Dolar

34,9449

Euro

36,6055

Altın

3.014,35

Bist

9.971,24

Kılıçdaroğlu duman

Aylarca 'Hayır' kampanyasının önderliğini üstlenip neredeyse kapı kapı dolaşıp 'Hayır' oyu isteyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun düştüğü durumu ele alan usta kalem Selahattin Duman, CHP Lideri'ni yerden yere vurdu...

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-14 15:51:00

Kılıçdaroğlu duman
Selahattin Duman'ın köşe yazısı

"Oğlan akıllı veya deli.. N’edecek baba malını?"

Al eskinin lafını.. Vur pazar günkü sonuçlara.. Elimizde kalan şudur.. “Bizim oğlan akıllı.. N’etsin referandumdan çıkacak hayır oylarını.. Bizim oğlan deli.. N’etsin referandumdan çıkacak hayır oylarını..” Siz anladınız onu.. Bundan sonrası parti içi kıyamettir..

“Ey vatandaş! Bu anayasaya hayır oyu vermelisin..” İki aydır meydan meydan dolaşan Altı Kazık Partisi Başkanı’nın konuşması bittiğinde lafın kuyruğuna düğüm attığı cümle bu..

Ana fikir böyle..

“Bu anayasaya hayır oyu vereceksin..”

Kürsü kürsü izlediğimiz adam; Yılmaz Erdoğan’ın unutulmaz Vizontele filminde belediye başkanını oynayan Altan Erkekli’nin parti başkanı versiyonu..

Altan Erkekli filmde, belediye binasının önünde toplanmış ahaliye televizyonu tanıtıyordu..

“Zeki Müren şarkı söylediğinde onu görebileceksiniz..”

Kalabalığın içinden çıkan Cem Yılmaz’ın canlandırdığı bir muzır tip, belediye başkanının dillendirdiği televizyon mucizesini bir soruyla yerle bir ediverdi:

“Zeki Müren de bizi görecek mi?”

***


Şehir şehir, ilçe ilçe, meydan meydan dolaşan Genel Başkan’ın içine düştüğü durum da budur..

“Bu anayasaya hayır oyu vereceksiniz..”

“Peki sen de verecek misin?”

“Kısmet! Sandığımı bulursam elbet.”

Demek ki kısmet değilmiş.. Altı Kazık Partisi’nin Genel Başkanı koca seçim günü oy atacağı bir sandık bulamadı..

Efendim.. Geçen seçim Kâğıthane’de oturuyormuş da adresi değiştiğinden adı kütükten silinmiş..

İyi anladık.. Milletvekillerinin istediği sandıkta oy atma gibi bir lüksü var.. Orası nasıl oldu?

O hakkı kullanması için ilçe sandık kurulundan kâğıt alınması lazımmış, ihmal edilmiş..

ONE MINUTE..

Ampul Partisi’nden sıtkı sıyrılıp da umudunu bu referanduma bağlayanları göçürten şey, yüzde 16’lık fark değil budur..

Ampul Partisi’nin başındaki seyrek bıyıklı asabi adam sadece iki kelime İngilizce kullanarak dünya siyasetinin dev figürleri ile kavgayı göze alıyor..

Altı Kazık Partisi’nin başındaki mülayim bakışlı şahıs tamamı Türkçe yazılı adreslerden birini bulup da oy kullanamıyor..

Muhalif cephede olay bitmiştir..

Bu siyaset şeytanları adamı artık konuşturmaz.. Sen bu saatten sonra ne söylersen söyle..

Vizontele’nin çıkıntısı Cem Yılmaz gibi biri “Sen önce sandığını bul..” deyip lafı çakacaktır..

Kimse laf çakmasa da “Kendin oy kullansana sataşması ne zaman gelecek..” diye hep tedirgin olacaksın..

Bu millet, kendisininkine benzeyen hâtâ yapanları asla affetmez..

1977 seçiminde o zamanki lider Bülent Ecevit, erken gelen sandık müjdelerinin etkisi ile genel merkez binasının balkonuna çıktı..

“229 milletvekili ile tek başına iktidarız..” dedi..

Bu lafı ettiği saat, gece yarısından sonranın ikisi.. Üç beş saat daha sabredemedi..

Sabaha doğru taşradan gelen oyların hesabına göre bakıldı ki birinci parti çıkmış ama tek başına iktidar değil..

Seçim mağlubu Süleyman Bey sırf bu lafın ucunu yakalayıp Ecevit’i siyaset zemininin dibine soktu.. Parmak hesabı yapamaz adam düzeyine indirdi..

“Mülayim bakışlı şahsın” durumu da budur..

***


Bu partinin kocaman bir İstanbul İl Başkanı var.. Kocaman il teşkilatı var..

Bir Allah kulu “Bizim lider nerede oy kullanacak..” diye bakmamış.. Kaydı kuydu doğru mu diye araştırmamış..

Benim bildiğim, genel başkan nerede oy kullanacaksa partinin o ildeki başkanı her şeyi önceden organize eder..

Saati geldiğinde gelip başkanı evinden alır, sandığa götürüp getirir..

Görünen o ki Altı Kazık Partisi’nde bunu akıl edecek bir örgü yapısı yok..

“Mülayim bakışlı şahsın” bildiği ise Bond çanta taşıyıp, çıt çıt açmak.. İçinden evrak çıkarıp göstermek.. Sonra çantayı çıt çıt kapatmak..

NOTU VERMİŞTİM

Genel Başkan seçilmeden önceydi..

Televizyon kanallarının birinde “12 Eylül” konulu bir “Talk Show” programına “Mülayim bakışlı şahsı” da davet etmişler..

Ben de evde yayıldığım yerden seyrediyorum..

Konu 12 Eylül olur da lafın gerisi nereye gelir, baştan belli.. Hukuk dışı işler, işkenceler, idamlar, tutuklamalar; bugünkü siyasi figürlerin o gün ne tür saf tuttukları..

Konuşmacıların çoğu da o yılların acısını çekenler..

Bizim “Mülayim bakışlı şahıs” laf sırası kendine geldiğinde Bond çantasını alıp dizlerine koydu.. Çantasını çıt çıt açtı.. İçinden bir fotoğraf çıkarıp gösterdi..

Herkes merakla elinde tuttuğu fotoğrafa bakıyor.. “Mülayim bakışlı şahıs” açıkladı..

“Bu elimdeki; belediye başkanının amcasının oğlunun dere yatağına yaptığı villanın fotoğrafı..”

Allah Allah! Ne alâka acaba?

O günlerde İstanbul aşırı yağış almış, kimi dere yatakları taşmış.. sebebi de o yataklara yapılan evlermiş.. İşte bu da belgesiymiş..

Herkes boş boş bakarken “Mülayim bakışlı şahıs” fotoğrafı yerine koydu, Bond çantanın kapağını çıt çıt kapattı..

Katılımcılardan çoğu başka bir programa söz verdiği için ayrılmak üzere izin istedi..

O gün notumu verdim ki “Mülayim bakışlı şahsın” kafası başka türlü seyiriyor..

***

Bir başka vak’asını da Beyaz Kanal’da rastladığım tartışma programında dinledim..

Tartışmacılardan biri Melih Gökçek’ti ve laf bir şekilde “Mülayim bakışlı şahsa” geldi..

“Mülayim bakışlı şahıs” kamuda genel müdürlük yaparken, çalıştığı binanın kalorifer kazanları bozulmuş..

Yenilemek üzere ihale açtırmış ve o ihale altı yılda sonuçlanamamış..

Melih Gökçek o tartışmadan beri “Bir kalorifer kazanını altı yılda tamir ettiremeyen adam bu ülkeyi nasıl yönetecek?” diye sorup duruyordu..

Şimdi cevap bekleyen bu soruya bir de “Gelecek seçimde sandığını bulabilecek mi?” sorusu eklendi..

Buyurun buradan yakın bakalım..

Daha “Mülayim bakışlı şahsın” genel başkan seçildikten sonra parti içi hallerine hiç girmedik..

Oturduğu makamın ilk sahibi Mustafa Kemal, onun da halefi İsmet Paşa’ydı..

Bakalım o koltuğun hakkını nasıl veriyor? Bu şedit konuya yarın da devam edeceğim..

Tabii köşemin yerini bulabilirsem..

Vatan

Haber Ara