Aşağılıkların aşağısı

Gilad Atzmon*/TIMETURK

Dün milyonlarca oy pusulası,İşçi Partisi liderliği için oy kullanabilecek durumda olanlara gönderildi. Bunun Tony Blair’in (Irak’a karşı kriminal bir savaş ilan eden eski İngiltere başbakanı) kendi tartışmalı anılarını yayınladığı güne denk gelmesi yeteri kadar sembolik.

İşçi Partisinin doğru kararı vermesi için nefesimi tutmuş değilim. Şurası açık ki; aynı parti Blair’in militan arzularını sınırlamakta başarısız oldu, hatta Irak savaşı için ortaya atılan bütün argümanların dayandığı temellerin sahte olduğu açıkça ortadayken bile.

Yapılan gaddarlıkları, atılan barbarca adımları hesaba katınca bizim hepimiz İşçi Partili hükümetin suç ortağıyız ve bugün İşçi partisine kendilerinin önde gözüken başkan adaylarının kim olduğunu, neyin yanında durduğunu ve kimlerin çıkarlarına hizmet edebileceğini hatırlatmak benim görevim.

İşçi Partisi üyeleri, kendi liderleri ve önde giden başkan adayları David Miliband’ın oynadığı rolü hesaba katsalar iyi olur ki bu şimdi “sıradışı icraatlar” olarak biliniyor: terör şüphelilerinin İngiliz hava sahası boyunca transfer edilmelerine izin vermek, onların üçüncü ülkelerde işkence görmeleriyle bir sorunu olmamak ve İngiliz ajanlarının bu şekilde muameleye tutulan şüphelilerden bilgi toplamalarına izin vermek oloarak. David Miliband aynı zamanda eski Guantanamo tutuklusu Bünyamin Muhammed’in davasındaki işkence iddiaları ile ilgili istihbarat bilgilerinin kamuya açıklanmasını önleme girişiminde de bulunmuştu.

Aynı David Miliband’ın bugün bize etik hakkında vaaz vermesi sanırım yeterince enteresan. İşte burada onun Pazar günü Independent gazetesine söyledikleri:

“Etik bir dış politikaya alternatif etik olmayan bir dış politikadır ve ben etik olmayan bir dış politikaya inanmıyorum.”

Sanırım İşçi Partliler kendilerine İngiltere’nin işkenceye bulaştırılmasının neresinin bu kadar etik olduğunu sorsalar iyi ederler.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Bu yazı Turgut Alp Boyraz tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Aşağılıkların aşağısı

Tony Blair gibi David Miliband’ta diğer ülkelerin iç işlerine müdahele etmeyi destekliyor, sanki demokrasi adına 1.5 milyon Iraklı’yı öldürmek yetmezmiş gibi.