Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye’nin desteğine ihtiyacımız var

Türkiye’nin Gazze ablukasının deniz yoluyla kırılması için temel bir rol üstlenmesini istediklerini kaydeden Hamas lideri Meşal, bu taleplerini Türk yetkililere ilettiklerini bildirdi

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-01 14:59:00

Türkiye’nin desteğine ihtiyacımız var
Meşal, “Türkiye’nin büyük ve güçlü bir ülke olarak, bölgede önemli bir rol oynadığını” kaydetti. İsrail’in, Türkiye’nin bölgede rol oynamasını istemediğini savunan Meşal, “İsrail, Türkiye ile ilişkilerine rağmen, Türkiye’nin hayrını istemiyor. İsrail sadece kendi çıkarlarını arıyor” diye konuştu. Türkiye’nin Filistin sorununa yaklaşımını “takdir ettiklerini” vurgulayan Meşal, “Biz Türkiye’den Filistin sorunu ve Arap-İsrail çatışmasının çözümü ile Gazze ablukasının kaldırılmasına yönelik desteğini sürdürmesini istiyoruz” dedi.

HAMAS’ın siyasi lideri Halid Meşal, Türkiye’den Filistin sorunu ve Arap-İsrail çatışmasının çözümü ile Gazze ablukasının kaldırılmasına yönelik desteğini sürdürmesini istediklerini söyledi.

Suriye’nin başkenti Şam’da yaşayan Meşal, Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, sorunlarının çözümünde Türkiye’den beklentilerine ve İsrail ile Filistin Yönetimi arasında 2 Eylül’de Washington’da başlaması öngörülen doğrudan görüşmelere ve El Fetih ile uzlaşı çabaları gibi konulara değindi.
Türkiye’nin Gazze ablukasının deniz yoluyla kırılması için temel bir rol üstlenmesini istediklerini kaydeden Meşal, bu taleplerini Türk yetkililere ilettiklerini bildirdi.
Meşal, “Türkiye’nin büyük ve güçlü bir ülke olarak, bölgede önemli bir rol oynadığını” kaydetti. İsrail’in Türkiye’nin bölgede rol oynamasını istemediğini savunan Meşal, “İsrail, Türkiye ile ilişkilerine rağmen, Türkiye’nin hayrını istemiyor. İsrail sadece kendi çıkarlarını arıyor” diye konuştu.

“TÜRKIYE’NIN YAKLAŞIMINI TAKDIR EDIYORUZ”

Türkiye’nin Filistin sorununa yaklaşımını “takdir ettiklerini” vurgulayan Meşal, “Biz Türkiye’den Filistin sorunu ve Arap-İsrail çatışmasının çözümü ile Gazze ablukasının kaldırılmasına yönelik desteğini sürdürmesini istiyoruz” dedi.
İsrail’in “Mavi Marmara” gemisine yaptığı saldırı nedeniyle bedel ödemesi gerektiğini belirten Meşal, “İsrail’in özgürlük filosuna saldırısının bedelini, en azından Gazze ablukasını kaldırarak ve Gazze ile dünya arasında bir deniz yolunun açılmasını kabul ederek ödemesi gerekir” diye konuştu. Meşal, Türkiye’den bu deniz yolunun açılması için temel bir rol üstlenmesini istediklerini ve bu isteklerini Türk yetkililere ilettiklerini kaydetti.
Arap ülkelerini Filistin-İsrail doğrudan görüşmelerini boykot etmeye çağıran Meşal, görüşme girişimlerini, “İsrail’in imajını düzeltecek, bedelini biz ödeyeceğiz” şeklinde değerlendirdi.

“EL FETİH İÇİNDEKİ BAZI KİŞİLER DE GÖRÜŞMELERE KARŞI”

Meşal, Arap ülkelerini bu görüşmeleri boykot etmeye çağırdıklarını belirterek, “Biz HAMAS olarak, bu görüşmeleri çağrılmadığımız için reddetmiyoruz, davet edilmiş olsaydık bile reddederdik” diye konuştu.
Filistin-İsrail barış görüşmeleri konusunda Filistin halkının çoğunluğunun HAMAS ile aynı görüşte olduğunu savunan Meşal, “El Fetih hareketinin içindeki bazı kişilerin de görüşmelere karşı olduğunu, ancak atanmış Başbakan Selam Fayyad tarafından yetkileri ellerinden alındığı için susmak zorunda kaldıklarını” söyledi.
Meşal, görüşmelerin başlaması halinde HAMAS’ın yeniden İntifada çağrısı yapma olasılığı olup olmadığı sorusunu, “İntifada, bir çağrı sonucu gelmez. İntifada, İsrail işgali, saldırganlığı ve insanlık dışı uygulamalarına karşı tek gerçek alternatiftir. Ancak İsrail, Filistin Yönetimi ile birlikte direnişe karşı komplolar hazırlıyor.
Aynı zamanda Filistin halkının ulusal sorunlara yönelik tepkilerini yasaklıyorlar” şeklinde cevapladı.
“Barış görüşmelerinin başarıya ulaşması halinde HAMAS’ın daha çok yalnızlaşacağı” değerlendirmelerini reddeden Meşal, “Tecrit edilen başkasını tecrit edemez. Filistinli görüşmeci şu anda tecrit edilmiş bir azınlıktır. Herhangi bir anlaşmaya varılması ihtimali de çok zayıftır. Çünkü Netanyahu, Abbas’a, Filistinliler arasında pazarlayabileceği hiçbir şey vermedi” diye konuştu.
Meşal, HAMAS ile El Fetih arasında uzlaşı sağlanmasına ilişkin Mısır arabuluculuğunda yürütülen görüşmelerin “ABD’nin Filistinliler arasında uzlaşıya değil, Filistin-İsrail görüşmelerine öncelik verdiği için” dondurulduğunu kaydetti. HAMAS’ın yönetimde olduğu Gazze’de başörtüsü zorunluluğu getirildiğine dair medyada yer alan haberleri yalanlayan Meşal, HAMAS’ın “ılımlı İslami düşünceyi” benimsediğini belirterek, “HAMAS, siyasi programını hiç kimseye dayatmaz. Çünkü ‘dinde zorlama yoktur’ düşüncesini benimsiyor. Bazı çevreler, İsrail’e karşı direnişimizden dolayı bizi fanatizmle suçluyor ve HAMAS’ın imajını kötülemek istiyor” dedi.

HAMAS VE MEŞAL..

İslami Direniş Hareketi’nin kısa adı olan HAMAS, 1987 yılında Mısır’daki Müslüman Kardeşler hareketinin Filistin kolu olarak kuruldu.
HAMAS’ın, Yasir Arafat liderliğindeki El Fetih hareketinin gücünü zayıflatmak üzere İsrail tarafından desteklendiği iddiaları gündeme getirildi.
İsrail’in kuruluşundan önceki topraklar dahil olmak üzere Batı Yaka ve Gazze’yi de içine alan alanda Filistin İslami Devletini kurma amacında olan HAMAS, 6 Mayıs 2005’te yapılan seçimlerde El Fetih ile yarışarak oyların yüzde 33’ünü aldı ve varlığını siyasi arenaya taşıdı.
Bazı ülkelerin terör listesinde yer alan HAMAS’ın üst düzey yöneticilerinden birçoğu İsrail tarafından tutuklandı ya da suikastla şehid edildi.
HAMAS’ın kurucularından Şeyh Ahmed Yasin 22 Mart 2004’te, Abdülaziz El Rantisi ise 17 Nisan 2004’te İsrail tarafından düzenlenen suikastlarda şehid edildiler.
El Rantisi’nin öldürülmesinin ardından HAMAS’ın liderliğine getirilen Halid Meşal ise, 1956 yılında Batı Yaka’da doğdu.
Meşal, 1967 yılındaki Arap-İsrail Savaşında (Altı Gün Savaşı) İsrail’in Batı Yaka’yı işgal etmesinin ardından ailesiyle birlikte Kuveyt’e taşındı, üniversite öğrenimi sırasında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Yasir Arafat’a muhalif bir tutum izledi.
Ürdün’e 1991 yılında taşınan Meşal’e, 1997 yılında Amman’da Mossad ajanları tarafından kulağının arkasına zehirli bir cisim batırılarak suikast düzenlendi. Ürdün yönetimi, Meşal’in korumaları tarafından yakalanan Mossad ajanlarına karşılık İsrail’den panzehiri vermesini ve o dönemde cezaevinde olan Şeyh Yasin’i serbest bırakmasını istedi. İsrail, talepleri kabul etti ve Meşal’e yönelik suikast başarısızlıkla sonuçlandı.
Meşal, 1999 yılında Ürdün yönetimi tarafından ülkeden çıkarılmasından bu yana Suriye’nin başkenti Şam’da yaşıyor.

“FİLİSTİNLİLER ZORLA MASAYA OTURTULUYOR”

Filistin Yönetimi ile İsrail arasında 2 Eylül’de Washington’da başlaması öngörülen doğrudan barış görüşmeleriyle ilgili olarak, “Filistinlilerin zorla masaya oturtulduğunu” savunan Meşal, “Barış görüşmelerinin fiyasko ile ya da Filistin tarafının çıkarına aykırı çözümlerin dayatılmasıyla sonuçlanacağı” görüşünü dile getirdi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun çeşitli konuşmalarında, “İsrail’in 1967 sınırlarını, Kudüs sorununu, Filistinli mültecilerin yurtlarına geri dönüş hakkını tanımadığını ve yerleşim birimlerinin kaldırılmasını reddettiğini” açıkladığını kaydeden Meşal, şöyle konuştu: “Netanyahu, İsrail tarafının kırmızı çizgilerinden söz ediyor ki, bu kırmızı çizgiler bizim, Filistinlilerin taleplerinin özüyle çelişiyor. İsrail’in sonuçlarını önceden belirlediği görüşmelere katılmamız mümkün mü? Dolaylı görüşmeler de başarısızlığa uğradı ve hiçbir ilerleme sağlanamadı. Onların standartlarına göre doğrudan görüşmelere gitmenin gerekçesi nedir? Kısacası bu görüşmeler, ABD ve İsrail’in bazı hesaplarından ve Netanyahu ile (ABD Başkanı Barack) Obama’nın çıkarlarının çakışmasından dolayı yapılıyor. Bundan dolayı bu görüşmeler, çok tehlikeli olduğu gibi meşru da değildir.” Filistin-İsrail doğrudan barış görüşmeleri için “(Filistin Yönetimi lideri Mahmud) Abbas’ın elinde güçlü hiçbir koz olmadığını” belirten Meşal, “Çözüm girişiminin olduğu yönünde (ABD ve İsrail) dünyayı aldatmaya çalışıyorlar. Tabii bunun bedelini biz ödeyeceğiz. İsrail ise (görüşmeleri) uluslararası izolasyondan kurtulmak ve imajını iyileştirmek için kullanacak. Ayrıca, Netanyahu kendini dünyaya ‘bir barış adamı’ olarak pazarlayacak. Obama, ABD dış politikasının başarılı olduğunu ve Arap-İsrail çatışmasının çözümünde ilerleme sağlandığını gösterecek. Böylece Obama Irak, Afganistan ve İran ile ilgili sorunlu dosyalara yönelecek” diye konuştu. ABD ve İsrail’i “Filistinli görüşmecinin zayıflığını istismar etmeye çalışmak” ile suçlayan Meşal, “Onlar Filistin davasını, Filistin ve Arap örtüsü altında tasfiye etmeye çalışıyorlar. Gerçek tehlike burada yatıyor” dedi.

Vakit
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara