Dolar

34,8657

Euro

36,6223

Altın

3.047,57

Bist

10.058,47

Memurlara 60 gün uyarısı

Anayasa Paketi'nin kabul edilmesi, uyarı ve kınama cezası alan memurlara yargı yoluna başvurma hakkı getirdi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-17 02:35:00

Memurlara 60 gün uyarısı
12 Eylül 2010 itibariyle 60 günlük zamanaşımı başladı. Daha önce uyarma veya kınama cezası alan memurlar, bu süre zarfında doğrudan idare mahkemesine başvurabilir.

26 maddelik anayasa değişiklik paketi, geçtiğimiz pazar günü oylandı ve %58'le 'evet' kararı çıktı. Paketin çalışma hayatı ve çalışanlar için neler getirdiğini daha önce üç ayrı yazıyla irdeledik. Dolayısıyla tekrara girmeyeceğiz. Ancak memurlara verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu açan düzenleme üzerinde biraz daha durmakta fayda var.

Değişiklik öncesi düzenlemede Anayasa'nın 125. maddesinde, "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" hükmü yer alıyordu. Bu hüküm gereği memurlar, uyarma ve kınama cezaları için yargı yoluna gidemezken, bunlardan daha ağır cezalar için (örn. memuriyetten çıkarma) dava açabiliyorlardı. Ancak bazı hallerde, uyarma veya kınama cezası verilirken açık bir usul hatası yapılmışsa, anayasal kısıtlamaya rağmen yargı yoluna gidilmesi durumunda idare mahkemesi bu davalarda da esasa girerek memur lehine kararlar verebiliyordu.(Örn. Ankara 5. İdare Mah. 2006-951 s. Kararı.) Fakat istisnai olarak verilen bu kararların da idare hukukunda tartışmalara sebep olduğunu belirtelim.

Öte yandan referandumda oylanan 13. Madde ile "Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz" hükmü getirilerek, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili istisna kaldırılmış oldu. Yani bundan sonra kamu çalışanları, en hafif iki disiplin cezası olan uyarma ve kınama cezalarına karşı da dava açabilecekler.

Eski cezaların akıbeti

Peki referandum öncesi verilmiş olan uyarma ve kınama cezalarının akıbeti ne olacak? Yani bu cezalara karşı yargı yolu kapalıyken uyarılmış veya kınanmış memurlar ne yapacak? Normalde 'kanunların geriye yürümezliği' ilkesi gereği, yeni düzenleme eski uyarma ve kınama cezalarına uygulanamayacak. Daha önce aldığı uyarma veya kınama cezası sicil affına uğramış veya silinmiş memurlar için zaten problem yok. Onların dava yoluna gitmelerine gerek yok. Ancak yargı yolu kapalıyken aldığı uyarma veya kınama cezası hâlâ sicilinde bulunan memurlar için önemli bir hak var. Bu cezalara karşı yargı yolu yeni açıldığı için, bu memurlara da idari yargı yoluna başvurma hakkı doğmuş oldu. Yani anayasa değişikliği, pek çok memur için de 'idareyle hesaplaşma' imkânı getirdi.

Burada ifade ettiğimiz görüşümüzün iki dayanağı var. Birincisi, kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ceza hukuku açısından bir istisnası olan 'lehe kanunun geriye yürümesi' ilkesidir. Buna göre yeni anayasa hükmü, eski disiplin cezalarına da uygulanabilecektir. Nitekim Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın veya YAŞ kararlarıyla ihraç edilen askeri personelin görevine dönme imkânı da yine aynı ilkeden çıkarılıyor.

Görüşümüzün bir diğer dayanağı ise uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu kapalı olduğu dönemde, bu işlemlere karşı 60 günlük dava zamanaşımı süresinin işlememiş olması. Zira bu cezalara karşı sadece disiplin amirine veya disiplin kurullarına itiraz edilebiliyordu. Şimdi ise yargı yolu açıldı ve artık dava zamanaşımı da işlemeye başlayacak. Ancak zamanaşımının işlemesi konusunda görüştüğümüz hukukçulardan farklı görüşler aldık. Bunlar;

Uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu açan anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 12 Eylül 2010 tarihi itibariyle 60 günlük zamanaşımı başlamıştır. Dolayısıyla daha önce uyarma veya kınama cezası alan memurlar, bu süre zarfında doğrudan idare mahkemesine başvurabilir.

Diğer görüşe göreyse, anayasadaki değişikliğe paralel olarak 657 Sayılı Kanun'un 135. Maddesi de değiştirildikten sonra 60 günlük dava zamanaşımı süreci başlayacaktır. Dolayısıyla bu memurların kanunda yapılacak değişikliği beklemeleri gerekir.
Her iki görüş de tutarlı olmakla birlikte, bana göre riske girmemek adına, 12 Eylül 2010'dan önce uyarma veya kınama cezası almış memurların bu tarihi takip eden 60 gün içinde idare mahkemesine başvurmalarında fayda var. Böylesi daha garanti olacaktır.

MECLİS ŞEKİLLENDİRECEK
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU


Prensip olarak yasalar gelecek için geçerli olur. Genel kural budur. Lehe olan hükümler geçmişe yürür. Ancak şu an için geriye dönük uyarı, kınama ve meslekten ihraç kararlarına yönelik bir iyileştirmeden bahsetmek doğru olmaz. Tüm bunlar Meclis açıldıktan sonra çıkarılacak 'uyum yasalarıyla Sadece disiplin cezası kararlarına dönük rahatsızlıklar da bulunmuyor. Meslekten atılmış hâkim, savcılar var. Yaş kararı ile atılanlar var. Diyelim ki, senelerce önce çıkarılmış. Arkadaşları orgeneral olmuş kuvvet komutanı olmuş. Mesleğe dönse ne yapacak? Ama ne olur. Özlük haklarını alma durumu olabilir. Kimlik verilebilir. Sosyal tesislere girme hakkı tanınabilir. Ancak tüm bunlar zaman alacak şeyler.
TÜRKİYE İÇİN MİLAT
MEMUR-SEN BAŞKANI AHMET GÜNDOĞDU
Memurlar topyekûn fişlendi. Gelecekleriyle oynandı. Meclis'in çıkardığı disiplin affı geriye dönük telafi imkanı sağlamıştı. Şimdi Türkiye’de yeni bir milat başlıyor. Uyarı ve kınama cezasının yargı kararlarına kapalı oluşu sebebiyle mağduriyet yaşayan herkese dönük bir aklanma sağlanacak. Müracaat hakkı verilerek yargısız infaza tabi tutulmuş memurlar hakkını arayabilecek. Kınama cezası basit bir ceza olarak gözüküyor. Ancak bu işlemler yargıya taşınamadığı için o memurun müktesebatına ceza olarak işleniyor. Ardından diğer cezalar başlıyor. Terfi ve idareci rükünleri ortadan kalkıyor. Küçücük bir şey yüzlerce tehlikeli konunun kapısını aralıyor. Uyum yasalarında bu madde ile ilgili bir çalışma yapılabilir. Bu maddenin yargıya kapalı oluşu dolayısıyla yaşanan mağduriyetlerin geriye dönük tamiri diye bir ek yapılabilir.

Bugün
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara