STK'lar ekonomik büyüme için ne dedi?
Büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından sivil toplum kuruluşları rakamları yorumladı. İstanbul Ticaret Odası, Türkiye İhracatçılar Meclisi, ATO, ASO, ASKON ve AGSD'nin büyüme rakamları yorumları:
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-15 11:55:00
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekteki büyüme performansına ilişkin, 'Rakamlar, Türkiye'nin artık çok hızlı bir şekilde büyüdüğünün ve krizin tüm etkilerinin artık geçtiğinin bir ispatıdır' değerlendirmesinde bulundu.
Yalçıntaş, büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, TÜİK'in gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2010 ikinci çeyrek sonuçlarının kendilerini iki açıdan memnun ettiğini söyledi.
Bu çeyrekte hane halkının yurtiçi tüketiminin yüzde 5,8 artarken, devletin harcamalarının ise yüzde 3,6 oranında yükseldiğini hatırlatan Yalçıntaş, kamu sektörünün sabit sermaye oluşumunun yüzde 14,6 artış gösterdiğini, özel sektörün sabit sermaye oluşumunun ise yüzde 32,1 büyüdüğünün altını çizdi.
Yalçıntaş, 'Bu da şunu gösteriyor; bu büyümenin ana motoru özel sektördür. Özel sektörün tüketimi ve yatırımıdır. Bu bizi memnun eden birinci nokta' dedi.
Yüzde 8-9'lar seviyesinde bir büyüme beklediklerini ifade eden Yalçıntaş, rakamların beklentilerinin üzerinde çift haneli gerçekleştiğini söyledi.
Sektörler bazında bakıldığına ise; inşaatın yüzde 21,9, imalat sanayinin de yüzde 15,4 oranında büyüdüğünün görüldüğünü belirten Yalçıntaş, şöyle devam etti:
'Bunun güzel tarafı şu; bu hızlı büyüyen her iki sektör de yüksek çarpan etkisi olan sektörlerdir. Rakamlar, Türkiye'nin artık çok hızlı bir şekilde büyüdüğünün ve krizin tüm etkilerinin artık geçtiğinin bir ispatıdır.
Eğer biz Türkiye olarak yılın ikinci yarısında hiç büyümesek bile 2010 yılı sonu itibariyle kriz öncesi GSYH büyüklüğünü yakalamış oluyoruz.
Her durumda ben ikinci yarıda büyüyeceğimizi düşünüyorum.. En kötü senaryoyu söylesek dahi, diyelim ki yılın ikinci yarısında sadece yüzde 2 büyüsek bile 2010 yılını yüzde 6 büyüme ile kapatmış oluruz. Bizim söylediğimiz hep şuydu:
2023 yılına biz dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olarak girmek istiyorsak her yıl minimum yüzde 6-7 büyümemiz lazım.
Dolayısıyla çok kötü birşey olmazsa, Türkiye bu hedefi 2010 yılında yakalamıştır. İkinci çeyrek rakamları bunu teyit etmiştir.'
Murat Yalçıntaş, elde edilen büyümede geçen yılki küçülmenin baz etkisinin mutlaka olduğunu, ancak bunun çok önemli bir rakam olmadığını vurguladı.
Baz etkisinin büyük bölümünün bir önceki çeyrekteki büyümede absorbe edildiğini dile getiren Yalçıntaş, 'İkinci çeyreğe bir kısmı kalmış olabilir ama çok fazla değildir. Bu büyüme reel bir büyümedir' dedi.
Bu büyümenin önümüzdeki 5 yıllarda, 10 yıllarda sürdürülebilmesi için mutlaka olarak orta ve uzun vadeli tedbirler alınmasının önemine dikkati çeken Yalçıntaş, Türk iş gücünün daha nitelikli hale getirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.
Bunun da mesleki eğitimle olacağına işaret eden Yalçıntaş, bu yönde atılmış adımlar bulunduğunu anımsattı.
Türk iş dünyasının daha yüksek katma değerli üretim yapabilir hale gelmesinin de sürdürülebilir büyüme için önemli olduğunu vurgulayan Yalçıntaş, daha yüksek katma değerli üretim yapılabilmesi için de Türkiye'de daha fazla büyük firma olması gerektiğini sözlerine ekledi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ:'ÇİFT HANELİ İHRACAT ARTIŞI ÇİFT HANELİ BÜYÜME GETİRDİ'
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ikinci çeyrekte yaşanan çift haneli ihracat artışının çift haneli büyüme getirdiğini kaydetti.
Büyükekşi, TÜİK'in açıkladığı 2010 yılı 2. çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin yazılı açıklamasında, yüzde 10,3'lük büyümenin piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğini ancak ihracatçı için sürpriz olmadığını belirtti.
İhracatın aynı dönemdeki performansının da son derece parlak olduğunu ifade eden Büyükekşi, 'TÜİK rakamlarına göre ikinci çeyrekte Türkiye'nin ihracatı yüzde 23,9 arttı.
İlk çeyrekteki yüzde 6,3 ile karşılaştırıldığında ihracatta ciddi bir canlanma yaşandı. Bir anlamda çift haneli ihracat artışı çift haneli büyüme getirdi' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin diğer ülkelere göre pozitif bir ayrışma yaşadığına işaret eden Büyükekşi, büyüme rakamlarının kendisi kadar içeriğinin de önem taşıdığını vurguladı.
Büyükekşi, harcamalar yöntemiyle yapılan hesaplamada özel tüketimin GSMH'deki payının birinci çeyreğe göre azalması, kamunun payı sabit kalırken, yatırımların payının artmasını sağlıklı bir gelişme olarak değerlendirdi.
Dış ticaretin gayrı safi milli hasılaya katkısında olumlu bir gelişme yaşandığını belirten Büyükekşi, Türkiye'nin uzun vadede dış ticaret yapısını değiştirmesi ve dış ticarette dengeye gelinmesi hedefiyle ihracatın desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
ASO BAŞKANI NURETTİN ÖZDEBİR:3. ÇEYREKTE DE EKONOMİK BÜYÜMEYİ YÜZDE 8 TAHMİN EDİYORUZ'
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, '3. çeyrekte de ekonomik büyümenin yüksek olacağını ve yılı yüzde 8'ler civarında bir büyümeyle kapatacağımızı tahmin ediyoruz' görüşünü bildirdi.
Yaptığı yazılı açıklamada, büyümenin hem bir önceki yılın aynı dönemine hem de bir önceki döneme göre yüksek olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Özdebir, ASO I. Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) elektrik tüketim verileri ve üyeleri arasında gerçekleştirdikleri anketlerle büyümenin yüksek olacağının sinyallerinin verildiğini vurguladı.
'ASO I. OSB'de elektrik tüketimi Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında da artmaya devam etmiş hatta rekorlar kırmıştır. Üyelerimizin yılın geri kalanı için beklentileri de olumludur.
Ayrıca, özel sektör sermaye malı harcamalarındaki artış da büyümenin devam edeceğini göstermektedir.
Biz, bu nedenlerle 3. çeyrekte de ekonomik büyümenin yüksek olacağını ve yılı yüzde 8'ler civarında bir büyümeyle kapatacağımızı tahmin ediyoruz' görüşüne yer veren Özdebir, referandum sonuçlarının dış dünyada ekonomik ve siyasi istikrarın devam edeceği biçiminde yorumlandığına dikkati çekti.
Özdebir, şöyle devam etti:
'Türk ekonomisine duyulan güvenin pekişmesiyle birlikte yabancı doğrudan yatırımlarda ve yabancı sermaye girişlerinde bir artış olabilir.
Ekonomiye duyulan güvenin artması, Hazine'nin borçlanma faizlerinde de bir düşüşe yol açabilecektir. Ancak bu tablonun olumsuz yanı yabancı sermaye girişleri arttıkça TL'nin de değerlenmesidir.'
Bu değerlenmenin ihracatı zorladığını ve ithalatla rekabet edilmesini güçleştirdiğini kaydeden Özdebir, Merkez Bankası'nın yaptığı son açıklamalarda faiz indirimlerine gidebileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, 'Bizce bunun tam zamanıdır. Buna ek olarak Merkez Bankası, yabancı para cinsinden mevduatlardaki munzam karşılık oranlarını da bir an önce kriz öncesi oranlara hatta daha da yukarılara çekebilir' sözlerine yer verdi.
Ekonomik büyümenin esas olarak iç talepteki artıştan kaynaklandığını ve dış ticaretin ekonomik büyümeye net katkısının negatif olduğunu belirten Özdebir, dalgalı kur rejimiyle bir sorunu olmadığını vurgulayarak, 'Aslında kur baskısı olmasa net dış ticaretin büyümeye katkısı daha olumlu olur ve ekonomi daha da hızlı büyüyebilirdi' görüşünü bildirdi.
Özdebir, ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi için sadece Merkez Bankası'nın değil tüm ekonomi yönetiminin seferber olması gerektiğini belirterek, artık ekonominin yeniden gündemin ilk sırasına gelmesi, küresel ekonomide kırılganlık ve belirsizliklerin devam ettiği bir ortamda ekonomik ve sosyal politikaların buna göre dizayn edilmesi gerektiğini kaydetti.
ASKON GENEL BAŞKANI KOCA: 'BÜYÜME GERÇEKLEŞTİKÇE CARİ AÇIK TEHLİKESİ BÜYÜYOR
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, 'Büyüme gerçekleştikçe cari açık tehlikesi büyüyor, ekonomi yavaşladıkça bütçe açığı yükseliyor.
Bu durum, müzmin problemlerimizin devam ettiği anlamına gelmektedir' görüşünü ifade etti.
Koca, büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, referandumun hemen ardından açıklanan büyüme rakamlarının, Türkiye'nin doğru bir istikamette bulunduğunun önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.
Siyasetin bütün hırçınlığına rağmen milletin hem büyüme noktasında ekonomik performans göstermekten imtina etmediği hem de bütün baskılara ve tehditlere rağmen gelecekteki büyümenin de önünü açmak için Anayasa değişiklik kararının millete intikal etmesine büyük bir cesaretle 'Evet' dediğini dile getiren Koca, şunları kaydetti:
'2008 yılında ortaya çıkan küresel kriz, bizim ülkemizi 2009 yılında vurdu. Eksi 4.7 büyüme ile kapattığımız 2009 ardından 2010 yılı büyük bir umudun ve heyecanın zemini oldu.
2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11,7, ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 gibi son derece yüksek büyüme oranları, hepimiz için iftihar göstergesi oldu.
Bu tempo ile gidildiğinde ülkemizin 2010 yılı büyümesinin yüzde 7'ler seviyesinde olabileceği bunun da hemen herkesin tahminlerini aşacağını söylemek gerekir.
Büyüme bileşenlerinde nispeten dengeli bir yapının ortaya çıkmış olması iyi haber. İç tüketimin artması, borç yapısının halen sürdürülebilir düzeylerde kalmış olması ve sanayiye dayalı bir büyümenin ihracat ve üretimi desteklemesi güven artırıcı gözükmektedir.
Yatırımların daha kalıcı sektörlere doğru kayması, yabancı yatırımların artan kredi notumuza paralel bir şekilde kalıcı yatırımlara yönelmesi ve eko-politik olarak da gelir dağılım dengesinin biraz daha düzenlenmesi ülkemiz için son derece önemli bir gelecek projeksiyonu sunacaktır.'
Mustafa Koca, ekonomi yönetiminin bütün bu olumlu gelişmelere rağmen Türkiye'nin dezavantajlı taraflarını her zaman göz önüne alması ve gerçek anlamda yapısal arızaları kökten yok edecek politikalara yönelmesi gerektiğine işaret ederek, 'Asla unutulmamalı ki, hala büyüme gerçekleştikçe cari açık tehlikesi büyüyor, ekonomi yavaşladıkça bütçe açığı yükseliyor.
Bu durum, müzmin problemlerimizin devam ettiği anlamına gelmektedir. Asıl başarı bu müzmin yapıyı değiştirmekten geçmektedir' görüşünü bildirdi.
Koca, 'İçinde bulunduğumuz şans atmosferini, önümüzde var olan seçim geçitlerine feda etmeyelim. Hem genel seçim hem Cumhurbaşkanlığı seçimi, mazeretlerimiz haline dönüşmesin.
Büyüme politikalarımızı da istihdam dostu yapmanın mücadelesini verelim. Ayrıca büyüme için yeni stratejilere ihtiyaç bulunmaktadır.
Geleceğin Türkiye'sinin ihtiyaç hissettiği bir strateji kurmak zorundayız. Hangi alanlara odaklanacağımız belli olmalı.
Top yekun sağlıklı bir yönlendirmeyle üretim, ihracat ve sanayileşme gerçekleştirilmeli, diğer değerlerimizi geleceğe göre şekillendirmeyi başarmalıyız' ifadelerini kullandı.
ATO BAŞKANI SİNAN AYGÜN: TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİ AÇISINDAN UMUT VERİCİ'
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, 'Yılın ilk çeyreğindeki yüzde 11,7'den sonra ikinci çeyrekte de yüzde 10,3 oranında büyüme sağlanması Türkiye ekonomisinin geleceği açısından umut verici' dedi.
Aygün, TÜİK'in açıkladığı gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarıyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, ikinci çeyrekte yüzde 10,3 oranında büyüme sağlamasının, ekonomide geçen yılın son çeyreğinde başlayan toparlanma sürecinin hızlanarak devam ettiğinin göstergesi olduğunu bildirdi.
Yılın ilk altı aylık döneminde GSYH'nin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 oranında büyüdüğüne dikkat çeken Aygün, bu büyümeyle yılın tümü için yüzde 5'lik bir büyüme oranının garantilendiğini vurguladı.
Ekonomik büyümenin özel sektörün çabasıyla gerçekleştiğini belirten Aygün, 'Demokrasi geliştikçe Türkiye ekonomisi de daha istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme oranlarına kavuşacaktır' diyerek, 2010 yılının tümünde, Türkiye ekonomisinin yüzde 8'in üzerinde bir büyüme sağlamasını beklediğini kaydetti.
Açıklamada, 'Rakamlara baktığımızda büyümeyi ağırlıklı olarak imalat sanayi, inşaat ve ticaret gibi temel sektörlerin sürüklediği gözleniyor.
Söz konusu sektörler uluslararası krizde aldığı yarayı iyileştirmeye çalışıyor' sözlerine yer veren Aygün, hükümetin özel sektörün 100 milyar lirayı bulan birikmiş sosyal sigorta primi ve vergi borçlarının geri ödenmesi konusunda getirmeyi açıkladığı kolaylığın uygulamaya girmesi halinde büyüme ivmesinin daha çok artacağını savundu.
Aygün, kriz döneminde, ayakta kalabilmek için devlete olan yükümlülüklerini yerine getiremeyen işletmelerin istihdamlarını ve üretim kapasitelerini artırmaya yönelik adımlar atmaktan uzak durduklarına işaret ederek, 'Yeni yatırım kararları alamıyorlar. Birikmiş vergi ve sigorta borçlar konusunda getirileceği açıklanan kolaylığın bir an önce yürürlüğe girmesini bekliyoruz' dedi.
Yüksek büyümenin cari işlemler açığı sorununu yeniden gündeme getirdiğini belirten Aygün, hükümetin referandum sonuçlarından da aldığı güçle ihracatı özendirecek ithalatı cazip olmaktan çıkaracak bazı adımlar atarak bu sorunu hafifletmesini beklediklerini kaydetti.
EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY TOPLANMALI
Sinan Aygün, son Anayasa değişikliğiyle Ekonomik ve Sosyal Konseyin Anayasal bir kurum haline getirmesinin önemli bir gelişme olduğunu belirterek, 'Referandum bitti.
Önümüzde en geç 10 ay sonra yeni bir seçim daha var. Ekonomik Sosyal Konsey de Anayasal kurum haline geldi. Artık Hükümet, Anayasa gereği bizleri muhatap alacak.
Bir an önce Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplanması gerekiyor. Özel sektörün taleplerinin dinlenmesi gerekiyor' dedi.
Özel sektörün Ekonomik ve Sosyal Konseyin ilk toplantısına Halk Bankası ve Ziraat Bankasının harekete geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Aygün, özel sektöre can suyu şeklinde düşük faizli kredi sağlanması, bir takım ürünlerde ithalatta kısıtlama getirilmesi, döviz kurlarının göreceli olarak ufak ufak artırılması gibi öneriler götürebileceklerini bildirdi.
AGSD BAŞKANI KARAKUŞ:'TÜRKİYE KRİZDEN TAM OLARAK ÇIKTI
Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, bugün açıklanan büyüme rakamlarının istikrar trendine girildiğinin işaretini verdiğini belirterek 'Türkiye krizden tam olarak çıktı. Bu yıl büyümede rekor kırılacak' görüşünü bildirdi.
Karakuş yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) sonuçlarını değerlendirdi.
Türkiye ekonomisi'nin 2010 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 oranında büyümesinin, geçen yılın aynı döneminde eksi 7,6 olan büyümeden sonra önemli olduğuna dikkati çeken Karakuş, ilk altı aydaki büyümenin yüzde 11 seviyesinde olduğunu, bunun da Türkiye;nin krizden tam olarak çıktığını gösterdiğini söyledi.
Karakuş, ihracat rakamları ve sanayi üretimi rakamlarının büyümenin müjdelerini verdiğini ifade ederek, halk oylaması sonucunun ise Türkiye;nin ekonomiye dönerek kalan çeyreklerde atağını sürdüreceğini ve büyümede bu yıl az sayıda ülke ile birlikte Türkiye;nin rekor kıracağını gösterdiğini kaydetti.
Karakuş, ekonominin gelecek seçimlerden de etkilenmeyerek büyümesini sürdüreceği tahmininde bulundu.
AA
Haber Ara