'Erdoğan, Atatürk'ten sonra en etkili lider'
Erdoğan, Temmuz 2011 seçimini de kazanırsa, Türkiye'de Atatürk'ten sonra en uzun süre görev yapan, en etkili lider olacak.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-14 08:22:00
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan ulusal bir oylamada dördüncü kez zafer elde etti. İki kez genel seçim, iki kez de referandum kazandı. Biz İsrail’dekiler ondan hazzetmeme konusunda büyük ölçüde birleşmiş olsak da, kendisi sürekli ‘kazanan’ konumunda. Seçmenler Erdoğan’ın İslami yönelimli partisi AKP’nin referanduma sunduğu anayasal değişiklik paketini ezici çoğunlukla onayladı. Kabul edilen değişiklikler hükümete, her ikisi de ülkenin laikliğinin geleneksel kaleleri olan ordu ve yargı üzerinde kontrol sağlamak doğrultusunda geniş yetki tanıyor.
Referandum sonucu Erdoğan’ın ideolojisi için de bir zafer. Reformların askerlerin artık sivil mahkemelerde yargılanmalarına imkân tanıdığı göz önüne alındığında, Türk ordusunun liderlerinin yeni bir darbe planlamasını ya da Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte yaptığı gibi belli siyasi partileri kapatmasını tahayyyül etmek zor.
Laik ideolojinin yerine ‘Erdoğanizm’
Erdoğan şimdi hem geçmişe hem geleceğe memnuniyetle bakabilir. Ülkesini zenginleştirdi, daha istikrarlı ve uluslararası toplumda daha güçlü hale getirdi; bununla eş zamanlı olarak daha demokratik ve daha dindar da yaptı.
Erdoğan Temmuz 2011’deki seçimi de kazandığı takdirde (ki dünkü zaferden sonra büyük ihtimalle öyle olacağı anlaşılıyor), Kemal Atatürk’ten bu yana en uzun süre görev yapan ve en etkili lider olacak.
Kabul edilen reformlar 80 yıldır hüküm süren devlet güdümlü laik ideolojiyi deviriyor, yerine haklı olarak ‘Erdoğanizm’ diye nitelenebilecek yeni bir siyasi öğretiyi koyuyor.
Türkiye içinde ve dışında birçokları için, daha dindar, yüzünü Doğu’ya daha fazla dönen ülkenin bu dönüşümü endişe kaynağı. Fakat Türklerin çoğunluğu için reformlar cumhuriyeti daha demokratik, daha insani hale getiriyor.
Türkiye’nin orduda, üniversitelerde ve iş dünyasında yoğunlaşan laik seçkinleri Erdoğan’dan nefret etmeyi sürdürecek. Fakat ülkenin daha yoksul ve dindar periferisi ona büyük sevgi duyuyor. Başbakan dışlanmışların belini doğrulttu ve bunun karşılığında sonsuz sadakatlerini kazandı.
Kürt eyaleti yaratmaya hazır
Erdoğan’ın ülkeyi İran tarzı İslami bir cumhuriyete dönüştüreceğine dair korkular yersiz. Başbakana verilen destek sadece ideolojiye değil, hayata geçmesine katkıda bulunduğu modernleşmeye ve refaha dayanıyor.
Biz İsrail’dekiler Erdoğan’ı esasen katı Ortadoğu politikasıyla tanıyoruz, ekonomi politikalarından
çok haberdar değiliz. Fakat Türkiye başbakanı adımlarının her birini, ekonomik büyümeyi aklından hiç
çıkarmadan atıyor. Erdoğan ne modernleşmeden, ne de hükümetinin iktidarda kalmasına imkân veren demokratik sistemden vazgeçecektir.
Başbakan adının sonundaki ‘izm’i hak etmek için şimdi büyük bir sorunun üstesinden gelmek zorunda: Bir Kürt eyaleti yaratmalı ya da en azından Türkiye’nin Kürtlerini ulusal bir azınlık olarak tanımalı. Erdoğan buna hazır, fakat ülkesi değil. Kürt misyonunu tamamlamak için bir görev dönemine daha ihtiyacı var. Gelecek temmuzda kazanırsa, bu gerçek bir ihtimal haline gelebilir.
(13 Eylül 2010)
Kaynak: Alon Liel / Haaretz
Çeviri: Radikal
Haber Ara