayrımcılık uygulamalarında da görebiliriz. Bu da toplumlarımızda nelerin yaşandığının bir göstergesi. O kadar çok farklı kültür ve zihniyetler barındırıyoruz ki, bu da çok sayıda korku ve belli miktarlarda ırkçılık ve yabancı düşmanlığını üretiyor. Bu yüzden ileride nasıl birlikte yaşamayı arzuladığımıza ilişkin bir tartışma başlatmak zorundayız. Çünkü -bugüne bakarsak- bunu çok fazla böyle sürdürmemiz mümkün olmayacak. Kritik bir eşiğe dayandık.

ZİEDLER: Meseleyi açar mısınız?

JAGLAND: Aşırı politik güçlerin birçok yerde ilerlediğini görüyoruz. Bunu Hollanda ya da hatta şimdilerde İsveç'te de görebiliriz. Bu durumda Avrupa, -bugüne kadarki uygulamalardan farklı- birbirimizi nasıl kabul edebileceğimiz ve nasıl birbirimizden daha fazla kazanım elde edebileceğimizi konuşmak zorunda.

ZİEDLER: Söz konusu yeni korkuların odağında özellikle Müslümanlara karşı korku yer tutuyor ki, bu da Türkiye'nin AB üyelik meselesinde çoğu yerdeki karşıt tutumlarda kendini gösteriyor. Buna karşın sizin konseyinizde ise Ankara –sıralama gereği- başkanlık görevini devralıyor.

JAGLAND: Farklı kültür ve dinden insanları birleştiriyoruz; bu, Avrupa Konseyinin ürettiği bir katma değerdir. Sadece Türkiye üye değil, Bosna-Hersek de aynı zamanda üye. Saraybosna (Sarayevo) Avrupa'nın en kozmopolit kenti. Saraybosna'yı çok kültürlülüğün bir simgesi olarak korumaya çalışıyoruz.

ZİEDLER: Bu simge tehlikede; tıpkı çok kültürlülüğün her yerde tehlikede olduğu gibi mi?

JAGLAND: Demokratik güçler ile aşırılık yanlısı güçler arasındaki uçurum genişliyor. Bunu en net terörizmde görebiliriz. Terörizmin elbette çok fazla nedeni bulunuyor ama esas itibarıyla terör demokrasiyi hedef almakta. Türkiye'de çok sayıda saldırının meydana gelmesi tesadüfi değildi. Zira bu güçlerin en az arzulayacakları şey, hem Müslüman hem de demokratik bir ülke. Bu onlar için en büyük tehlike. Türkiye, İslam ve demokrasinin yan yana yürüyebileceğini Kanıtlayabilirse, bu, söz konusu karanlık güçleri en çok tehdit eden şey olacak.

ZİEDLER: Türkiye herhâlde hedefe henüz yaklaşmış sayılmaz. Türkiye'den hâlâ 10 binin üzerinde şikâyet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bekliyor; bu ise Rusya'nın ardından ikincilik sırası demek.

JAGLAND: Bu doğru. Ancak çıkan kararlar o ülke yasalarının da değişmesini beraberinde getiriyor. Binlerce insan yıldan yıla Strasbourg'a başvuruda bulunuyor. Rusya'da örneğin binlerce Çeçen cezaevi hücrelerinden bir parça kâğıt üzerinde şikâyet başvurularını kaleme almışlardı. AİHM, Rusya'yı, zararlarını ödemeye mahkûm etti. Cezayı Moskova ödüyor. Dediğim gibi, hukuki eksiklikler gideriliyor; üstelik sadece Rusya ya da Türkiye'de de değil, Fransa ve Almanya'da da. Bakınız yargılanma sürelerinin hızlandırılması veya ihtiyati tutuklama uygulamalarıyla ilgili yükümlülükler. Demokrasileri Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu ilkelerine yaklaştırmak karmaşık süreçler gerektirir. Ancak bu, günden güne daha hızlı değişim geçiren toplumlarda barış içinde bir arada yaşamanın imkânlarını yaratmak için hiç olmadığı kadar öneme sahip süreçlerdir.

BYEGM
SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara