Dolar

34,8672

Euro

36,6537

Altın

3.023,11

Bist

10.051,34

Kur'an'a saldırıya büyük tepki -foto-

Amerika’da bir grup papazın Kur'an-ı Kerim'i yakması, Türkiye genelinde halkı ayaklandırdı. İstanbul ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde gösteriler düzenledi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-20 01:32:00

Kur'an'a saldırıya büyük tepki -foto-
Haber Merkezi / TİMETURK

ABD'de bir grup papazın Kur'an-ı Kerim'e hakaret etmesi Türkiye'yi ayağa kaldırdı. İstanbul ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde gösteriler düzenlendi.

Taksim'de toplanan eylemciler, "Kahrolsun Amerika" , "Kur'an'a saygı, inanca özgürlük" , "Kur'an'a uzanan eller kırılsın", "İslam ümmeti kabul etmez zilleti" , "Kafirlerin korkusu, Muhammed'in ordusu" , "Amerika şaşırma, sabrımızı taşırma" , "Üzülme gevşeme Allah bizimle" , "Canımız kanımız feda olsun Kur'an" , "Terörist ABD, hesap verecek" , "Kahrolsun, İsrail" , "Müslüman uyuma, Kur'an'a sahip çık" şeklinde slogan attılar, sık sık tekbir getirdiler.

Ağa Camii'nin önünde Kur'an tilavetiyle başlayan eylem, İstiklal caddesindeki yürüyüşle devam etti. Ellerinde Kur'an-ı Kerim ve Amerika karşı dövizler taşıyan eylemde kadın ve çocukların da katılması dikkat çekti.

FOTOĞRAFLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN

Şirin: Kur’an, Hayatımızın Rehberidir

Eylemin sunuculuğunu yapan Nureddin Şirin "Amerika'da Jones adlı Siyonist güdümlü bir papaz, 11 Eylül Kur'an yakma günü adı altında şeytanca bir planı gündeme getirmiş. Daha sonra geri adım atarak bu planı gerçekleştirmeyi askıya aldığını söylemiş olsa da ne yazık ki 11 Eylül günü yine Newyork'ta başka bir azılı İslam düşmanı Amerikalı, eline aldığı Kur'an-ı Kerim'in sayfalarını yıkarak teker teker ateşe vermiştir" dedi.

Olayın Müslümanlar açısından çok büyük acı bir olay olduğunun göstergesi olarak "İnnalillahi ve innalillahi raciun" diyen Şirin, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu alçakça, şeytanca saldırı, yeryüzündeki tüm Müslümanların en mukaddes değeri olan Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılmış olmakla birlikte yıllardır sürdürülmekte olan İslam düşmanlığına bir yenisi daha eklenmiş oldu. İşte bizler, Türkiyeli Müslümanlar olarak diğer şehir ve ilçelerde düzenlenen protesto gösterilerinin devamında, kardeşlik platformu olarak bu alçakça girişimi telin etmek, Kur'an'a olan bağlılık ve sadakatimizi göstermek, Kur'an'ın hayatımızın rehberi olduğunu haykırmak ve inşaallah Kur'an'ın gölgesinde özgür bir dünya idealimizi ve hedefimizi bir kez daha tekid etmek üzere burada toplandık"

Keşmir'de düzenlenen Kur'an protestolarında 20'den fazla Müslümanın şehid olduğunu hatırlatan Şirin, "Biz, o şehitlerin de hörmetini gözeteceğimizi ve inşaallah, Kur'an düşmanlarından hesap sorulacağı gününe ulaşacağımızı ilan ediyoruz" dedi.

Irmak: Kur’an’a En Büyük Saldırı, Onunla Aramızdaki İlişkiyi Zayıf Tutmaktır

Eylemde söz alan Necmettin Irmak ise "Bu Kur'an'ı biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz" ayetine dikkat çekerek "Rabbim, inşaaallah bizleri Kur'an'ı koruyacak olan muttakilerden eyler" dedi.

Irmak, konuşmasına şöyle devam etti: "Allah'ın kitabı, indiği günden itibaren pek çok saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu saldırılar, sadece Rabbimizin kitabına dönük değil. Rabbimizin daha önceki ümmetlere gönderdiği kitaplara da yapılmış. Ve bugün saldırıyı yapanların kendilerince sahip çıktıklarını zannettikleri İncil'e de aynı şekilde saldırılar yapılmış. Hz. Musa'ya indirilen Tevrat'a da Hz. Davut'a indirilen Zebur'a da her türlü saldırı yapılmış. Ellerinde tuttukları İncil'i, tahrif etmişler ve onu kendi keyiflerine kendi heva ve heveslerine uydurmuşlardır. Aynı sapkınlığı Rabbimizin son kitabı Kur'an'a yapamadıkları için onun kendi şahsına yönelik saldırılarda bulunmaktalar.

Kendilerince bunu, Allah'ın kitabını ayaklar altına aldıklarını zannererek, kendi kitaplarının bereketine indirmeye çalışmışlar. Haddizatında kardeşler, bu tavrı sergileyenlere üzülmekten başka diyeceğimiz bir şey yok. Acıyoruz. Hakikaten de aşağılık, düşünmeyen, akletmeyen, hakikatin peşinde olmayan, açıp da okuyup da ne dediğinin farkında bile olmayan zavallı mahluklar.

Allah'ın kitabına yapılabilecek saldırının belki de en büyüğü, Allah'ın kitabıyla ilişkileri zayıf tutmak, onu anlamaya çalışmamak ve onunla aramızdaki ilişkiyi, Rabbimizin bizden istediği şekilde gerçekleştirmemek olsa gerek. Bu zavallı mahluklar, Allah'ın kitabına karşı bu saldırıyı yapıyorlar. Eyvallah.. Geçmişte de yaptılar. Ataları da aynı şeyi yaptı kardeşler. Haçlı saldırıları denilen o aşağılık, zavallı saldırıların, sadece Kudüs ya da Filistin'e yönelik olduğunu mu zannediyorsunuz. En başından beri onların bir tek hedefi var. Allah'ın kullarını sıratı mustakime, hidayete ileten Kur'an ile insanlar arasında bir uçurum bir engel oluşturmak ve insanların Kur'an'a ulaşmasını engellemek.

Bu böyle... Bugünkiler de aynısını yapıyorlar. Irak'a saldırırken Afganistan'ı işgal ederken "haçlı" saldırısı demediler mi? Siz, bu saldırıların arkasında sadece ve sadece bir toprak ya da emperyalist düşünce olduğunu mu zannediyorsunuz?

Hayır! Hayır! Onlar da biliyorlar ki yeryüzünde kurmaya çalıştıkları o iğrenç istikbari düşünceleri, ancak ve ancak bu Kur'an'a tutunulduğu, bu Kur'an'la yaşanıldığı sürüce, bunun emir ve şeriatıyla hayata yön verildiği zaman mümkün olmayacak.

Evet, geçmişteki ataları olduğu gibi şimdi de torunları saldırıyor. Ama biz, iman ettiğimiz Kur'an'daki "Onu biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz" ayetinin kıyamete kadar geçerli olduğunu da biliyoruz. Rabbimiz vaadinden vazcaymaz. Gün gelecek, Rabbimizin bu ayetlerinin bu Kur'an'ın ahkamının bütün yeryüzünde hakim olduğunu göreceğiz. Zaten Allah'ın bizden istediği de budur kardeşler. Din sadece Allah'ın oluncaya, yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar onlarla mücadele bilinci içerisinde olduğumuzu ilan ediyoruz.

Onlar yapacaklarını yapıyorlar. Ama ben, bize ait iki hususu hatırlatmak istiyorum. Allah'ın kitabına sahip çıkmak, onun destekçisi ve muhafızı olmak sadece ve sadece ona yönelik saldırıları protesto etmekle olmaz. Bunu biliyorsunuz. Allah'ın kitabının yanında olmanın tek yolu, onunla aranızdaki ilişkiyi düzeltmektir. Onu her gün başucu, başvuru kaynağı olarak elinize almak, onunla aranızdaki mesafeleri kaldırmak, onun içerisinde ne olup bittiğinin farkına varmak.

Bugün saldırıların esas sebebi budur. Bizim, Allah'ın kitabıyla aramızdaki ilişkideki zayıflıktır. Biz, Müslümanların Rabbimizin kitabına ittiba etmekteki zayıflığımızdır. Allah der ki "Ey iman edenler! Sakın ve sakın ola ki Allah'ın resulünün önüne geçmeyin."

Bu ne demektir kardeşler? Allah'ın kitabını bırakıp, kendi heva ve heveslerinize, kendi çıkar ve menfaatlerimize göre hareket etmek, kendi mantığımızla oluşturduğumuz bir hayat tarzını vazgeçilmez kılmak ve sonra da dönüp Kur'an'a bakmamaktır.

Efendimizin (s.a) mahşer günündeki şikayetini hatırlıyorsunuz değil mi? "Ya rab işte bu ümmet bu Kur'an'ı terkedilmiş bıraktı". İstediğiniz kadar bağrınıza basın, istediğiniz kadar başınızın üstünde tutun, evlerinizin en üst yerlerini Kur'an'a ayırın, eğer Kur'an'a göre bir yaşam için uğraşmıyorsanız, kafalarınızı ve kalplerinizi Allah'ın kitabıyla şekillendirmiyorsanız Resulullah'ın şikayetinden nereye kaçacağız kardeşler?

Ne zaman Kur'an'ı terkedilmiş bırakmaz isek ne zaman yaşantıyla düşünceyle eylemle Kur'an'ın ahkamını hayatımıza hakim kılarsak ve Kur'an'ın içerisinde ne var ne yok diye biraz uğraşır didinir, çabalarsak kardeşler, bu saldırıların hiçbir kadri kıymeti kalmayacak. Değil mi ki biz, izzet ve şerefimizi kitaptan aldık. Hiçbir düşmanın bize yapabileceği bir şey yok. Uyanık olmak gerekiyor kardeşler.

Son olarak Rabbimiz kitabında der ki kardeşler "Bu Kitab, en sağlam olana götürür." Dosdoğru yola bu Kur'an bu kitap ulaştırır. Allah'ın kitabıyla aranızdaki ilişkiyi düzeltin, engelleri kaldırın. Allah'ın gönderdiği kitaba kulak verin. Onun öğretilerinden vazgeçmeyin. Onun öğrenmenin, kurtuluşa ermenin bir tek yolu, Allah'ın kitabıyla aranızdaki ilişkiyi düzeltmektedir.”

Amerikan bayraklarının da yakıldığı eylem, okunan basın açıklaması ve duanın ardından olaysız bir şekilde sona erdi.

Çılgın Girişime İslam Dünyasından Tepki Yağmıştı

Bilindiği üzere rahip Terry Jones ABD'nin Florida eyaletinin Gainesville kentinde 11 Eylül'de Kur'an-ı Kerim'i yakacağını açıklamış ve sonrasında bu çılgın girişiminden geri adım atmak zorunda kalmıştı. Fakat ABD'li rahibin skandal planından esinlenen Derek Fenton ise 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde Kur'an ı Kerim sayfalarını yakmıştı. Amerika’nın yanı sıra Kudüs’te de bir grup Yahudi, Kur’an’ı Kerim’i parçalayarak çiğnemişti.

Amerika ve Kudüs’teki Kur’an-ı Kerim’i hedef alan bu tür saldırılara karşı İslam dünyasının farklı bölgelerinde protesto gösterileri düzenlenmişti. Pakistan, Afganistan, Filistin, Irak, İran, Keşmir ve diğer İslam beldelerinde sokaklara dökülen binlerce Müslüman, ellerinde Kur’an-ı Kerim’lerle Amerika’yı kınamıştı.

Halkların meydanlara inmesine ilave olarak İslam dünyasındaki lider, alim ve aydınlar, Kur’an-ı Kerim’i yakma girişimini, bir kaç kişinin işi olmayıp, batının İslam’a karşı sürdürdüğü komplo ve saldırılarının bir parçası olduğunu savunmuştu. ABD Başkanı Barack Obama’ya çağrıda bulunan aydınlar “Eğer sen bu suçtan beriysen, sorumluları, Kur’an-ı Kerim’i yakanları cezalandır” mesajını iletmişti.

Diyarbakır'da Binlerce Kişi Kur'an İçin Meydanlardaydı

ABD ve İsrail'in yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik gerçekleştirdiği ahmakça saldırı, Diyarbakır'da lanetlendi. Peygamber Sevdalıları Platformu ve Kur'an Nesli Platformu'nun öncülüğünde, Diyarbakır Batıkent Meydanı'nda yapılan protesto eylemi saat; 16.30'da başladı.

"Hep birlikte Allahın ipine (kitabı ve dinine) sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın (Ali İmran 103)" yazılı afişin asıldığı eylemde, sık sık tekbirler getirildi, İsrail ve ABD aleyhine sloganlar atıldı. Katılımcılar, ellerindeki Kur'an-ı Kerimleri havaya kaldırarak sahip çıkma, anlama, öğrenme ve hayatlarında tatbik etme sözü verirken, okunan basın açıklamasında 11 Eylül "Kuran'a Sahip Çıkma Günü" olarak ilan edildi.



Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan protesto eyleminde Kürtçe ve Türkçe konuşmalar yapılırken, basın açıklaması ve okunan dua ile sona erdi.

Aktaş: Çocuklarımızı Kur'an ve Sünnet Göre Yetiştirelim

Açılış Konuşmasını yapan Peygamber Sevdalıları Platformu Genel Koordinatörü ve Mustazaf Der Diyarbakır Şube Başkanı Osman Aktaş, Kur'an-ı Kerim'i yakanları Allah'ın da onları Kahhar sıfatıyla yakacağını söyledi. Kur'an, Müslümanların namusu, izzeti ve onuru olduğuna dikkat çeken Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlar Kur'an-ı Kerim'e bakmıyorlar mı? Baksınlar ki ecdatlarının başına neler gelmiş, Kâbe'yi yıkmaya gelen Ebrehe'den habersizler mi? Kâbe'nin rabbi küçücük taş ve kuşlarla onu tarihin çöplüğüne attı. Onlar çok iyi bilsinler ki, Kur'an-ı Kerimi yakan elleri, Allah da yakacaktır. Siz de söz verin, çocuklarımızı Kur'an ve Sünnet göre yetiştirelim."

Kılınç: "Kur'an İle Aramıza Davar Örmüşlerdi"

Daha sonra Araştırmacı Yazar Mahmut Kılınç, Kürtçe yaptığı konuşmasında, İslam ve Kur'an düşmanlarının bu güne kadar Kur'an ile aramıza duvarlar ördüklerine dikkat çekti. Kılınç, "Kur'an-ı Kerimi beyaz bir kılıfın içinde duvarlara asılı, Cuma günlerde ölülere okunan bir kitap konumuna getirdiler. Tüm bunlara rağmen, İslam Ümmeti, o kitabı kılıfından çıkardı ve hayat nizamı olarak kabul etti" dedi.

Karavil: "Zenci Kardeşlerimizin Sayısı 1 Milyon'u Aştı"

Cami Der Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Karavil ise, Türkçe yaptığı konuşmasında tarihte yaşananlar örnekler vererek şöyle konuştu, "Birinci dünya savaşının ardından İngiltere'de, Millet Meclisi'nde bir vekil ayağa kalktı. Elindeki Kur'an-ı Kerimi havaya kaldırarak 'Biz bu kitabi Müslümanların arasından çıkarmadığımız takdirde onlara hüküm edemeyiz, ya bu kitabı onların arasından çıkartacağız, ya da yok edeceğiz' demişti. Sonra Kur'an-ı Kerim'i aramızdan kaldırmak için çalıştılar. Bizler o günleri unutmadık. Kur'an-ı Kerim'in bu topraklarda saklanıldığı, mağaralara konulduğu günleri unutmadık. Buna rağmen başarılı olamadılar. Şuanda Avrupa'da bir günde 25 bin kişinin Müslüman olduğunu duyduk, Amerika'da ise zenci kardeşlerimiz sayısı 1 milyonu aşmış."



Eroğlu: Bu Eylemler Yeni Değil

Daha sonra Peygamber Sevdalıları Platformu ve Kuran Nesli Platformu adına basın açıklamasını Mehmet Eroğlu Okudu.

Son günlerde İslam'a ve Kuran'a yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken Eroğlu, İnsanlık düşmanı iblislerin saldırıları ve Kuran yakma eylemlerinin yeni olmadığına işaret etti. Eroğlu, "Geçmiş yıllarda şeytan Rüşti'leri, Teslime Nesrin'leri, Turan Dursun'ları meydana salmışlardı. Geçen yıl, Amerikan işgali altındaki Irakta, sokaklarda yakılmış, Kuran sayfaları bulunmuştu. 11 Eylül'ü "Kuran Yakma Günü" ilan edenler; Amerika'da, Beyaz Saray'ın bahçesinde, Obama'nın gözleri önünde, Kur'an sayfaları yırtmış, sonra bu sayfaları yakmışlardı. Ardından, Siyonist İsrailliler, Kutsal şehir Kudüs'te Kuranı yaktılar. İslam'a ve Kurana karşı, Haçlı zihniyeti, Siyonist zihniyet ile birlikte hareket etmektedir!" diye konuştu.

İslam Ümmeti, Tek Bilek, Tek Yürek Olmalıdır

Yeryüzünde firavun'un misyonunu yükleyen Amerika'nın, İslam coğrafyası başta olmak üzere, yeryüzü halklarını parça parça edip, zayıf duruma düşürerek, istediği yeri, istediği zaman işgal ettiğini belirten Eroğlu, zenginliklerini sömürerek evlatlarını katlettiğini söyledi. Eroğlu, "Anlayacağınız ABD, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmakta, bozgunculuk yapmaktadır. İslam ümmetine karşı da aynı bozgunculukla yaklaşmış, Müslümanların arasına fitne fesat tohumları ekerek, yapay sınırlar çizmiş, Müslüman halkları birbirine düşman etmiş, daha sonra bununla yetinmeyip, mezhep düşmanlıklarını yaymış, her türlü ihtilaflı meseleyi aramızda yaygınlaştırmıştır. Böylece Arap, Kürt, Türk, Fars, Sünni, Şii, Şucu- Bucu diye ümmeti birbirine düşürürken, Firavuni emellerini gerçekleştirmeye devam etmiş ve devam etmektedir. Amerikanın ve Siyonist israilin bu yaptıklarını Tüm Müslümanlar görmeli, yeryüzündeki bu bozgunculuğuna karşı; tek ümmet, tek bilek, tek yürek olmalıdır" dedi.

Coğrafyalarımız İşgal Edilmeyebilirdi!

Amerika'nın türlü bahanelerle Afganistan'a girip, oradaki kardeşlerimizi öldürdüğünü ve öldürmeye devam ettiğine değinen Eroğlu, Yerli işbirlikçileri ve emperyalist güçlerle birlikte, İslam coğrafyasını tek tek işgal ettiğine dikkat çekti. Eroğlu, "İşgal ettikleri Irak, Somali, Filistin, Çeçenistan, Keşmir, Sudan, Filipinler, Nijerya Cezayir ve dünyanın daha birçok yerinde kardeşlerimizi katlettiler ve katletmeye devam ediyorlar. Bu bölük pürcük olmuş, dağınık halimiz olmasaydı, ne coğrafyamızı işgal edebilir, ne de bunca katliam ve zulmü işleyebilirlerdi" dedi.

Başınıza Gelmesinden Korktuğunuz O Gün, Mutlaka Gelecektir

Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Malumunuz, Firavun'un, Nemrut'un Allah'a savaş açması gibi, Amerika yönetimi de son günlerde bazılarını kullanarak, Kuranı kerim'e karşı yaptıkları alçakça hakaretlerle, Allah'a karşı savaş açmıştır. Bizler, Kur'an'ın hadimleri ve Allah'ın Askerleri olarak, Allah'a savaş açan, çağdaş Firavun ve Nemrut'lara bir uyarıda bulunmak istiyoruz; Ey Amerika! Senin sonun da, yolunu takip ettiğin Firavun'un sonu gibi olacaktır. Allah'ın gazabı er- geç seni her yandan kuşatacaktır. Yaktığınız bu fitne ateşi ile Allah'ı, Peygamberlerini, Meleklerini, Müslümanları gazaba getirdiniz. Muhakkak ki, Allah'ın azabı pek çetindir. Başınıza gelmesinden korktuğunuz o gün, mutlaka gelecektir."

Amerika'da Yaşayanlara Çağrı

Tüm Amerikalılara ve Amerika'da yaşayan herkese seslenen Eroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü, "Sizi yönetenler; Firavunun kavmini helake sürüklediği gibi, sizi de helaka sürüklemektedir. Firavun, kavmini doğru yola eriştirmediği gibi; Kasas Süresi 41. ve 42. Ayetlerde belirtildiği üzere, onları cehennem ateşine çağırmış ve kıyamette yardımsız bırakmıştır. Onlar bu dünyada lanete tabi olmuşlar, Kıyamette de hüsrana uğrayanlardan olacaklardır. Bu Firavuni yönetime destek verip; tabi olmaya devam ederseniz, Allah katında bir kurtuluş bulamayacak, bu dünyada da zillete ve lanete müstahak olacağınızı, size duyurmak isteriz. Bütün bunlarla beraber, eğer tövbe eder ve hidayete tabi olursanız, sizleri kardeş kabul ederiz. İçinizdeki Kuran düşmanı beyinsizlere karşı çıkınız ve engelleyiniz. Haçlılara, Siyonistlere ve uşaklarına diyoruz ki; Bizler, İslam'a ve Kuran'a sahip çıkmak için, ceddimiz Selahaddin'in yolunda ilerliyoruz! Sizler, dün amaçlarınıza ulaşmadığınız gibi, bugün de ulaşamayacaksınız. Şüphesiz, burada bulunan binlerce Selahaddin'den her biri, canını Kur'an-a siper edecek, sizin yaptığınız alçakça saldırılara karşı, Kur'an-ı müdafaa edecektir. Sizin Allah'a, Peygamberlerine, Kitabına, İslam'a, Camilerimize, bacılarımızın iffetine, tessetürüne yaptığınız saldırılara karşı, canını ve tüm varlığını ortaya koyarak, İslam'ın İstiklal mücadelesini verecek ve saldırılarınıza - işgallerinize son verecektir!"

Allah'ın Vaadi Haktır ve Nurunu Tamamlayacaktır

İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlerin bu güne kadar fayda görmediklerini hatırlatan Eroğlu, Hz. İbrahim'e düşmanlık eden Nemrut gibi, Hz. Musa'ya düşmanlık eden Firavn gibi, Hz. Muhammed'e (s.a.v) düşmanlık eden Ebucehil, Ebu Leheb ve Kab bin Eşref gibi olacağını söyledi. Eroğlu, "Müslümanlar geçmişte olduğu gibi, İslam'a, Kur'ana, Müslümanlara ve Kur'ana hizmet edenlere karşı yapılan saldırıları cevapsız bırakmayacak ve mutlaka hesap soracaktır! Hz. Muhammed'e Danimarka'da yapılan karikatür saldırılarına karşı, nasıl ki Müslüman halk peygamberine sahip çıktı ise, şüphesiz Allah'ın kitabına da sahip çıkacaktır. Ey Müslümanlar! Bu günden itibaren, Müslümanlar olarak el birliği ile bu kâfirlerin saldırılarına karşı, Kur'an'ın söndürülemez bir güneş olduğunu, gösterelim! Herkesin bilmesi gerekir ki; Allah'ın vaadi haktır ve nurunu tamamlayacaktır" diye konuştu.

Biz Bu Günü "Kuran'a Sahip Çıkma Günü" İlan Ediyoruz

Eroğlu, "Mademki onlar, 11 Eylül'ü "Kur'an Yakma Günü" ilan ediyorlar. Bizler de bu günü, "Kuran'a Sahip Çıkma Günü" ilan ediyoruz. Kuran'a sahip çıkmak; onu okumakla, manasını öğrenip, amel etmekle olur. Çocuklarımızı Kuran'a göre yetiştirmekle olur. Kur-an'a yönelik bu saldırılara karşı; Türk, Kürt, Arap, Zaza ve Tüm Müslüman kardeşlerimize diyoruz ki; Top yekûn bir seferberlik başlatmalıyız. Her Müslüman bu günden başlayarak, kendisi ve çocukları ile ilgili Kur'an eğitimini tamamlamak için harekete geçmelidir. Herkes çocuklarını, İslami ilimleri öğrenmesi için yönlendirmeli, her aileden Kur-an'ı ezberleyen bir hafız olmalıdır. Tüm kardeşlerimiz yeniden Kur-an'a sarılmalı, onu çokça okuyup - anlamaya çalışmalı, tefekkür etmeli ve onu insanlara sürekli anlatıp, öğretmelidir. Kur'anla ilgili, tüm kardeşlerimizin evlerinde günlük, haftalık programları olmalıdır" dedi.



Yerli İşbirlikçiler Kur'an Ayetlerini Yasaklamışlardı

Kur'an-ı Kerim'i yırtmaya ve yakmaya cesaret edemeyen yerli işbirlikçilerin de, Kur'an-ı Müslümanların yaşantısından çıkarmak için, Kur'an ayetlerini yasakladıklarını ifade eden Eroğlu, "Çocuklarımıza Kuran eğitimi vermemizi yasakladılar. Kuranın örtünme ayetlerini yırtıp, yakamayanlar, tesettürü - örtünmeyi yasakladılar. Hükümetin, Kur'an-a yapılan saldırılara karşı bir şey yapacağını beklemiyoruz. Ancak, Darbecilere karşı Müslüman halktan ciddi bir destek aldılar. Artık halkın taleplerine kulak vermelidirler. Bundan dolayı, Müslüman Halk olarak buradan, gerek 12 Eylül gerekse 28 Şubat darbeleri ile İslami yaşamın ve Kur'an eğitiminin önüne konulan tüm engellerin, bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Çocuklarımıza Kur'anımızı öğretirken, hiçbir sınırlama getirilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. Kuran eğitimi, devlet tekelinden çıkarılmalıdır. Halkın kendi imkânları ile Kur'an eğitimi vermesine engel olunmamalıdır. Özel Kız ve Erkek Hafızlık Kursları açılabilmesi için, düzenlemeler yapılmalıdır. Kur'an'ın emri olan, "örtünme" önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Yıllardır, Müslüman halka yapılan bu zulme, kayıtsız ve şartsız son verilmelidir. Geçmiş yıllarda, Camilerde Kur'an dersi verdiği için, Kur'an dersi aldığı için, ceza verilenlerin mağduriyetleri, giderilmelidir. Bundan dolayı, cezaevinde olanlar serbest bırakılmalıdır. İşinden, okulundan atılanların mağduriyetleri giderilmelidir" dedi.

İslam'a ve Kuran'a Saldırmak Özgürlük Değildir

Eroğlu, "Sonuç olarak; Müslüman Kardeşlerimizden tepkilerimizi göstermeye ve sesimizi yükseltmeye devam etmelerini, tüm insanları, mevcut tehlikenin büyüklüğü karşısında uyarmalarını ve iman-küfür yol ayrımında, onlara yol göstermelerini talep ediyoruz. Şu husus iyi bilinmelidir ki; İslam'a ve Kuran'a yapılan bu saldırılar, ferdi değildir. Müslümanların tepki verip vermeyeceğini öğrenmek için yapılan, organizeli hareketlerdir. Hiçbir devletin, kişinin veya kurumun Kutsal değerlerimize saldırmasına, hakaret etmesine müsaade etmeyeceğiz. Kimse özgürlüklerin arkasına saklanmasın. İnanca ve kutsal değerlere saldırmak, hakaret etmek, özgürlük değildir" diye konuştu.

ABD ve İsrail bayraklarını ateşe verildiği etkinlik, Ömer Çelik'in yaptığı dua ile sona erdi.

M. Salih Keskin, M. Hüseyin Temel – İLKHA


Haber Ara