İşte dakika dakika 'Avcı' operasyonu!
Devrimci Karargah soruşturmasında ifadeye çağrılan Hanefi Avcı sivil yargıya direnince hakkında önce yakalama, sonra tutuklama kararı çıktı.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-29 14:32:00
Askeri savcıya gitti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, pazar günü Hanefi Avcı'nın ifade vermemesi üzerine pazartesi günü Sabah 9.00'da Beşiktaş Adliyesi'nde hazır olması için davet çıkarttı. Hanefi Avcı telefon ile arandı. Ankara'da olduğunu ve pazartesi öğle saatlerinde İstanbul'a geleceğini söyledi. Ama İstanbul'a gitmedi ve Genelkurmayın yalanladığı bilgiyi doğrularcasına, pazartesi günü Ankara'da kalarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı yerine Genelkurmay Savcısı Yavuz Şentürk ve Hıfzı Çubuklu'nun aralarında bulunduğu askeri yetkililere ifade vermeye gitti. Böylece Avcı, İstanbul'daki savcılık makamı yerine askeri savcıya bilgi vermeyi tercih etti. Oysa daha önce Hanefi Avcı'nın Genelkurmay Askeri Savcılığınca davet edildiği ileri sürülmüş ancak iddia ilk elden Adli Müşavir Hıfzı Çubuklu tarafından bir gazeteye gönderilen tekzip ile reddedilmişti.
Eskişehir uyarıldı
Savcılığın konu hakkındaki emrinin yerine getirilmesi için eski görev yeri Eskişehir ile yeni görev yeri Ankara polisi 27 Eylül gece yarısı uyarıldı. Avcı hakkındaki son mahkeme talimatı onun ivedilikle sorgu için İstanbul'da mevcutlu hazır bulundurulmasını ve Eskişehir'deki boşaltmadığı lojmanı ve makamında da arama yapılmasını içeriyordu.
Gönüllü gitmem
İfade vermeye geleceğini belirten Avcı'nın aniden "asla gönlümle gitmem" demesi dikkat çekti. Avcı, gözaltına alındıktan sonra Ruşen Çakır'la görüşmesinde, "Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim. Avukat bile tutmayacağım" dedi. Genelkurmaya gitme sürecinde ise savcılığa "geleceğini" ileri sürmüştü. Bu çelişkinin sebebi merak konusu.
Avcı: İşim var
Avcı 28 Eylül sabahı Ankara Cevizlidere'de oğlunun evinin çıkışında talimat yazısı hakkında bilgilendirildi. Ancak Avcı önceki yazılarda da olduğu gibi 'hazır bulundurma' talimatını dikkate almak istemedi ve direndi. Bazı işlerinin olduğunu belirtmesi üzerine TEM şubenin gözetiminde işlerini halletmesi için kontrol altına alındı ve 13.00 uçağı ile İstanbul'a götürülmesi kararlaştırıldı. Ayrıca TEM Daire Başkanlığı Avcının aranması için merkezden hukukçuların da aralarında bulunduğu bir uzman arama ekibini Eskişehir'e yollayarak görevlendirdi. Eskişehir'deki makam ve lojman aramasına iki savcı da katıldı.
Evinden kalaşnikof çıktı
Hanefi Avcı'nın Eskişehir Emniyet Müdürü olduğu dönemde kaldığı Ankara Bursa Karayolu üzerindeki Polisevi'nin içindeki tek katlı lojmanında ve makamında arama yapıldı. Avcı'nın görevinden ayrılmasıyla makamındaki eşyalarının bir kısmını götürdüğü, bir kısmını ise henüz almadığı belirtildi.
Avcı'ya ikna telefonu
Aramalarda oldukça hassas davranıldığı ifade edildi. İki savcı nezeratinde yapılan aramalara TEM Daire Başkan Yardımcısı Arif Cankal da eşlik etti. Yerel polis ise katılmadı. Kendi isteğiyle gelmesi için Avcı, 09:00'da telefonla aranarak ikna edilmeye çalışıldı. Ancak delillerin karartılmaması için bu sırada çevre önlemesi yapıldı. Aramalarda iki adet küçük tabanca ve bir adet kalaşnikof marka tüfek bulunduğu öğrenildi. Kalaşnikof'un ruhsatının ibraz edilemediği bildirildi. Çalışmaların tamamı birden fazla kamera tarafından kaydedildi. Bilgisayarların imajı ise TEM Daire'nin ekibi tarafından alındı.
İzlemeyi deşifre etti
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, nöbetçi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla gözaltına alındı. Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'ın 'arama ve gözaltına alınma' talepli yazısında Avcı'nın örgüt üyelerine yardım ettiği belgeler ve telefon tapeleriyle ortaya konuldu. Savcı Altınışık'ın yazısında, Avcı'nın örgüt üyelerine yönelik yapılan 'gizli' soruşturmadan haberdar olduğu ve bu kapsamda üyelerin faaliyetlerini saklamalarına yardım ettiği kaydedildi. Savcıdan ağır itham Söz konusu yardımın üyelere yapılan fiziki ve teknik takibin engellenmesi şeklinde olduğu belirtildi. Savcının yazısında ayrıca, Avcı'nın örgüt üyelerinin soruşturma kapsamında izlendiklerini deşifre ederek örgütün illegal faaliyetlerinin ortaya çıkarılmasını güçleştirdiğinin altı çizildi.
ASKERE BOMBA, POLİSE KURŞUN
Devrimci Karargâh, İstanbul'da 2008 yılında gerçekleştirdiği bombalı saldırılarla gündeme geldi. Ergenekon'un üçüncü iddianamesindeki gizli tanık ve sanık ifadelerinde PKK'dan kaçanların sığındığı şehir yapılanması olarak gösteriliyor.
Bir gizli tanığa göre Ergenekon'un kullandığı Hizbullah, DHKP/C ve MLKP gibi terör örgütlerinin işlevsizleştiği gerekçesiyle kuruldu. 7 Ağustos 2008'de Selimiye Kışlası'na yönelik havanlı saldırı ve 1 Aralık 2008'de AK Parti İl Başkanlığı'na yapılan bombalı eylem, Devrimci Karargâh iddianamesine örgütün faaliyetleri olarak girdi. 27 Temmuz 2008'de çok sayıda insanın öldüğü Güngören patlamasının da örgüt tarafından organize edildiği iddia edildi.
Yılmazkaya'nın Ergenekon sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Birol Başaran, Zeki Yurdakul ve Mete Yamazangil'le bağlantıda olduğu dile getirildi. Devrimci Karargâh tutuklusu Abdülselam Sultan ifadesinde, Ergenekon kapsamında tutuklanan İşçi Partisi ve Ulusal Kanal yöneticileri Ferit İlsever, Serhan Bolluk ve Ufuk Akkaya'yla tanıştığını itiraf etti.
Örgüt lideri Orhan Yılmazkaya'nın Bostancı'daki evine 27 Nisan 2009'da baskın düzenlendi. 6,5 saat süren çatışmada bir başkomiser ve bir vatandaş şehit oldu, 7 polis yaralandı. Yılmazkaya ise vurularak etkisiz hale getirildi.
Kaynak: Bugün
Haber Ara