İsrail yandaşı medyadan 'İHH' yalanı
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara saldırısında sonra Türk medyasındaki İsrail yandaşlarının, İHH'ya saldırıları devam ediyor. Daily Telegraph gazetesi'ndeki haberi kim yanlış çevirdi?
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-20 12:37:00
İsrail yandaşlarının Türk medyasındaki etkisi halen devam ediyor. Gazze'ye insani yardım götürürken korsan İsrail ordusunun saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisinin organizatörü İHH'ya yönelik karalamalar bunun en iyi göstergesi.
İngiliz Daily Telegraph gazetesinde geçen hafta yayımlanan haberde, İran'ın AK Parti'ye 25 milyon doları İHH üzerinden gönderdiğine dair bir ifadenin olmadığı ve bunun Türk medyasının uydurması olduğu ortaya çıktı.
Daily Telegraph gazetesinin haberinin son paragrafında yer alan "Apart transferring funds to the AKP, diplomats say Iran has also agreed to provide financial support for the IHH, the Turkish Islamic charity IHH which supported last May's aid flotilla which ended in disaster when it was intercepted by Israeli commandos, which resulted in the deaths of nine activists" tercümesi şöyle: "Diplomatlar ayrıca, İran'ın AKP'ye para transferinin yanı sıra geçtiğimiz Mayıs ayında İsrail komandolarının baskını ve 9 eylemcinin ölümüyle sonuçlanan Gazze'ye yardım konvoyu eyleminin öncüsü Türk İslami Yardım Örgütü İHH'ya da maddi yardımda bulunmayı kabul ettiğini söyledi."
İngiliz BBC sitesi ise haberin ilgili bölümünü Türkçe sayfasında şöyle verdi; "Daily Telegraph'ın diplomatlara dayandırdığı haberde ayrıca İran'ın yardım kuruluşu İHH'ye maddi destek sağlamayı kabul ettiği iddiasına da yer veriliyor.
İHH Parayı transafer etti yalanını kim uydurdu?
Peki, haberin aslında transfer eden ile ilgili bir bilgi olmamasına rağmen Türk medyasına parayı İHH transfer etti yalanını kim sızdırdı?
Haberin veriliş ve işleniş tarzı bile Türk medyasında İsrail yandaşlarının hâlâ etkin olduğunu gösteriyor.
Açık Gazete'den İrfan Taştemur'un konuyla ilgili yorum analizini aşağıda yayımlıyoruz:
Daily Telegraph haberi neden yaptı?
AK Parti ile The Daily Telegraph kapışmasını, AKP'nin ve onun kurdurduğu İnsani Yardım Vakfı'nın İran'dan para ve destek alıp almadığını bir kenara bırakıp gazeteci Akyıldız'ın sağlama yöntemiyle aslında neler olduğunu anlamaya çalışalım.
- Gazze'ye yardım konvoyu gönderilmesi eylemi İran ve Türkiye (AKP hükümeti) arasındaki ilişkileri güçlendirdi, İsrail'i, Batı'yı (İngiltere ve Avrupa Birliği) ve ABD'yi rahatsız etti.
- Türkiye'nin (AKP hükümetinin) İran'ın nükleer programına destek verip kefil olması ve İran'la yakınlaşması Amerika'nın canını sıktı.
- İsrail, Batı (İngiltere ve Avrupa Birliği) ve ABD Ortadoğu'da Türkiye'nin (AKP'nin) yeni anayasa değişikliğiyle elde edeceği olağanüstü yetki ve güçle bölgedeki bütün güç dengelerini bozacak yeni bir İslam devletine dönüşmesinden endişeliler.
İngiliz medyasının referandum sonrasında AKP'ye yönelttiği bu saldırıyı kimliği meçhul üst düzey Batılı diplomatlara dayandırdığı anlaşılıyor. İngiltere'nin yeni ve acemi hükümeti ve başbakanı David Cameron Türkiye ile olan ilişkilerinde pot üzerine pot kırarken, İngiliz derin devleti (İngiliz Dışişleri ve Dış Askeri İstihbarat Servisi MI6) mutemet bir gazetecisi aracılığı ile ayar yapıyor.
Medyanın Haçlı şovalyesi
The Daily Telegraph editörlerinden Con Coughlin'in kaynağı meçhul ve kanıt göstermediği haberlerine şöyle bir göz atmak İran, Irak, İsrail İslami terör uzmanı İngiliz gazeteciyi yakından tanımaya yeter:
10/10/2006: “Batı, düzenbaz devletlerin nükleer tehdidine geç uyandı.” Kaynak: Yok.
04/08/2006: “Tahran, Hizbullahçıların ailelerine savaş tazminatı ödedi.” Kaynak: Üst düzey bir güvenlik yetkilisi.
21/07/2006: “İran (nükleer) bomba çalışmalarına devam ediyor.” Kaynak: Yok.
13/07/2006: “Sınırdaki (Lübnan sınırı) kedi fare oyunları, bizim İran'la cephe savaşımızdır.” Kaynak: İsrailli bir asker.
12/06/2006: “İran gizli nükleer silah depolarını saklıyor.” Üst düzey bir Batılı diplomat.
07/04/2006: “İran'ın nükleer başlıkları gönderecek füzeleri (bile) var.” Üst düzey bir Amerikalı asker.
Gazeteci Coghlin'nin en ünlü haberi ise kuşkusuz İngiltere'nin Irak'a müdahalede gerekçe olarak kullandığı haber: “Saddam, 45 dakikada kitle imha silahlarını kullanarak (dünyayı) vurabilir.”
11 Eylül'ün ardından yaptığı haber de Coughlin'in mesleki kariyeri açısından önemli: “11 Eylül bombacısı Muhammed Atta, Saddam'ın (Irak Gizli Servisi'nin) ajanıydı.”
Hassas zamanların habercisi
İngiliz gazeteciler “meslektaşları” Con Coughlin'in “hassas zamanların, hassas makamların ve hassas bölgelerin gazetecisi” olduğu konusunda görüş birliğindeler. Londra'nın Babıali'si Fleet Street, Couglin'den yaka silken, onun yüzünden istifaya zorlanan ve patronları tarafından işten atılan ve ona küfreden gazetecilerle dolu. Daha kibar olanlar ise Coughlin'in kendi politik gündemini haberciliğin ve doğruluğun önüne taşıdığını söylemekle yetiniyorlar. British Journalism Review'de yer alan İngiltere'de Gizli Servisler ve Gazeteciler başlıklı bir makalede David Leigh, gazeteci Con Coughlin'i İngiliz Gizli Servislerindeki görevleri açığa çıkan David Shayler (MI5 ajanı) ve Richard Tomlinson (MI6 ajanı) ile kıyaslıyor ve gazetecilikte manüpilasyonun farklı formlarını anlatıyor:
“Birinci türdekiler, gazetecilik mesleğinin ardına saklanarak başka insanlar ve ülkeler hakkında fiilen casusluk yaparlar. Mesela London Observer'da beraber çalıştığım Farzad Bazoft, casus muydu değil miydi bilmiyorum ama böyle suçlanarak Saddam tarafından idam edildi.
İkinci türdekiler beni daha çok telaşlandırır. Çünkü bunlar, doğrudan casus olarak farklı isimler ve kimlikler altında medyaya sokulurlar ve bir süre haber yaptırtılırlar ve sonra ortadan kaybolurlar. David Shayler ve Richard Tomlinson bu ıslık çalınınca harekete geçip haber yaptırtılan türün yakın zaman örnekleridir.
Üçüncü tür ise gizli servisler tarafından bu konudaki gönüllü gazetecilere yaptırılan en tehlikeli olanı Bilgi Operasyonları yani Kara Propaganda'dır. Bu gazeteciler, İngiliz Gizli Servisleri'ndeki Özel Operasyon Bölümü'nün üst düzey yetkilileri tarafından doğrudan yönlendirilirler. The Sunday Telegraph Dış Haberler Editörü Con Couglin, “bir İngiliz bankacıya” dayandırarak Libya lideri Albay Kaddafi'nin oğlunun adının kalpazanlığa karıştığını yazmış fakat bu haberin aslında İngiliz istihbaratı tarafından sızdırıldığı sonradan ortaya çıkmıştı.”
Oxford eğitimli Con Coughlin'in meslekteki ilk önemli görevi 1983 yılında Amerika'nın Granada'yı işgaini izlemesi oldu. Ardından Lübnan İç savaş'ını izlemek üzere Beyrut'a gönderildi. Ortadoğu ve uluslararası terörizme olan yakın ilgisi de orada başladı. Meslek yaşamının neredeyse tamamını Telegraph Grubu'nda geçiren Coughlin, gazetenin Kudüs bürosunu kurdu ve yönetti. Nisan 1986’da bir başka İngiliz gazeteci John McCarthy’nin Hizbullah tarafından kaçırılmasından bir gün önce, Beyrut’ta Hizbullah’ın silahlı adamları tarafindan kaçırılmaktan son anda kurtulabildi. 1989’da Coughlin Londra’ya döndü. Sunday Telegraph’ın Dış Haberler Kıdemli Muhabiri olarak çalışmaya başladı. Sonraki yıllarda pek çok terfiler aldı, 1997’de Dış Haber Editörü ve 1999’da Sorumlu Editör oldu. Bir yıl sonra Sunday Telegraph Britanya Basın Ödülleri’nin prestijli ödülü “yılın gazetecisi” ödülüne layık görüldü.
Irak savaşı boyunca CNN’nin analistlerinden oldu ve Fox News, CBS, NBC ve abc’de de düzenli olarak ekrana çıktı. Savaştan sonra NBC/MSNBC için analist olarak çalıştı. Simdilerde, Amerikan ve Britanya radyo ve televizyonunda düzenli olarak, özellikle Afganistan, Orta Doğu, savunma ve global güvenlik konuları başta olmak üzere uluslararası konularda yayınlar yapmakta. İran ve Irak üzerine yayınlanmıs kitapları var.
AKP: Telegraph özür dile ve haberi sil
AKP Genel Başkan yardımcısı Ömer Çelik, İngiltere'de yayımlanan Daily Telegraph gazetesinin internet sitesindeki 'İran Türkiye'nin iktidar partisine 25 milyon dolar bağışlıyor' başlıklı makale nedeniyle özür dilenmesini ve makalenin gazetenin internet sitesinden silinmesini istedi.
Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, gazetenin editörüne hitaben yazdığı yazıda, haberin AKP olarak kendilerini şaşkınlığa uğrattığını söylerken "Böyle bir olay asla gerçekleşmediği gibi, haberinizdeki iddialar hiçbir kanıta dayanmamaktadır. Yalanlardan başka hiçbir şeye dayanmayan bu haberi kati olarak reddediyor ve partimiz aleyhine yapılmış böylesine temelsiz ve sinsi bir iddianın gazetenizde nasıl basılmış olabileceğine dair derhal bir açıklama bekliyoruz." diye konuştu.
Çelik, bu konuyu ulusal ve uluslararası mahkemelere götürme hakkını da saklı tuttuklarını ifade etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara