Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İngiliz basınında bugün

Ünlü fizikçi Stephen Hawking'in 'Evreni Allah yaratmadı' iddiası, İngiliz Dışişleri Bakanı'nın ''Eşcinsel değilim' açıklaması ve Orta Doğu görüşmelerinin geleceği.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-02 10:46:00

İngiliz basınında bugün
Times'a göre, ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking, yakında piyasaya çıkacak yeni kitabında, "Kainatı Allah yaratmadı"ğını iddia ediyor.

Gazetenin bazı bölümlerini yayımladığı kitapta, Hawking, Büyük Patlama'nın fizik kanunlarının doğal sonucu olarak meydana geldiğini, modern fiziğin evrenin oluşumunda Tanrı'ya rol vermediğini savunuyor.

Times, Hawking'in 1988'de satış rekorları kıran "Zamanın Kısa Tarihi" adlı kitabında Tanrı'nın kainatı yarattığı tezinin bilimsel anlayışla çelişmediğini söylediğine dikkat çekiyor.

İngiliz Dışişleri Bakanı: Eşcinsel değilim

Guardian gazetesinin manşetinde ise 25 yaşındaki danışmanıyla eşcinsel ilişkisi olduğu öne sürülen İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague'in açıklamaları var.

Gazeteye göre, iddiaların yoğunlaşması ardından danışmanı Christopher Myers dün istifa ederken, Hague, dramatik bir açıklama yayımlayarak "Ne uygunsuz bir atama yaptım ne de uygunsuz bir ilişki içindeyim" dedi.

Seçim kampanyası sırasında şoförlüğünü yapan danışmanıyla ara sıra otellerde aynı odaları paylaştıklarını belirten Dışişleri Bakanı "Başka anlamlar çıkarılacağını bilseydik, paylaşmazdık" diye konuştu.

Eşiyle çocuk sahibi olmaya çalıştıklarını ve karısının birkaç kez düşük yaptığını belirten bakan, bu tür durumlarda birçok evlilikte gerginlikler ortaya çıkarken, yaşadıklarının karısıyla kendisini daha da yakınlaştırdığını anlattı.

Guardian, iddiaların Hague'in mensubu olduğu koalisyonun büyük ortağı Muhafazakar Parti içinde huzursuzluğa neden olduğunu aktarıyor. Önde gelen partililere göre, Hague'in en büyük hatası, çok az dışişleri deneyimi olmasına karşın 25 yaşındaki Myers'ı danışman olarak işe almasıydı.

Diğer bakanların genelde iki danışmanı varken, Myers üçüncü danışman olarak bakanlığa girmişti.


‘Netanyahu’nun açmazı’

Financial Times, 20 aylık kesintinden sonra bugün Washington'da yeniden başlayacak Orta Doğu görüşmelerinin önündeki en büyük engelin Yahudi yerleşimleri sorunu olduğunu belirtiyor.

Filistin topraklarındaki yerleşim inşaatlarını saatli bombaya benzeten gazeteye göre, bu sorun görüşmeleri bir ay içinde sekteye uğratabilir. Zira, İsrail'in yerleşim inşaatlarını kısmen durduran moratoryumunun süresi 26 Eylül'de doluyor. Moratoryum nedeniyle, Başbakan Benyamin Netanyahu büyük bir açmazla karşı karşıya.

Netanyahu, moratoryumu uzatırsa, koalisyonun geleceğini tehlikeye atacak. Başbakan'ın Likud partisi içinde çoğunluk, yerleşim inşaatlarına başlanmasından yana. Başbakan bu durumda güçlü yerleşimci lobisini de öfkelendirecek.

Guardian'a göre, Filistinliler ise inşaatların yeniden başlaması halinde müzakere masasını terk edeceklerini söylüyor. Bu mesele yüzünden görüşmelerin çökmesi halinde sorumluluk büyük ihtimalle Netanyahu'ya yüklenecek. Bir dizi diplomatik konuda uluslararası desteğe ihtiyacı olan Netanyahu da bundan korkuyor.

Gazete, İsrailli yetkililerin şimdiden yerleşimlerle ilgili alternatif planlar üzerinde çalıştıklarını bu çerçevede başlamış projelere devam etme izni verilebileceği, yeni inşaatlara ise müsaade edilmeyebileceği belirtiliyor.

Daily Telegraph da, iki devletli çözümün yerleşim sorunu yüzünden kayalara çarpmak üzere olduğuna dikkat çekiyor.

Gazeteye göre, Filistinliler, İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te hızla genişleyen Yahudi yerleşimlerinin, gelecekte yaşayabilir bir devlete sahip olmaları olasılığını ortadan kaldırdığını söylüyor.

‘Herşey Obama’ya bağlı’

Guardian gazetesi, başyazılarından birinde, görüşmelerin kaderinin Amerikan Başkanı Obama'ya bağlı olduğunu belirtiyor. Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Mesele, Obama'nın tarafları çözüme zorlayacak iradesi olup olmadığı ya da siyasi riske girip girmeyeceği değil. Asıl önemli olan Obama'nın Filistinliler için adil, en azından yarı adil bir çözüm için baskı yapma iradesi olup olmadığıdır. Zayıfa yüklenmek her zaman karşı koyması zor bir eğilim olmuştur. Ama buna direnilmediği sürece bulunacak bir çözüm uzun ömürlü olmayacaktır."

Independent gazetesi de görüşmeleri Obama için bir siyasi kumar olarak niteliyor. Haberde, Obama'nın selefleri George Bush, oğlu George W. Bush ve Bill Clinton'ın başarısız olduğu alanlara yatırım yaptığını ama bunun Obama'nın 2012'de yeniden seçilme şansını ciddi şekilde baltalayabileceğini belirtiyor.

Kongre seçimleri

Financial Times da başyazılarından birinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde Kasım ayında yapılacak Kongre seçimlerinin ülkeyi siyasi açıdan felç edebileceğine dikkat çekiyor. Seçeimlerde Temsilciler Meclisi'nin tamamıyla Senato'nun üçte biri yenilenecek. Gazete, kamuoyu yoklamalarının Demokratlar'ın Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu kaybedebileceğine işaret ettiğini, Senato için de böyle bir risk olduğunu belirtiyor. Financial Times, 1994'te Demokrat Başkan Bill Clinton'ın benzer bir tablonun ortaya çıkması nedeniyle Cumhuriyetçilerle işbirliği yapmak zorunda kaldığını, yönetimin bambaşka bir çizgiye kaydığını hatırlatıyor. Yazı söyle devam ediyor:

"Clinton o dönemde Cumhuriyetçiler'in kontrolünde olan bir Kongre'yle çalışmış ve bazı başarılar da elde edilmişti. Ama 2010'da koşullar çok farklı ve benzer bir işbirliği çok olası görülmüyor. Bu, bir ölçüde Obama'nın gerektiğinde pragmatik ve uzlaşmacı davranabilmesine karşın, doğalından bir merkezci siyasetçi olmamasından kaynaklanıyor. Daha büyük bir engel ise Cumhuriyetçiler'in uzlaşılamayacak derecede sağa kaymış olmaları. Cumhuriyetçiler, bu seçimlerde başarılı olurlarsa, 2012'de Obama'yı Beyaz Saray'dan uzaklaştırmaya odaklanacaklar.“

BBC


SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara