İngiliz basınından özetler
İngiliz basınındsan özetler (29 Eylül 2010):
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-29 09:37:00
Guardian gazetesi, İşçi Partisi lideri Miliband'in konuşmasında iktidarı yeniden ele alacağı yolu çizdiğini duyuruyor manşetinden.
Yeni İşçi Partisi çizgisinden kopuş ve süreklilik
Gazete, Miliband'in konuşmasından, kendi dönemi ile Tony Blair ve Gordon Brown dönemi İşçi Partisi çizgisi arasındaki kopuş ve süreklilik noktalarını şöyle sıralamış.
"Miliband Irak savaşına karşıtlığını tekrar dile getirdi ve savaşın Birleşmiş Milletler'in etkisini baltaladığını söyledi. Siyasetin amacının yalnızca kitleleri dinlemek değil, yönlendirmek olduğunu; terörle mücadele yasaları ve 90 gün gözaltı süresi önerisinin özgürlüklerin bayraktarlığını muhafazakârlara verdiğini; gelir dağılımındaki uçurumların önemli olduğunu ve cezaevlerinin kısa süreli cezalar alan kişilerle aşırı yüklenmesine son verilmesi gerektiğini vurguladı."
Gazete. Miliband'in yeni siyasetinde sürdüreceği politikalar arasında ise: Afganistan'daki savaşın terörizme verilmiş gerekli bir yanıt olarak desteklenmesi; maaşlardaki kesintilerin denetleme mekanizmalarıyla engellenmesi; kapalı devre televizyonlarla kamusal alanların izlenmesi ve DNA veritabanlarının desteklenmesi; mağaza ve kafe zincirleri karşısında küçük dükkanların desteklenmesini sayıyor.
Guardian, Miliband'in konuşmasını bir grup siyaset bilimci, tarihçi, yazar ve siyasetçinin değerlendirdiği bir sayfa da hazırlamış.
"Bir zafer değil ama iyi bir başlangıç"
Marksist tarihçi Eric Hobsbawm Miliband'in konuşması için "Bir zafer değil ama iyi bir başlangıç" diyor. Hobsbawm, liderlerin parti kongrelerindeki bu tür konuşmalarının genellikle sonra unutulduğunu ancak, Miliband'in kendisini "Kızıl Ed" olarak niteleyen medyaya ve hükümete bir cevap vermek zorunda olduğunu söylüyor.
Guardian'ın sol görüşlü yazarı Seumas Milne ise, Miliband'in Yeni İşçi Partisi geleneğinden bir kopuşu temsil edip etmediğinden şüphelenenlerin cevaplarını bu konuşmada aldıklarını yazıyor. Milne'e göre Miliband, Blair-Brown dönemi politikalarını övdü ancak bu övgüler cenazelerde söylenen türde övgülerdi.
Bir dönem İşçi Partisi'ndeki sol kanadın adayı olarak partinin liderliği için de yarışmış olan eski milletvekili ve siyasi eylemci Tony Benn ise, "Medyanın, insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili tüm iyimserliği bastırdığı bir dönemde, Miliband'in iyimserliği öne çıkaran sözlerinin önemli olduğunu" yazıyor ve ekliyor: "Partinin liderliği için benim de desteklediğim Ed Miliband, tüm umutlarımın hakkını verdi."
"Miliband dürüst değil"
Seçimde Muhafazakâr Partiyi destekleyen Daily Telegraph gazetesi ise İşçi Partisi liderinin konuşmasının teskin edici olmakla birlikte entellektüel bakımdan dürüst olmadığı yorumunu yapıyor.
Gazete, "zeki ve oldukça acımasız" diye nitelediği Miliband'in tümüyle bir kopuş yaşamış gibi davrandığı Yeni İşçi Partisi geleneğinin şekillendirilmesinde payı olduğunu da belirtiyor.
Daily Telegraph'ın değerlendirmesinden öne çıkan diğer noktalar ise şöyle:
"Miliband, kendisini bulunduğu yere getiren sendikaların rolünü övdükten sonra, "sorumsuz" grevleri desteklemeyeceğini söyledi. Bir ülkenin başbakanlığını hedefleyen bir kişi herhangi bir tür grevi destekleyebilir mi? Ekonomik krizin ortaya çıkmasında payı olmayan düşük ve orta gelirli kesimleri koruyup, payı olanların ödemesi gerektiğini söyledi. Bu iyi bir belagat örneği olabilir fakat ekonomik bakımdan tamamen anlamsız."
Serbest dolaşım hakkı tehlikede mi?
Financial Times gazetesi, Fransa'nın binin üzerinde Romanı sınırdışı etmesiyle birlikte tekrar alevlenen göçmenlik üzerine tartışmanın, Avrupa Birliği'nin kurucu ilkelerine de tehdit arzettiğini savunan bir haber-analize yer vermiş.
Gazete, Fransa'nın Romanlara yaptığı muamelenin yalnızca Brüksel'le büyük bir üye devlet arasında en ciddi sorunlara yol açmadığını, bunun da ötesinde, Birliğe üye ülke vatandaşlarının hissettiği en somut kazanımlardan biri olan serbest dolaşım hakkını da tehdit ettiğini belirtiyor.
Financial Times bu ilke sayesinde, Belçika ya da Yunanistan nüfusu civarındaki, toplam 12 milyon Avrupa Birliği'ne üye ülke vatandaşının, kendi ülkesi dışında yaşadığını belirtip bazı birlik ülkelerinin aldığı ve verdiği göç miktarlarını karşılaştırmış.
Gazeteye göre, Paris'in Romanlarla ilgili tutumu ve Avrupa Komisyonu'nun bu konuda Fransa'ya yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı konusunda vereceği karardan serbest dolaşım ilkesi de etkilenecek.
Financial Times, aldığından daha fazla göçmen veren İtalya'da, İçişleri Bakanı Roberto Maroni'nin, geçimini sağlamakta zorlanan göçmenleri AB'ye üye ülkelerin vatandaşları da olsalar ülkesinden sınırdışı edebilmenin yollarını aradığını da duyuruyor.
İran recmi asılmaya mı çevirecek?
Independent gazetesi, İran'da zina gerekçesiyle taşlanarak ölüme mahkûm edilmesi uluslararası tepki ve kampanyalara neden olan Sakine Muhammedi Aştiani adlı kadının, eşini öldürdüğü iddiasıyla asılarak idam edilmesine karar verildiğinin bildirildiğini yazıyor.
Gazete İran'ın davadaki odağı zinadan, cinayete kaydırmaya çalıştığını ancak, kısa bir süre önce iki yerel haber ajansının konuyla ilgili çelişkili haberler geçtiklerini yazıyor.
Independent ayrıca, taşlanarak öldürülme cezasına karşı gösterilen tepki sonucunda, üst düzey İranlı yetkililerin cezanın ertelendiği açıklaması yaptıkların ve son olarak Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, taşlanma cezası ile ilgili haberlerin "uydurma" olduğunu söylediğini de yazıyor.
bbc
SON VİDEO HABER
Haber Ara