Plastik gıdalar nasıl öldürüyor?
Bizim gıda güvenliği konusundaki çabalarımız altı yıl önce başladı. Nasıl mı? İşte cevabı...
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-21 17:59:00
2,5 yaşındaki oğlum Kevin, e-koliye yakalandı. Çok sağlıklı ve güzel bir çocuktu. Yanımda hastalanmadan iki hafta önce çekilen bir fotoğrafını getirdim. Oğlum iki hafta içinde böyleydi ve 12 gün içinde öldü.
2001 yılının Temmuz ayında ailecek tatile çıktık. Bizi bekleyen olayı bilseydik asla eve dönmezdik. Oğlum hastalanmanda önce 3 tane hamburger yemişti. Kevin kanlı isal olmuştu. Bu nedenle onu acile kaldırdık. Kevin’in dışkı örneği alındı ve kültür testine gönderildi. Kanamalı e-koli bakterisi olduğu ortaya çıktı ve doktorlar bize Kevin’in böbreklerinin iflas ettiğini söyledi. Böylece diyaliz tedavisine başlandı. Su içmesine izin yoktu. Bizde bir bardak suyun içine küçük süngerle batırıp öyle içiriyorduk. Ancak o şekilde içebiliyordu. Hatta bir keresinde süngerlerden birini ucunu koparmıştım. Yalvaran bir çocuk düşünün. Oğlum su için yalvardı. İki lafından biri suydu. Dışarıda kimsenin içeri içecek getirmesine izin vermedim. Çünkü oğlumun tek dediği şey suydu.
Oğlum ona neler olduğunun farkında mıydı bilmiyorum. Umarım değildir. Sağlıklı ve güzel bir çocuğun 12 gün içerisinde ölüme gidişini izlemek inanılmazdı. Bir yemeğin bedeli ölümdü. Acımızın üstüne tuz biber eken başka bir şeyde iki üç yıl vaktimin boşa gitmesi ve etlerin piyasadan toplatılması için avukat tutmamızdı. Oğlum 1 Ağustos’ta hastanedeydi. Et tesisindeki e-koli basili testide pozitif çıkmıştı. Ancak etler 27 Ağustos’ta yani ölümünden 16 gün sonra toplatıldı.Elbette. İnsan çocuğunun ölümünü atlatamıyor. Yalnızca alışabiliyor. Hükümetin arkamızda duracağına inandık. Ancak en haklı davamızda bile yanımızda değiller. Tarım Bakanlığı 1998’de salmonella ve e-koli bakterileri için mikrobiyal bir test uyguladı.
Bu testlerden üst üste geçemeyen tesisler kapatılacaktı. Zira bu süreklilik arz eden bir kirlilik sorununa sahip olduklarını gösteriyordu. Et ve kümes hayvanları ile ilgili dernekler hemen bakanlığa dava açtı. Mahkeme ise bakanlığın tesislere kapama yetkisi olmadığına karar verdi. Buda demek oluyor ki kırmızı ve beyaz etlerin incelendiği laboratuar kaplarında salmonella ve e-koli bakterisi çıksa da tarım bakanlığının eli kolu bağlı kalıyordu. Doğrudan yanıt olarak yeni bir kanun çıkarıldı.
Kamuoyunda Kevin Kanunu olarak tanında. Kevin Kanunu, tarım Bakanlığı’na üst üste bakterili et üreten tesisleri kapama yetkisi verecekti. Herkes sağduyulu davranıyormuş gibi görünüyor. Ancak 6 yıldır koşturmamıza rağmen yasa hâlâ yürürlüğe girmedi.
Bazen bu sektörün oğlumdan daha çok korunduğu hissine kapılıyorum. Zaten bu işin savunucu olmamın sebebi de bu. Yalnızca geçtiğimiz gıda kaynaklı olan ve önemli kayıplara yol açan pek çok olay yaşandı. Gıda denetim ve güvenliğine olan mevcut bakış açımız, Amerikalı ailelerin ihtiyaçlarını karşılamıyor. Kevin’in başına gelenleri anlatmak benim için zor. Ancak başka insanlarında bunu yaşamaması için, onların karşısına çıkıp anlatmalıyım. Oğlumun ölümünden bu yana yedi yıl geçti. Tek istediğim, oğlumun ölümüne neden olan bozuk gıdanın üreticisinin, ‘oğlunuzu ölümüne neden olan ürünü üretimiz için özür dileriz. Bunun bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız’ demeleriydi. Tek isteğimiz buydu. Ama bunu bile yapmadılar.’
Gıda A.Ş. Belgeseli
SON VİDEO HABER
Haber Ara