Halktan özür dileyecek mi?
Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi gerektiğini, ezanın Arapça okunduğu için dinden soğuduğunu iddia eden ve son olarak referandumda anayasaya evet diyenleri hıyanet içinde olmakla suçlayan Tansel Çölaşan hala özür dilemedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-21 21:33:00
Emekli olup Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel başkanı seçildikten sonra da tepki çeken açıklamarını sürdürdü. Önceki sözleriyle ilgili toplumdan özür dilemeyen Çölaşan bu kez de referandumda evet oyu veren % 58'lik kesimi hıyanet içinde olmakla suçladı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Hatay Şubesi tarafından organize edilen "Türkiye nereye gidiyor" konulu panelde konuşan Çölaşan referandumda yüzde 42'lik dilimin dışındakileri gaflet dalalet ve ihanet içinde olmakla itham etti. Referandumda oy kullanan vatandaşları bilinçli oy kullanan ve kullanmayanlar olarak ikiye ayıran Çölaşan, "O oylar bilinçli ise ne ala. Bilinçli olmayan yani yüzde 42'lik dilimin dışında olan oylar bana göre, gaflet, delalet ve ihanet içindedirler." dedi.
İhanet'te indirime gitti
Sözlerine gelen tepkilerin ardından Habertürk TV'de açıklamalarda bulunan Çölaşan, referandumda evet diyenlerin tamamının ihanet içinde olduğunu söylemenin imkansız olduğunu, ancak Türkiye'de yüzde 15'lik bir kesimin hıyanet içinde olduğunu iddia etti. Çölaşan'ın 'ihanet' açıklaması, sert tepki çekmişti. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Çölaşan'a "Böyle bir demokratik hakkın kullanımında kendi düşüncesinden farklı olarak oy kullananları bu şekilde nitelendirmek bir kalıba, bir çekmeceye koymak en azından demokrasiden hiçbir şey anlamadığını gösterir. Halkoylamasının anlamını bilmiyor demektir. Oyunu belirli bir yönde kullananlara sarf edilen o sözler, demokrasiden hiç nasibini almamış olmayı ifade eder." eleştirisini yöneltmişti.
Danıştay saldırısından 4 yıl sonra kendini savundu
Tansel Çölaşan, 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen Danıştay saldırısına ilişkin açıklamalarda da bulundu. Dönemin Danıştay başkan vekilliği görevini yürüten Çölaşan, saldırının ardından "Saldırgan tekbir getirdi, 'Allah'ın askeriyiz' dedi." şeklinde iddialarda bulunmuş, ancak bu sözlerinin yalan olduğu ortaya çıkmıştı. Çölaşan, Habertürk'te ise kendisini savundu. Bu açıklamayı, polisin kendisine verdiği bilgiye dayanarak yaptığını ileri sürdü.
Menderes cezalandırılmayı hak etti!
Danıştay Başsavcısı olarak kadınlar Günü'nde konuşan Tansel Çölaşan, 27 Mayıs'ın bir devrim olduğunu iddia etmiş ve ezanın Arapça okunmasına tepki göstermişti:
''O dönemde, 1950 yılından önce Türkçe ezan vardı, Menderes dönemiyle ezanın Arapça'ya çevrildiğini biliyoruz. Vatan cepheleri ile ikiye ayrılan bir toplum gördük. O dönem çocuk kafamla Türkçe ezanın güzelliğini gördüm, ailemden namaz kılmayı öğrenmek istedim. O kadar çok sevdim. Neden sevdim? Çünkü çok güzel ve inadına temiz bir sesle Türkçe ezanı dinliyordum. O ses bana dini sevdirdi. Sonra birden bizden olmayan o dille, Arapça ile ezan başladı. Ben o etkiyi kaybettim. Ondan sonra da hiç düşünmedim namaz kılmayı. Aynı dönemde Ulus Gazetesi'nde, Menderes'in paçavralar içinde oturan Said Nursi'nin elini öptüğünü gösteren fotoğrafı yayınlandı. Ulus Gazetesi bunu kötü bir şey olarak gösterdi. Bunlar beni soğuttu.''
"İdam edilen Menderes hükümeti üyeleri çocuk ve bebek davalarından değil, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete ihanetten yargılanmalıydı. Ama öyle olmadı, tarih o noktada bu cezayı verdi. Ama cezalandırılmaları gerekirdi. Sonra ne oldu? Çok güzel bir Cumhuriyet dönemi...''
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara