Dolar

34,9440

Euro

36,6106

Altın

3.015,82

Bist

9.992,76

Tartışılan son KPSS mahkeme yolunda

Devlette iş bulmak isteyen 800 bin kişinin ter döktüğü KPSS'de soruların sızdırıldığı iddiası, ne kanıtlandı ne de yalanlandı. Sendikalar mahkeme yolunda. Sınavdan iyi puan alanlar da isyan etti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-20 10:36:00

Tartışılan son KPSS mahkeme yolunda
Devlet memuru olmak isteyen 800 bin kişinin kuyruklarda bekleyip dershanelere, test kitaplarına servet dökerek hazırlandığı Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), mahkemelik olma yolunda.

Sınavda soruların çalınıp sızdırıldığı iddiası üzerine başlayan tartışma tüm hızıyla sürerken iddiaları kanıtlayacak veya yalanlayacak herhangi bir kanıta ulaşılamadı. Ancak bu sırada çok sayıda adayın 10-11 Temmuz’da yapılan KPSS’yi düzenleyen ÖSYM’ye dilekçeyle başvurduğu öğrenildi. Eğitim sendikaları ise günlerdir gündemden düşmeyen iddiaların ÖSYM’nin de üzerinde, bir üçüncü göz tarafından araştırılması amacıyla hukuki mücadele başlatmaya karar verdi. Avukatlarıyla ne yapılabileceğini ele alan sendikaların, bir iki güne kadar başvuruyu yapması bekleniyor.

Tablonun bir diğer tarafında ise KPSS’ye girip ‘iyi puan’ alanlar var. Radikal’e e-postayla ulaşan adaylar ‘şaibeli’ olduğu için sınavın iptal edilmesini isteyen adaylara ateş püskürdü. Adaylar, “Sınav iptal edilirse 30 bin öğretmen adayı ve on binlerce memur adayının hakkı birkaç çığırtkan yüzünden yenilecektir” diyerek isyan etti. Sonuç ne olursa olsun, şimdilik kesin olan tek şey, ‘Türkiye’nin en güvenilir kurumları’ndan biri olan ÖSYM, kamuya personel alımında ‘kayırmacılık, sahtecilik’ şüphesinin baskısı altında, zor bir sınavdan geçiyor.

İddialar neydi?
10-11 Temmuz’da yapılan KPSS’ye 800 bin aday katıldı. Bu adaylardan 350’si tam puan almıştı. Sınavda şaibe olduğunu öne sürenlerin iddiaları şu:

Bu yılki sınav geçen yıla göre daha zordu. Buna rağmen 350 kişi tam puan aldı. Oysa geçen yıl kimse tam puan alamamıştı. Tam puan alanlar arasında bir dershanenin çalışanı karı koca da var. ÖSYM’yle ilişkisi olan bazı dershaneler, soruları almış olabilir.

ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan ise bu iddiaları özetle şöyle yanıtlamıştı: “İddialar var, ama bu iddialar delil niteliğinde değil. Yine de araştırıyoruz. Bu yıl adaylar daha başarılıydı, nitekim ‘ortalama puan’ da daha yüksek. Tam puan çıkaranlar da tek bir yerden değil, Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış durumda. Eğer geniş çaplı bir sızma olsaydı, tablo böyle olmazdı. Sorular birkaç kişiye gittiyse bilemem, ama geniş çaplı bir şey olduğunu sanmıyorum. Tam puan alan karıkoca beni de şaşırttı.”

Sendikalar hareketli

Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç “Öğretmen atamalarından önce iddialara mutlaka bir netlik getirilmesi gerekiyor” dedi.

Kılıç’a göre bu yıl soruların kolay olduğu iddiası doğru değil: “Sorular kolay olsaydı en azından 320 kişinin dışındaki adayların da tam yapmasalar bile yüksek puanlar almaları gerekirdi. Biz birkaç akademisyen üyemizle görüştük, onlar da müfredat değiştiği için soruların kolay değil daha zor olduğunu söylüyorlar. ÖSYM ile görüştük. Kendilerine bu iddialarla ilgili bir çalışma yapılması gerektiğini ilettik. Olay giderek büyüdüğü için girişimleri olacağını düşündük ama yapmayacak olurlarsa birkaç gün daha, biz de hukuksal olarak adım atacağız.”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise avukatlarıyla görüştüklerini açıkladı:

“Avukatlarımızla konuşuyoruz ne yapabileceğiz diye. Ama hukuken yapabileceğimiz çok birşey görünmüyor. Suç duyurusunda bulunacağız. Çok acayip pis bir iş. ÖSYM Başkanı peşin hükümlü. Çünkü kendisi daha baştan ‘böyle bir şey’ yoktur diyor. Soruları okudum, ben de 29 senelik öğretmenim. Sorular geçen yılki ile aynıydı. Kime göre kolay. Kolaylık kilo ile mi ölçülüyor? Bu işin içinde başka şeyler dönüyor olabilir. ÖSYM Başkanı’nın da haberi olmayabilir. Soruların parayla öncesinde satıldığı iddia ediliyor, ama bilmiyoruz. Ateş olmayan yerder duman çıkmaz. Bunu çok ciddi bir kurum araştırmalı, ÖSYM değil.”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise ortada bir tezgâh olduğu görüşünde:
“AKP hükümeti yeni bir tezgâh kurmakta veya en iyimser ifadesiyle kurulan tezgâha seyirci kalmaktadır. Yaşanan bütün bu kargaşanın sorumluları olan siyasi iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığı gibi kurumların ilgisizliği ise bu ülkede devlet çarkının ne hale getirildiğinin göstergesidir.”

Bu da adayların çözümü...
Radikal’e gönderilen e-postalarda, bazı adaylar, şüpheli sonuçlarla ilgili kopya iddialarının değerlendirilmesini ancak, sınavın iptal edilmesine yönelik kulis yapanlara prim verilmemesi gerektiğini savundu.

Adaylar, özetle şöyle dedi:

“İş çığırından çıktı. Sınavın iptalini isteyenler adalet isteyenler değil, şansını tekrar denemek isteyen arkadaşlarımızdır. Buna müsade edilmemelidir. Kopya olayı varsa çekenler araştırılsın ve cezalandırılsın. Ancak sınavın iptalini isteyenlere meydan vermeyiniz. Aksi takdirde 30 bin öğretmen adayı ve on binlerce memur adayının hakkı birkaç çığırtkan yüzünden yenilecektir. Hakkıyla başarılı olan biz adayları mağdur duruma düşürmeyiniz.”

Bu güvenlik duvarını aşmak kolay değil

ÖSYM, YGS, LYS, KPSS ve TUS gibi sınavlara giren toplam 7.5 milyon kişiye sınav yapıyor. ÖSYM’de sınav güvenliği için çok sayıda önlem alınıyor.

Soruları hazırlayan iki grup uzman bulunuyor. 60 kişilik ilk grup, ÖSYM’nin kadrolu elemanlarından oluşuyor. Tam zamanlı çalışan bu ekibin içerisinde emekli öğretmenler de var, hiç öğretmenlik yapmayan ancak coğrafya, fizik gibi alanında uzmanlar da var. ÖSYM, ‘kişisel güvenirlilik’ esasına önem verdiği için, soru hazırlayan ekibini KPSS ile seçmek istemiyor, bunun yerine tavsiye esasının daha doğru bir yöntem olacağını savunuyor.

Ziyarete yasak bölge!: Soruların sızdırılmasını önlemek için ÖSYM’nin üst katında bulunan soru uzmanlarının katına, ÖSYM’nin kendi personeli de dahil hiç kimse giremiyor. Ziyarete yasak hale getirilen kat dışında kesinlikle soru hazırlanmıyor. O katta hazırlanan sorular dışarıya çıkarılamıyor. Soru hazırlayan uzmanlar, eve iş götüremiyorlar.

Ancak asıl temel önlem ‘kişisel güven’. Çünkü soru hazırlayan bir uzman bulunduğu katta hazırladığı soruyu aklında tutup, evde devam ettirebilir, buna ilişkin bir önlem almak mümkün görünmüyor.

Maaşlar düşük: ÖSYM’de soru ekibinin maaşı çok düşük. Ekiptekiler soru başına bir ücret almıyor, kadrolu oldukları için aylık maaşla çalışıyor. Maaşları da en düşük memur maaşına denk geliyor.

Sorular değiştiriliyor: Personel tarafından hazırlanan soruların ham hali değiştiriliyor, rakamlarıyla oynanıyor ve devreye üniversite hocalarından oluşan toplam 100 kişilik ikinci grup giriyor. Genellikle Ankara’da bulunan bu hocalar, hazırlanan soruları gözden geçiriyor. Bilimsellik, anlaşılırlık, dil, ölçme ve değerlendirme açısından incelenen sorular, sınav seti olarak hazır hale getiriliyor. Sorular seçildikten sonra ÖSYM Başkanı da olmak üzere birkaç kişi tarafından okunuyor ve matbaaya götürülüyor.

Matbaada hapis hayatı: ÖSYM’nin kendi binasında soruları hazırlayan sınav ekibine, aylarca bu iş üzerinde çalıştıkları için dışarı çıkma yasağı uygulanmıyor ancak soruların matbaaya girmesiyle birlikte matbaa çalışanlarına kapalı dönem başlıyor. Kapalı dönemin süresi 15-25 gün arasında değişiyor. Bu süre içerisinde matbaa çalışanlarının dışarıya çıkması yasaklanıyor ve dış dünyayla irtibatları kesiliyor. Matbaa içerisindeki çöp bile dışarıya çıkarılamıyor.

Jandarma güvenliği: Matbaanın çevresindeki güvenlik denetimini jandarma yürütüyor. Matbaa çevresinde elektronik karartma yapılıyor. İçeride cep telefonu gibi iletişim araçlarının hiçbiri çalışmıyor. Sorular bu kapalı dönemde basılıyor ve mühürleniyor.

Polis eskortlarıyla sınav merkezlerine: Basılan ve mühürlenen sorular, polis eskortu eşliğinde sınav merkezlerine naklediliyor. Sınav merkezlerine doğru yola çıkan her kamyona polis dışında bir de üniversite öğretim elemanı eşlik ediyor. Soruların saklandığı yerde ayrıca nöbet tutan iki de görevli bulunuyor.

Sınav sonrası kâğıtlar toplanıp, ‘tabut’a gönderiliyor: Sınavın tamamlanmasının hemen ardından tüm sınav merkezlerinden adayların cevap kâğıtları yine polis eskortları ve öğretim üyeleri eşliğinde tek tek zarflanmış bir şekilde toplanıyor ve ÖSYM’ye getiriliyor. Merkezde bekleyen ekip, cevap kâğıtlarının bulunduğu bu zarfları kasalara yerleştiriyor. Daha sonra, ağzı kapalı olan zarflar tabut adı verilen ince çekmecelerde tek tek açılıyor, fotoğrafları çekiliyor ve cevapların okunacağı optik okuyucu odasına gönderiliyor.

Optik okuyucu her kâğıdı iki kez okuyor: Adayların cevap anahtarları zarflardan çıkarılarak, optik okuyucu odasına gönderiliyor. Optik okuyucuların her biri saatte 10 bin kâğıt okuma kapasitesine sahip. Adayların kurşun kalemle yaptıkları tüm işaretlemeler, optik okuyucu tarafından bilgisayar ortamına aktarılıyor, her bir adayın kâğıdı iki kez optik okuyucu makinasından geçiyor. İki sonuç birbirini tutmazsa mutlaka üçüncü okuma gerçekleştiriliyor.

Kopya için özel yazılım: ÖSYM’nin kopya çeken adayları belirlemek için kullandığı özel bir yazılım bulunuyor. Tüm adayların cevaplarını bu yazılım programları değerlendiriyor. Bu yazılım sayesinde sınav sırasında kopya çeken adayların bulunduğu sınıflar, sayıları, hangi yöntemlerle kopya çektikleri tespit edilebiliyor. ÖSYM, adayların cevap kağıtlarını, özel olarak hazırlanan odalarda saklıyor. KPSS’ye ilişkin sınav evrakları 100 iş günü saklanıyor. Merkezin yaptığı her bir sınav için raylı sistemli özel bir dolap ayrılmış durumda.

En büyük skandal 1999’daydı

* 24 Mayıs 1992’deki Anadolu Liseleri Sınavları sorularının satıldığı ortaya çıktı. Sınav yenilendi.
* 2 Mayıs 1999’da yapılacak ÖSS’den bir gün önce iki sınav kitapçığı çalındı. Yaklaşık 1.5 milyon öğrenci ertesi sabah sınava girmeye hazırlanırken sınav bir ay sonraya ertelendi.

* ÖSYM tarafından yapılan 2009 Polis Meslek Yüksekokulları (PMYO) Sınavı’nda soruların çalındığı iddia edildi. Sınavdan günler önce ‘tarikata bağlı bir dershane’nin bazı adaylara soruları ‘ deneme testi’ şeklinde verildiği 100 sorunun 85’inin sınavda küçük değişikliklerle çıktığı ileri sürüldü. Sınavın ardından bazı öğrenciler suç duyurusunda bulundu. ÖSYM durumu emniyete bildirdi ve soruşturma başlattı. Soruşturmadan sonuç çıkmadı.

* Bu yıl ilk kez uygulanan iki aşamalı sisteme ÖSYM’nin ‘küçük bir unutkanlık’ dediği hatalar damgasını vurdu. Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonrası hazırlanan ‘2010-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda 49 programın 2009 yerleştirmesindeki en küçük puan ve başarı sıraları yanlış yazıldı. Yanlış, öğrencileri strese soktu. Hatanın üzerinden birkaç gün geçmeden ÖSYM, LYS sonuçlarında yer alan ‘Y-MF-4 Puan Türünde Alanında Başarı Sırası’ değerinin yanlış olduğunu açıkladı. 850 bine yakın öğrencinin bu alandaki puanı yanlış hesaplanmış oldu.

KPSS hakkında bilinmesi gereken her şey

Devlet memuru olma hayaliyle yanıp tutuşanların sayısının artması ve bu hayalin tek kapısı KPSS. KPSS’nin ilk yıllarında evde çalışarak sınava hazırlanan adaylar, artık dershaneye gitmeden başarılı olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. KPSS’ye giren adaylardan yüzde 5’i artık dershaneler yardımıyla, sınava hazırlanıyor. Ortalama 1000 TL ’lik bir kurs maliyeti için 100 bin adayın 100 milyon TL ödediği tahmin ediliyor.
Devlet memuru olmak isteyen her Türk vatandaşının mutlaka KPSS’ye girmesi gerekiyor. KPSS sonucunda adaylar, 120 puan türüyle ölçme ve değerlendirmeye tabi tutuluyor.

Lisans mezunu adaylara ayrı, ortaöğretim ve ön lisans mezunu adaylara ayrı iki ayrı KPSS sınavı yapılıyor. Bu yıl KPSS-Lisans sınavına 800 bin kişi katıldı, KPSS-önlisans ve ortaöğretim sınavına ise 1.5 milyon kişinin katılması bekleniyor.

İki günlük sınav

KPSS Lisans, dört oturumda yapılıyor. Cumartesi ve pazar olmak üzere iki güne yayılan sınavda, cumartesi günü sabah yapılan ilk oturumda zorunlu olan Genel Yetenek ve Genel Kültür testleri soruluyor. Aynı gün isteyen adaylar, Yabancı Dil sınavına da giriyor. Cumartesi öğleden sonraki oturumda eğitim bilimleri testi bulunuyor. Pazar günü yapılan her iki oturumda da Hukuk, İktisat, Kamu Yönetimi gibi alanlara ilişkin testler bulunuyor.

KPSS’ye başvuran adaylar, aldıkları puanlarla, A ve B grubu olmak üzere iki ayrı kadro için başvuruda bulunabiliyorlar. Yerleştirmeye başvuracak adaylarda, Türk vatandaşı olmak, 18 yaşında olmak, kamu haklarından mahrum olmamak gibi genel şartların yanı sıra, başvuracakları kamu kuruluşlarının talep ettiği özel şartlar da aranıyor.

İki tür kadro varA Grubu Kadrolar, Müfettişlik, Denetmenlik, Uzmanlık, Kontrolörlük, Kaymakamlık gibi özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen meslekleri kapsıyor.

B Grubu Kadrolar ise mühendis, tekniker, teknisyen, memur, psikolog, mimar, veteriner gibi unvanları kapsıyor. Bu gruptaki kadrolar için yerleştirme işlemleri ÖSYM’ce yapılıyor. Sınav sonuçları sınav tarihinden itibaren iki yıl geçerli oluyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan tüm eğitim kurumlarında gerek sözleşmeli ve gerekse kadrolu olarak öğretmenlik yapacak olan tüm adayları kapsıyor. Eğitim Fakülteleri ve Fen-Edebiyat Fakültelerinden mezun olan adayların dahil olduğu bu kadro için genel yetenek-genel kültür testlerinin yanı sıra 120 soruluk eğitim bilimleri testinin de yanıtlanması gerekiyor.

30 günlük itiraz hakkı
Sınav sonuçlarının incelenmesini isteyen adaylar, sonuçların açıklandığı tarihten itibaren en geç 30 gün içinde yazılı olarak ÖSYM ’ye başurmak zorunda. Bu adayların inceleme masrafları karşılığı, ÖSYM ’nin hesabına 5 TL yatırmaları ve banka dekontunun fotokopisini dilekçelerine eklemeleri gerekiyor.

Radikal

Haber Ara