İngiliz basınından özetler
İngiliz basınından özetler (7 Eylül 2010):
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-07 09:58:00
"ETA'nın ki, hakiki bir barış teklifi mi, yoksa dünyanın dikkatini çekmek için atılan ve iyi niyetli olmayan bir manevra mı?" diye soran gazeteden önce bir dönem İrlanda Kurtuluş Ordusu'nun askeri konsey üyeliğini de yapmış olan Kuzey İrlanda'daki Sinn Fein partisi lideri Gerry Adams'ın cevabını aktaralım.
Eski IRA lideri Adams ETA'nın ateşkesini yorumluyor
"ETA'nın Pazar günü yaptığı açıklama, Basklı eylemcilerin yıllar süren tartışma ve strateji belirleme çabalarının bir sonucuydu. Bu tartışma sürecine, aralarında benim de bulunduğum, Sinn Fein temsilcileri de katıldı. Bask ülkesindeki birçok kişi, İrlanda barış sürecinden esinleniyor ve Bask ülkesindeki girişimlerin pek çoğu, bizim deneyimimizi model alıyor. Ben, ateşkes açıklamasının, ETA ile İspanya devleti arasındaki çatışmaya kalıcı bir son getireceğine inanıyorum."
Adams, ETA'yı ateşkese yönelten süreci ise şöyle tasvir ediyor:
"Geçen yılın sonlarına doğru, Basklı partiler, sendikacılar ve binlerce siyasi eylemci, yeni bir siyasi stratejiye karar vermek için önemli bir iç tartışma süreci yaşadılar. Bask partisi Batasuna'yı da içeren bu grup, Şubat ayında, "geniş katılımlı bir cephe yaklaşımı üzerinde anlaştılar ve bu cephenin siyasi dönüşüm için yalnızca siyasi ve demokratik yollara başvurmasını karar altına aldılar. Bu strateji yankısını, ETA'nın hafta sonu yaptığı açıklamada buldu."
Adams ayrıca, çatışmaların çözümüne yönelik risksiz bir strateji olmadığını, fakat başarının getireceği faydanın, başarısızlığın tehlikelerinden çok daha büyük olduğunu da savunuyor.
"ETA dünyayı aldatıyor"
Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın iyimserliğinin aksine, Kral Juan Carlos Üniversitesi'nden Rogelio Alonso ise Guardian'daki yazısında ETA'nın propaganda yaptığını ve kimsenin bu propagandaya kanmaması gerektiği fikrini işliyor. Alonso yazısında özetle şöyle diyor:
"ETA'nın videosu BBC tarafından yayınlanmasa, bu açıklama, hak ettiği gibi pratikte kimse tarafından fark edilmeyecekti. ETA silah kullanmaya son vermedi. Kendi iç tartışmalarında da kabul ettiği gibi, ETA'ya mükemmel bir propaganda fırsatı sunuldu. Bazı operasyonlara son vermek fakat belirli türde cinayetlere ve haraca devam etme kararı, örgütün yaşadığı krizin bir sonucu. Örgütün birçok hücresinin, silah depolarının ve bir dizi üyesinin tutuklanması, geçen Mart ayında ETA'yı eylemlerini durdurmaya zorlamıştı."
Alonso, yorumunda, BBC'nin ETA haberlerinde "terörist" ifadesini kullanmayı reddetmesini de eleştiriyor. Görüşünü desteklemek için Hannah Arendt'e de referans veren Alonso'ya göre, ETA'ya "terörist" dememek, özenli bir gazeteciliğin değil, terörist propagandanın kimi zaman başarılı olabileceğinin bir işareti.
Robert Fisk: Töre cinayetleri insanlığa inancınızı sarsabiilir
Independent gazetesi, her yıl binlerce kadının hayatına mal olan töre cinayetleri pratiğini manşetine taşımış. Robert Fisk imzalı haberde gazete, bir zamanlar, çoğunlukla Orta Doğu'ya özgü olan bu fenomene şimdilerde dünyanın her yanında rastlanabildiğini aktarıyor.
Gazeteye göre, 10 aylık bir araştırmanın sonucu olan ve bugün başlayan yazı dizisi, "insanlığa olan inancınızı sarsabilecek" nitelikte.
Robert Fisk, yazı dizisine, tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlanan ve şimdi oğlunu kaybetme ve ailesi tarafından öldürülme korkusu içinde yaşayan Hanan adlı bir kadının hikâyesi ile başlıyor.
Filistinli Sünni bir Müslüman olan Hanan, ailesinin "onurunu" korumak ve en küçük kardeşi tarafından öldürülmekten kurtulmak için tecavüzcüsüyle evlenmiş. Ailesinin "onurunu" korumak ve hayatta kalmak için şimdi de tecavüzcüsünden boşanıyor.
Töre cinayetlerinin ne yalnızca Filistinlilere, ne de yalnızca Müslümanlara özgü olduğunu ve dini bir gelenek de olmadığını belirten Fisk, bu pratiğe Hıristiyanlar ve Hindular'da da rastlandığını belirtiyor.
Fisk ayrıca, Birleşmiş Milletler'in bir yıl içinde, töre cinayetine kurban giden kadınların sayısını 5 bin olarak verdiğini ancak Orta Doğu ve Güneybatı Asya'daki birçok kadın grubunun, bu rakamın en az dört kat fazla, yani 20 bin civarlarında olduğunu tahmin ettiklerini de aktarıyor.
TV dizisinde Müslüman Kardeşler karşıtı propaganda
Financial Times gazetesinin Kahire muhabiri Heba Saleh, Mısır'da yetkililerin, ülkenin en büyük ve yasaklı muhalefeti Müslüman Kardeşler hareketine karşı propaganda için televizyon dizilerini kullandığını duyuruyor.
Saleh, "Müslüman Kardeşler'le bağlantılı kişiler, 2005 yılında, bağımsız adaylar olarak katıldıkları genel seçimde, meclisteki sandalyelerin yüzde 20'sini kazanmışlardı. Mısır hükümeti, hareketin, bir daha bu tür bir kazanım etmesini önlemeye kararlı olduğunu gösteriyor." diyor.
Gazete, Al-Gama'a ya da Türkçesiyle "Cemaat" adlı televizyon dizisinde, Müslüman Kardeşleri 1928 yılında kuran Şeyh Hasan el-Benna'nın, İslam devleti kurmak için şiddete başvurmaya hazır, fırsatçı bir siyaset adamı olarak canlandırıldığını da yazıyor.
Saleh, televizyon programının, bir zamanlar gizli bir silahlı kanadı olmuş olsa da, örgütün, 50 yıldan uzun bir süredir şiddete başvurmamış olmasının gözden kaçırıldığını belirtip, dizinin bölümlerinin, Ramazan ayı boyunca, birden fazla televizyon kanalında gün içinde defalarca yayınlandığını da aktarıyor.
İngiltere hükümetinin göçü kısma planları
Daily Telegraph gazetesi, başyazılarından birini, İngiltere'de hükümetin değiştirmeyi planladığı göç denetim mekanizmalarına ayırmış.
Gazete, İngiltere'ye öğrenci vizesiyle gelen çok sayıda kişinin, eğitimlerini tamamlandıktan sonra İngiltere'de kalmaya devam etmelerini kaygı verici olarak görülen bir gelişme olarak yorumluyor.
Göçmenlerden sorumlu bakan yardımcısı Damian Green'in, bu tabloyu engellemek için daha katı kurallar getireceğini söyleyen son sorumlu yetkili olduğunu belirten gazete, AB dışından gelen göçmen sayısındaki üçte birlik artışın sürdürülemez olduğunu da belirtiyor.
Önceki hükümetin, puanlama sisteminin, göçmen sayısındaki artışı durduramadığına da dikkati çeken gazete ayrıca, meselenin kurallar koymak değil, kuralları uygulayabilmek olduğunu savunuyor.
bbc
Haber Ara