İngiltere ve Finlandiya'nın Türkiye prensi
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexsander Stubb, Financial Times gazetesinde ortak yayımladıkları bir makalede Türkiye'nin AB üyeliğine verdikleri desteği güçlü bir şekilde yineledi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-10 12:09:00
AB sürecinin hiç kuşkusuz yavaş ilerlediğini ve artık bir hız kazanmasının zamanının geldiğini vurgulayan bakanlar, "Avrupa Birliği, birliğe kabul edilene kadar Türkiye'nin güçlü avantajlarından yararlanmalı. Ama Avrupa'nın güvenlik ve refahına tam katkıda bulunabilmesi için Türkiye'ye masada bir yer verilmesi gerekiyor." dediler.
Balkanlarda ve Ortadoğu'da Türkiye'nin ne denli önemli olduğunun zaten ortada olduğunu savunan Hague ve Stubb, şöyle devam etti: "Türkiye bu bölgelerde 'diplomasi avantajıyla' önemli bir aktör konumunda. Irak'ta hem politik hem de ekonomik olarak çok etkili. Ayrıca AB ile birlikte İran'ın nükleer silahlarına karşı diplomasi yürütüyor. Bunun dışında Türkiye, hem Afganistan hem de Pakistan'da önemli bir partner."
Türkiye'nin üyeliğinin hem AB hem de Türkiye'nin yararına olacağı belirtilen makalede, Türkiye'nin G20 ülkeleri içinde bulunduğu ve ekonomisinin bu yıl yüzde 5 civarında büyümesinin beklendiği vurgulanmış. Türkiye'nin OECD'ye göre 2050 yılında Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olacağı tahminlerine yer verilen makalede, "Türk işverenler Avrupa'da yılda 50 milyar dolarlık ciro yapıyor ve 500 bin kişi istihdam ediyorlar. AB içinde yer edinmiş bir Türk ekonomisi ihracat ve ithalatçılar için yeni istihdam alanları oluşturacak ve bizi de Asya'daki enerji kaynaklarına bağlayacak." denildi.
Türkiye'nin üyelik yolunda insan hakları, ekonomi gibi alanlarda reform sürecini yeniden canlandırması gerektiğine de vurgu yapıldı. Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir çözüm bulunması için çaba sarf ettiğine de dikkat çekilen makalede, "Artık 36 yıllık bir problem çözüme kavuşmalı. Her iki tarafın liderleri de cesaretli olmalıdır. Çözüm sonucunda gelen faydalar çok büyük olacaktır. Bunun faydaları Türkiye ve AB'ye de yansıyacaktır." denildi.
"AB dünyayı değiştirmek için yerinde sayamaz." diyen bakanlar, AB kapısının yeni üyelerin yüzüne kapanamayacağını, birliğe yeni üye olan ülkelerin önemli katkıda bulunduklarının ortada olduğunu ancak üye olan ülkelerin de hem ekonomik hem de demokrasi alanında önemli ilerlemeler kaydettiklerine dikkat çekti.
Türkiye'nin çok kültürlü yapısını ve büyük nüfusunun bir dezavantaj olarak değil avantaj olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Hague ve Stubb, şöyle devam etti: "Türkiye ile AB arasındaki üyelik görüşmeleri artık hız kazanmalı. Türkiye AB yolunda yürürken, AB de Türkiye ile ekonomik, kültürel ve güvenlik alanlarında daha güçlü işbirliğine gitmeli. AB, Türkiye ile birlikte daha da güçlenecektir."
CİHAN
Haber Ara