Mehmet Ali Şahin'den DTP'ye uyarı
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, BDP'nin eğitimi boykot kararıyla ilgili olarak, 'Kimse çocuklar üzerinden siyaset yapmasın' dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-19 20:51:00
Şahin, yarın bazı bölgelerde bir siyasi partinin çağrısı üzerine boykot uygulanacağının ifade edildiğini, bu konuyla ilgili kendisinin de 2 gün önce değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek, 'Çocuklarımız üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın. Çocuklarımızı siyasi amaçları için kullanmasın' dedi.
-DERNEKLERE TAVSİYE-
Tüm dernek yöneticilerine bir tavsiyesi olduğunu ifade eden Mehmet Ali Şahin, şöyle konuştu:
'Hiçbir siyasi partinin yan kuruluşu gibi hareket etmeyin. Ne iktidar partisinin, ne muhalefet partisinin yandaşı bir dernek gibi hareket etmeyin. Buna iktidar partisine mensup üyelik bağıyla devam eden şimdi Meclis Başkanı olan bir hemşehriniz olarak söylüyorum. Geçmişteki tecrübelerime dayalı olarak söylüyorum. Şimdi bir Eskipazar Belediye Başkanı burada olmalıydı. Niye olmadı? Bir takım hemşehrilerden bana 2 gündür telefonlar geliyor. 'O derneğin açılışına gitmeyin. Niye çünkü o dernek başkanı sizin partiniz hakkınızda, belediye başkanı hakkında atıp tutan biridir' diye. Ben buna inanmıyorum. Kim olduğunu da bilmiyorum. Ancak Sayın Başkan böyle bir izlenim vermeyin. Hiçbir partiyle bağı olmayan bir izlenim bırakın. Ancak dernekçilik böyle gelişir. Dernekçilik ve vakıf faaliyetlerinin uygun yapılabilmesi için mutlaka siyasetten uzar durması gerek. Aksi halde iş sıkıntıya girer.'
Şahin, konuşmasının ardından derneğin açılışını gerçekleştirdi ve Dernek Başkanı Niyazi Küçükyılmaz'dan bilgi aldı.
-KPSS'NİN KISMİ İPTALİ-
Şahin, dernek merkezinde incelemelerde bulunduktan sonra ise basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin 'BDP'nin anadilde eğitimi desteklemek amacıyla eğitimi boykot kararına' ilişkin bir soruya verdiği cevapta şunları söyledi:
'Yarın 15 milyonu aşkın ilköğretim ve orta öğretimde okuyan çocuğumuz yeni eğitim ve öğretim yılına başlayacak. Yeni eğitim ve öğretim yılının yavrularımız ve eğitim camiası için başarılı geçmesini diliyorum. Kuşkusuz nüfusu hızla artan, genç nüfusu birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla olan bir ülkeyiz. Bu bana göre çok önemli bir zenginliktir. Her milletin sahip olamayacağı bir zenginliktir. Yavrularımızı, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek devletimizin ve tabi ki görevli kurumlarımızın başta hükümet ve bakanlıklar olmak üzere en asli görevidir. Bu sene eğitim alanında daha az sorun yaşanmasını diliyorum. Bu konuda gerekli önlemlerin alınmış olmasını temenni ediyorum. Ancak öğretmen atamaları sebebiyle şu anda bir sorun yaşanmaktadır. Bilindiği gibi KPSS sınavlarının en azından bir bölümü iptal sonucu geçersiz sayıldı. Bu 30 bin civarında öğretmen atamasını da geciktirdi. Yeni ders yılı açılırken öğretmen eksikliği nedeniyle bir sorun yaşayacağız. Başta YÖK olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığımızın ve tabi ki ÖSYM'nin en kısa sürede yeni bir sınav yapacakları anlaşılıyor. Bu sınavı en kısa sürede yapmalarını ve bu öğretmen atamalarını gerçekleştirmelerini diliyorum. Bu sınavın iptaline neden olanlar bana göre büyük bir insanlık suçu işlemişlerdir. Kopya çekerek, bir takim imkanları istismar ederek, kendilerine veya yakınlarına avantaj sağlamaya çalışan insanlar gerçekten kimsenin yüzüne bakamayacak şekilde suç işlemişlerdir ve binlerce öğretmen adayımızın ve gencimizin mağduriyetine yol açmışlardır. Tabi ki yetkili makamlar başta yargımız bu konuda ceza kanunlarının ön gördüğü cezayı bunlar hakkında uygulayacaktır ama bir sorunla karşı karşıyayız, bu sorunun bir an önce atlatılmasını diliyorum ve temenni ediyorum.'
