Türk milleti,darbe korkusuna son verdi
Referandumda ileri demokrasiye 'evet' diyen Türkiye'ye, Avrupa Birliği'nden de destek geldi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-15 02:44:00
Anayasa değişikliği sürecine başından beri destek veren Avrupa Birliği, referandum sonucunu memnuniyetle karşıladı. Referandumun ardından Türk basınına ilk mülakatını veren AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle, halkın askerî darbelerin geri geleceği korkusuna artık son verdiğini söyledi. Anayasa paketinin Türkiye'deki demokrasi ve temel hürriyetleri kuvvetlendireceğine işaret eden Füle, reformların uygulamalarını çok yakından takip edeceklerini belirtti. Referandumdan 'evet' çıkmasını, hem Türkiye hem de üyelik müzakereleri için 'iyi haber' olarak değerlendiren Genişleme Komiseri Füle, anayasa değişikliğinin Türkiye'nin üyelik sürecinde tespit edilen önceliklere de net şekilde cevap teşkil ettiğini vurguladı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın referandum gecesi yaptığı konuşmadaki yapıcı üslubunu takdir ettiğini kaydeden Füle, yarın Brüksel'de bir araya geleceği CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ise imalı uyarılarda bulundu: "Sayın Kılıçdaroğlu ile diyaloğumuz umuyorum ki gerçeklerle ilgili olmayan, ilişkilerimize de yardımcı olmayan şahsîleştirilmiş ifadelerden uzak bir şekilde devam eder."
Referandumun ardından Türk basınına ilk mülakatını veren AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle, reform paketini desteklediklerini ve paketin nasıl uygulanacağını çok yakından takip edeceklerini vurguladı. Tatbikatın AB standartlarına uygun olması gerektiği uyarısını yapan Füle, uygulamada sorun gördükleri an hemen Ankara'yı uyaracaklarını vurguladı. AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle'nin referanduma ilişkin Zaman'a yaptığı değerlendirmeler şöyle:
Askerî darbe korkusuna son: Ben, sonucu, Türk halkının askerî darbeler döneminin geri dönme korkusuna bir son verme iradesi olarak görüyorum. 1980 darbesinden 30 yıl sonra demokrasiyi ve temel hürriyetleri güçlendirecek bu paketin halk tarafından desteklenmesi sadece Türkiye için değil, Türkiye'nin AB ile devam eden üyelik müzakereleri için de iyi haberdir.
AB'nin destek sebepleri: Paketi çok dikkatlice inceledikten sonra muhtevanın Türkiye'nin Avrupa yolculuğunda ve üyelik müzakerelerinde tespit edilen önceliklere cevap olduğunu net bir şekilde gördük. Yıllardır gündeme getirdiğimiz bazı meselelere karşılık veriyordu paket.
Süreç herkesi kucaklamalıydı: Biz bir taraftan paketi tutarlı bir şekilde desteklerken, paketin kabulünün doğru yönde atılmış bir adım olacağını söylerken bu sürecin mümkün olan en geniş mutabakatla yapılmasında ısrar ettik. Bu süreçte hükümetin, muhalefetin ve sivil toplum temsilcilerinin bulunmasını arzu ettik.
Uygulama: Ayrıca istikrarlı şekilde vurguladığımız bir diğer nokta da anayasa paketinin uygulanma safhasının nasıl olması gerektiğine dair tavrımızdı. Adalet Bakanı tarafından hazırlanan uygulama kanunlarının da Avrupa değerlerini temel alarak ve üyelik süreci beklentilerini karşılayacak şekilde olması gerekiyor.
Erdoğan'ın tavrı: Başbakan'ın referandum gecesi herkesi kucaklamaya çalışan konuşmasını takdir ediyorum. Kendisi ile bir dizi çok verimli görüşmeler yaptık. Ben ilk toplantıda kendisinden bu sürecin mümkün mertebe kucaklayıcı olmasını rica ettim. O da elinden geleni yapacağını kaydetti. Zira biz sürecin Türk toplumunu kutuplaştıracağı endişesi taşıyorduk. Tabii bu süreçle ilgili bir kaygıydı. Muhtevayla ilgili az önce de ifade ettiğim gibi gayet memnunuz.
Yeni anayasa: Biz sürekli yeni anayasa ihtiyacını gündeme getiriyoruz. Bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan milli birlik için çağrılar yaparken hükümetin bütün tarafları kucaklayacak bir çalışma içine gireceğini umuyorum. AB insanları ayrıştıran değil, birleştiren bir proje. Bu yüzden en başta hükümetin büyük mesuliyeti var ama sadece hükümete değil, muhalefete de büyük görevler düşüyor. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerin ardından bütün toplum kesimlerinin katıldığı yeni bir anayasa projesi çalışmasının başlatılmasını umuyorum.
Kılıçdaroğlu: CHP lideri ile yarın görüşeceğim. Temmuz ayının ortalarında sırf kendisi ile görüşebilmek için programımı değiştirdim ve İstanbul'dan Brüksel'e dönmek yerine Ankara'ya gittim. Muhalefetle diyaloğumuza ne kadar ehemmiyet atfettiğimi ifade etmek için bunları anlatıyorum. Sadece iktidarla değil muhalefetle irtibatımızı da çok önemsiyorum. CHP ile diyaloğumuzu sürdüreceğimize eminim. Bu diyaloğun gerçekle alakası olmayan ve ilişkilerimize faydası olmayacak şahsileştirilmiş ifadelerden uzak olarak gerçekleşmesini umuyorum.
Anayasa Mahkemesi ve HSYK: Bu iki konuda biz şunu söyledik. Üye ülkelere baktığınızda farklı uygulamalarla karşılaşıyorsunuz. Yani bakanın HSYK'ya başkanlık etmesi Avrupa'da ilk defa görülen bir uygulama değil. Birkaç üye ülkede bunu görüyoruz. Ancak bizim için önemli olan uygulamanın nasıl olacağı. Yargı bağımsızlığının nasıl temin edileceğini yakından takip edeceğiz. Paketi desteklememiz, sürecin bittiği manasına gelmiyor. Değişikliklerin Türk halkına daha fazla demokrasi, hak ve hürriyet getirip getirmediğinin takipçisi olacağız.
Müzakereler: Kıbrıs yüzünden üyelik müzakerelerinin Aralık Zirvesi'nde durabileceği türü spekülasyonlar için vakit çok erken. Biz Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün hâlâ arkasındayız. Tüzüğün iki kesim arasındaki kalkınmışlık farklılığını azaltacağı için Ada'nın birleşmesine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Müzakerelere ilişkin de şunun altını çizmek istiyorum: Üyelik müzakereleri sadece Türkiye'nin değil, AB'nin de menfaatlerine hizmet ediyor. Enerji, temel haklar gibi fasıllar AB için de çok mühim.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara