Erdoğan: MHP ve CHP Kandilin tellalı
Samsun'da 'EVET' mitinglerini sürdüren Başbakan Erdoğan, "Kandil'de terörist başı konuşuyor, CHP Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı, BDP, Kandil'in tellallığını yapıyorlar, borozanlağını yapıyorlar" dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-22 18:49:00
Haberin galerisi için tıklayınAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''12 Eylül 2010, iadeyi itibarların yapılacağı gündür. 12 Eylül 2010, 12 Eylül darbesiyle, darbecilerle, darbe zihniyetiyle yüzleşme günüdür'' dedi.
Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen açık hava toplantısında halka hitap etti.
''Anayasa değişikliği güçlü, itibarlı bir Türkiye'nin adeta ayak sesleridir'' diyen Erdoğan, Samsunlulardan, güçlü Türkiye ideali için yanlarında olmalarını, referandumda ''evet'' oyu vermelerini istedi.
1980'de yaşananları 40 yaşındakilerin bile zor hatırlayacağını ancak, geleceğin iyi inşa edilmesi için bunların bilinmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, Samsun'da yaşanmış acı bir hatırayı anmak istediğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Zindana düşmüş gençler, gün sayıyorlar. İşkencelerden geçmişler, her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalmışlar. 12 Eylül darbesi üzerlerinden adeta silindir gibi geçmiş. O gençlerden bir tanesi de Samsun'un Bafra ilçesinden bir genç. Hüseyin Kurumahmutoğlu... 1.80 boyunda, 125 kilo. Mamak zindanlarında 3 ay işkenceden sonra 80 kiloya düşmüş. Umudunu asla yitirmemiş. Kalbini karartmamış, imanını, inancını bir an olsun kaybetmemiş. Sabah kalkıyor, abdest alıyor ve zindanda sabah namazına duruyor. Hani diyor ya Necip Fazıl: 'Somurtuş gibi bıçak, nara gibi tokat/ Zift dolu gözlerde karanlık kat kat/ Yalnız seccademin yönünde şefkat/ Beni kimsecikler okşamaz madem/ Öp beni alnımdan, sen öp seccadem.'
İşte o yiğit delikanlı Hüseyin alnını seccadeye uzattığı anda kafasına bir dipçik yiyor. Kanlar içinde uzanıyor yere. Hastaneye kaldırıyorlar. 18 yaşında bir delikanlı olarak girdiği zindandan 14 Temmuz 1987'de cansız bedeni çıkıyor. O gün aile ağlıyor, Bafra ağlıyor, Samsun ağlıyor. Nice Hüseyinler, nice fidanlar o 12 Eylül karanlığında sağdan soldan solup gittiler. Nice hayatlar sokak çatışmalarında kirli kışkırtma sahnelerinde 12 Eylül'ün idam sehpalarında, 12 Eylül'ün işkencehanelerinde hayata veda ettiler.
12 Eylül 2010, iadeiitibarların yapılacağı gündür. 12 Eylül 2010, 12 Eylül darbesiyle, darbecilerle, darbe zihniyetiyle yüzleşme günüdür. Sadece Hüseyin'in değil. Hüseyin gibi yüzlerce ruhunun şad olacağı gündür. Samsunlu Hüseyin kardeşimizin hatırasıyla yüzleşemeyenler şimdi çıkmışlar vicdanlarını rahatlatmak için bahaneler üretiyorlar.''
''BU ZİHNİYETİN ARKASINDA NASIL VAGON OLUYORSUN?''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP üst yönetiminin ''hiç bir sağlam gerekçesi olmadığı halde, adeta bir yerlerden talimat almış gibi inatla 'hayır' dediğini'' ifade eden Erdoğan, ''Vicdanının sesini dinleyen ülkücülere, Hüseyin gibi şehitlerinin hatırasına saygı duyan ülkücülere uşak, zavallı demekten çekinmiyor'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bakınız, DYP-CHP koalisyonunun Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay, yargıdaki CHP kadrolaşmasını nasıl savunuyor biliyor musunuz? '10 yıldır, 20 yıldır, 30 yıldır hükümetten uzaksınız. Yapılacak en akıllı hareket kendi iktidarında kadrolaşacaksın ve bu kadrolar günün birinde gelecek, büyüyecek ve senin yolunu açacak. 1970'lerden bu yana biz devletin hiç bir kadrosuna giremedik. Şimdi 3,5 yıllık iktidarımızda 3 tane memur aldık diye muhbir ilan ediliyoruz.' Seyfi Oktay zamanında 2 bin civarında hakim alındı. Moğoltay diyor ki, 'benim zamanımda bin civarında hakim alındı', toplam 3 bin hakim alındı. '4 bin civarında infaz koruma memuruna ihtiyacımız var bunların mücadelesini yaptım' diyor. 'Bu örgüte kadro vermeyecekler de kime verecekler, MHP'nin faşistlerine mi, Refah'a mı verecekler?' diyor.
Bugünkü MHP yönetimine soruyorum. Sayın Devlet Bahçeli bugün bu zihniyetin arkasında nasıl vagon oluyorsun? İşte onun için MHP'ye oy vermiş kardeşlerime soruyorum. Sizleri tenzih ederim ama CHP'ye oy vermiş kardeşlerime de sesleniyorum. Sizleri de tenzih ederim ancak bakın geçmişte neler oldu bunları lütfen bilin.''
''EĞİTİM ÖZÜRLÜĞÜ ELLERİNDEN ALINDI''
Başbakan Erdoğan, başörtülü kızların eğitim özgürlüğünün ellerinden alındığını ifade ederek, bu konuda dünyanın hiç bir yerinde Türkiye'deki uygulamanın olmadığını söyledi.
Konuyu çözmek için MHP ile bu sorunu düzeltmek için harekete geçtiklerini anlatan Erdoğan, ''Dedik ki 'bu işi düzeltelim', 411'le bunu Parlamentodan geçirdik. Çok enteresan, Parlamentodan geçirdikten sonra bunu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? CHP değil mi? Peki Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor, 'başörtü meselesini ben hallederim' diyor. Dürüst ol be, dürüst ol dürüst. Ayıptır. Yapmayacağın, yapamayacağın bir şeyi niçin kalkıp da benim halkıma meydanlarda bu şekilde anlatıyorsun? Dürüst ol'' diye konuştu.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesine gönderilen bu imzaların içerisinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da imzası olduğunu belirterek, ''Şimdi sen bir defa bu noktada yakalandın ya... Seni biz biliyoruz. Dolayısıyla benim Samsunlu kardeşimi aldatamazsın. MHP'li kardeşlerime söylüyorum, diyorum ki, bak bu oyuna gelmeyelim. Gelip de bu CHP'nin arkasına vagon olma, sana yakışmıyor'' dedi.
''ÖZGÜRLÜKLER NOKTASINDA ALACAKLAR VAR'
Özgürlükler noktasında alacaklar olduğunu, binlerce, on binlerce genç kızın başörtüsü nedeniyle üniversiteye gidemediğini anlatan Erdoğan, Anayasa değişikliğiyle bu alacakların elde edileceğini söyledi.
Erdoğan, oylamada partiler değil, özgürlükler, hak ve hürriyetlerin olduğunu belirtti.
Muhalefetin ''AK Parti'nin değişikliği kendisini Yüce Divan'a götürmekten kurtarmak için yaptığı'' yönündeki söylemini de eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
''Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, bu maddelerin içinde siyasi partilerin kapanmasını zorlaştıran maddeyi bile biliyorsunuz parlamentodan geçiremedik, burada zaten yok. Bir tane madde bize göstersinler bununla ilgili var mı? Bunlar özgürlükçü değil zaten. Özgürlükçü olsalar, biz diyoruz ki, partiler tüzel kişilik, partinin kendisine ceza verilir mi? Suç işleyene verilir. Eğer bir milletvekili suç istiyorsa cezalandırın eyvallah. Ama partiyi, tabelayı cezalandırmanın bir anlamı var mı? Ne oldu? 5 kere kapandı, 6. kez açıldı ama 5 kere kapanıp, 6. kez açılanlar bile bakıyorsunuz bunlarla hareket ediyorlar. Enteresan. Hiç bir zaman biraraya gelemeyen CHP, MHP, BDP bir araya geldiler. Yanlarında kim var? Türkiye Komünist Partisi var, İşçi Partisi var, YARSAV var, malum medya var. Buldular birbirlerini değil mi? İşte bunlara en güzel dersi 12 Eylülde benim kardeşlerim, sizler vereceksiniz. Bakınız, verilecek her 'hayır' oyu unutmayın bu ülkede darbe Anayasasına 'evet' demektir.''
''BOZUK PLAK GİBİLER.. KANDİL'İN TELLALI OLDULAR''
Başbakan Erdoğan, ''Benim vatandaşlarım, aziz milletim hangi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi partiye gönül vermiş olursa olsun böyle bir ittifakın içinde yer almayı içine sindiremez ben buna inanıyorum. Son günlerde CHP ve MHP şimdi de Kandil'in ipine sarıldılar'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''CHP Genel Başkanı'nın geldiği hale bak. İki aydır gittiği her yerde bozuk plak gibi gittiği her yerde aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor siyaset üret siyaset. Şu anayasanın değişiklik paketinin içine bir gir. Burayı konuşalım. Ekonomi, dış politika değerli kardeşim bunları gel konuş ama böyle bir derdi yok niye? Aynen öyle, aynen öyle işlerine gelmiyor da onun için. Eline bir cımbız almış bizim açıklamalarımızdan, bizim konuşmalarımızdan kelimeler seçiyor. Onlar üzerinden gününü gün ediyor. Her gün aynaya bakıyor orada gördüklerini millete anlatıyor. Orhan Veli, o meşhur şiirini tam da CHP Genel Başkanı için yazmış, biliyor musunuz? 'Bir elinde cımbız, bir elinde ayna umurunda mı dünya.'
Kandil'de terörist başı konuşuyor, CHP Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı, BDP kandilin tellallığını yapıyorlar. Başbakan'a inanmıyorlar. Başbakan'ın açıklamalarına inanmıyorlar, AK Parti'nin açıklamalarına inanmıyorlar, Milli Güvenlik Kurulu'nun açıklamalarına inanmıyorlar ama Kandil'den gelen hezeyanlara sım sıkı sarılıyorlar. Dün terör örgütü Hakkari'den, Şırnak'tan, Tunceli'den işte burada Samsun'dan askerimize polisimize vuruyor, CHP ve MHP'de Ankara'dan hükümetimize saldırıyor. Bugün taktik değişti, terör örgütü konuşuyor CHP ile MHP onun tellallığını yapıyor, onun tellallığını yapıyor. Kendilerine siyaset üretemez hale geldiler, Kandil'den medet umuyorlar aynı safta buluştular. Hayır, safında buluştular şimdi yanlarına Kandil'i aldılar kandil'deki terör örgütünü aldılar. Güya benim milletimin zihnini bulandıracaklar.''
''Buradan bir kez daha açıklıyorum. Ne AK Parti, ne AK Parti iktidarı, hiçbir illegal örgütle, hiçbir terör örgütü ile görüşmez, masaya oturmaz, müzakere yapmaz, bunu böyle biliniz'' diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu kirli oyunun içerisinde kimlerin olduğu belli bunu Dörtyol'da, bunu İnegöl'de gördük. Samsunlu kardeşim bu kirli tezgaha gelmeyecektir. 81 vilayetteki her bir kardeşim bu kirli ittifakı görüyor sandıkta da ben inanıyorum ki gereken cevabı verecektir.''
SON VİDEO HABER
Haber Ara