-EĞİTİMİ BOYKOT KARARI-
Şahin, boykot kararı ile ilgili soruyu da hatırlatarak, yarın bazı bölgelerde bir siyasi partinin çağrısı üzerine boykot uygulanacağının ifade edildiğini, bu konuyla ilgili kendisinin de 2 gün önce Antalya'da düşüncelerinin sorulduğunu kendisinin de değerlendirmelerde bulunduğunu söyledi.
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ancak tekrar şunları söylemek durumundayım. Çocuklarımızın üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın, çocuklarımızı siyasi amaçları için kullanmasın. Maalesef bir siyasi parti ve onların teşkilatları, çocuklarımızı güvenlik güçlerine karşı taş atmak suretiyle istismar etmektedir ve siyasi amaçlar için kullanmaktadır. Ve sonra bu çocuklarımız Türkiye'deki mevcut yasalar içerisinde hakkında yargısal işlem yapılınca ayağa kalkmaktadırlar 'bu çocuklar niye cezaevinde' diye sormaktadırlar. Onların müsebbibi sizsiniz. Bu çocukları ön plana koyarak, yüzlerini de kapatarak emniyet güçlerine, ülkenin güvenliğini sağlamakla görevli olan polislere hem taş attırıyorsunuz sonra bu çocuklarla ilgili işlem yapılınca 'niye işlem yapıldı' diye yaygarayı basıyorsunuz. Bu iki yüzlülüktür, bu çifte standarttır. Şimdi bu yetmiyormuş gibi bir de...Eğitim hakkı en temel insan hakkıdır. Çocuklarımızın değil bir gün bir saat eğitimden uzak kalması hem o çocuklarımız hem ülke için kayıptır. Bir siyasi parti bunu göze alamaz. Bir siyasi parti 'çocuklar bir gün, 10 gün okula gitmesin' diyemez. O zaman o siyasi parti kuruluş amacını inkar etmiş olur. Çünkü siyasi partilerin niçin kurulacağı, Anayasada ve Siyasi Partiler Kanunu'nda yazılıdır. Ben bir an önce bu boykot çağrısında bulunan siyasi partinin ve onların yöneticilerini yeniden değerlendirme yaparak bunun ne kadar yanlış olduğunu anlamalarını ve bundan vazgeçmelerini temenni ediyorum, tavsiye ediyorum.'
-HAKKARİ'DEKİ TERÖR SALDIRISI-
Şahin, Hakkari'deki terör saldırısı ile ilgili bir soru üzerine de, şunları kaydetti:
'Tam bir insanlık faciasıydı. Yani masum insanların, çoluk çocuk gözetmeden o insanların ölümüne yol açacak bir yola mayın döşenmiş olması hepimizin yüreklerini adeta sızlatmıştır, yaralamıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılar var, onlara da acil şifalar diliyorum. Şu anda 'bu eylemi kim yaptı?' sorusunun cevabı aranıyor. Aslında bu cevabı uzun uzun araştırmaya da gerek yok. Çünkü bu masum insanlara yönelik ilk suikast ilk saldırı değildir. Ama kimler olduğu konusunda Meclis Başkanı olarak ben açıklama yapacak değilim. Antalya'da da bu soru bana sorulduğunda devletimizin, hükümetimizin ve tabi ki ilgili bakanlığın, güvenlik güçlerimizin istihbarat örgütlerimizin bu konuda gerekli çalışmayı yaparak kamuoyunu bir an önce aydınlatmaları temennisinde bulunmuştum. Zannediyorum bu konudaki çalışmalar son aşamaya gelmiş olmalı. Bugünkü basın yayın organlarında kimler tarafından ve hangi amaçla yapıldığına dair bilgiler yer alıyor. Ancak bu bilgilerin mutlaka resmi makamlarca da teyit edilerek açıklanması gerekir. Basın yayın organlarında çıkan haberlere saygı duymakla beraber bu açıklamanın yetkili makamlar tarafından yapılması gerektiği kanaatindeyim.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara