Dolar

34,8657

Euro

36,6002

Altın

3.046,47

Bist

10.058,47

Çiçek: Davul bizde tokmak başkasında

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bağımsız kurulların işleyişiyle ilgili, ''Davul bende çomak başkasında olduğu zaman, bu ülkenin yönetiminde ciddi sıkıntılar çıkıyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-20 18:21:00

Çiçek: Davul bizde tokmak başkasında
Herşeyin hesabı benden soruluyor, halbuki anayasal yetki onda, imkan, fırsat onda, o işin sorumluluğu da ona ait'' dedi.

Ancak hükümetin sorumlu tutulduğunu ifade eden Çiçek, ''Her işten hükümetleri sorumlu kılacaksak, her işten de bir şekilde hükümetin yetkili olması lazım'' görüşünü savundu.

Çiçek ve Devlet Bakanı Çağlayan, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi yönetim binasında, iş adamlarıyla bir araya geldi.

Cemil Çiçek buradaki konuşmasına, sel felaketine uğrayan Pakistan'a yardım çağrısıyla başladı.

Türkiye'nin bugün ''önemli bir noktada'' bulunduğunu ifade eden ve görevde bulundukları 7,5 yıllık sürede katedilen mesafeye ilişkin bilgi veren Bakan Çiçek, daha fazla büyüyebilmek için yabancı yatırımı ülkeye çekebilmek gerektiğini, bunun için de ülkede huzurun, istikrarın önemli rol oynadığını anlattı.

-''BİR KISIM TERÖRİSTLERİN SÜNNETSİZ OLUŞU...''-

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Güneydoğu Anadolu Projesinin 30-32 milyar dolar maliyeti bulunduğunu, projeyi 2013 yılı başına kadar tamamlamayı planlandıklarını ifade ederek, 3 milyon 800 bin kişinin istihdam olanağına kavuşabileceğini söyledi. Böyle önemli bir proje için harcanan tutarla, terörle mücadele için harcanan 300 milyar doları karşılaştıran Çiçek, şöyle devam etti:

''10 GAP projesini finanse edecek kadar, bu ülke birliğini ve dirliğini, bütünlüğünü muhafaza etmek adına para harcanmıştır, harcanmaktadır. Eğer siz kalkınıyorsanız, bu arada birilerinin de ayağına basıyorsunuz demektir. Bu ayağına bastıklarınız birden fazlaysa bunların bir ülkeyi geride bırakmak, gelişmesini engellemek, içe döndürmek, iç kavgaları körüklemek adına kullandıkları sopanın, kullandıkları enstrümanın aletin adı bugün terördür.

Terör örgütü, ki Türkiye 40 yılı aşkın bir zamandır bununla uğraşıyor. Son bir yılın iki yılın değil, 40 yılın. 80'den önce ideolojik terör, 80'den sonra sağ-sol terörü...Sadece Ermeni terörü de değil, Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın işbirliği var, bunlar kan kardeşidir. O devreden çekildi, işi bu tarafa verdiler. Zaten, özür dilerim, bir kısım teröristlerin sünnetsiz oluşu, size çok şeyi ifade ediyor demektir. Yani bu, bir rivayet falan değil, biz kimin ne olduğunu iyi biliyoruz.

İşte Türkiye terör vesilesiyle, daha hızlı gelişebilecekken bugün birçok noktada bazı sıkıntıları yaşamıştır, yaşamaktadır. O nedenle terör örgütü, ne güneydoğudaki kardeşlerimizi, ne bir başka yerdeki insanlarımızı, vatandaşlarımızı değil, kimin hesabına çalışıyorsa onların menfaatini temsil ediyor. Eğer güneydoğu insanının menfaatine çalışmış olsa 2 yaşındaki çocuğu katleder mi? 15 Ağustos 1984, bu kanlı çetenin eylem yaptığı tarihtir. Katlettiği insanlara bakın 2 yaşında çocuk var, 2 yaşında... Kendi insanı sözüm ona, eğer öyleyse, iddiası doğruysa. Hamile kadınları, 80'lik insanları kurşuna dizdi. Bu nasıl temsildir ki kendi insanını öldürüyor, masum insanları katlediyor, ondan sonra barış diyor, demokrasi diyor, akla gelebilecek ne kadar yalan varsa bunları arka arkaya söylüyor.''

-''BU ANAYASANIN SON KULLANMA TARİHİ GEÇTİ''-

Huzur ve istikrarın gereğine vurgu yapan Çiçek, Türkiye'de, cumhuriyetin kurulduğundan bu yana geçen 87 yılda 60 hükümetin görev yaptığını, hatta arada kendisinin de 11 gün Sağlık Bakanlığı yaptığı bir dönemin bulunduğunu anlattı.

Çiçek, Türkiye'nin 1. sınıf ülke düzeyine geldiğini, G20'nin içinde bulunduğunu, G7'nin parçası olmayı hedeflediğini kaydederek, böyle bir ülkenin 1. sınıf demokrasiye ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde yol alamayacağını ifade etti.

Türkiye'nin anayasa değişikliği paketi ile önemli bir dönemeçten geçtiğini dile getiren Çiçek, 82 anayasasının dönemin koşullarına göre hazırlandığını, tüm tarafların anayasanın değiştirilmesi gerektiğine inandığını söyledi. Çiçek, TÜSİAD'ın, TOBB'un, Türk-İş'in, Hak-İş'in, DİSK'in daha önce anayasa değişimi gerektiği yönünde talepleri, açıklamaları bulunduğunu hatırlattı.

Mevcut anayasanın, çıkarıldığından bu yana 28 yıl içinde 16 kez değişikliğe uğradığını belirten Çiçek, durumu, bir gün çatısı akan, bir gün duvarı çatlayan bir eve benzetti ve artık evin oturulmaz hale geldiğini söyledi.

''Bu anayasanın son kullanma tarihi geçti'' benzetmesinde de bulunan Çiçek, aynı ilaçlar gibi, bundan sonra kullanımının fayda değil, zarar getireceğini ifade etti.

Türkiye'nin aslında ''yepyeni bir anayasaya'' ihtiyacı bulunduğunu belirten Çiçek, siyaset kurumu olarak darbe dönemleri dışında yepyeni bir anayasa yapamadıklarını, bunu siyaset kurumu adına ''ayıp ve eksiklik'' olarak gördüğünü söyledi.

-ANA MUHALEFETE ELEŞTİRİ-

Bu arada, kendilerinin 2007 seçimlerinden sonra anayasa taslağı gündeme getirdiklerini anımsatan Çiçek, ''Fakat kıyamet koptu, böyle bir anayasa değişikliği beraberinde parti kapatma davasını getirdi'' dedi.

Çiçek, daha sonra anayasa değişikliğinin Meclis'te gerçekleştirilmesinin gündeme geldiğini, dönemin Meclis Başkanı'nın siyasi partilere uzlaşma komisyonu kurulması yönünde yazı gönderdiğini anlattı. Komisyonun Meclis'teki her partiden 2'şer üyenin katılımıyla oluşturulabileceğini, ancak CHP'nin katılım göstermediğini kaydeden Çiçek, ''Ana muhalefet partisi işin içinde yoksa o zaman uzlaşma yok, o zaman geriye bugünkü usulle anayasa değişikliğini yapmak gerekiyor'' dedi.

-''TÜRKİYE'DE BİR TEK KİŞİ HESAP VERİYOR''-

Hazırladıkları anayasa değişikliği taslağını da bütün siyasi partilere, taraflara götürdüklerini kaydeden Çiçek, süreç hakkında bilgi verdi ve gelinen noktada ''kararın millete ait olduğunu'' söyledi.

Çiçek, bu konuda şu görüşleri dile getirdi:

''(Millet anlamaz, bilmez, onlar cahildir...) Özür dileyerek ifade ediyorum bunların hiçbirisi bana ait değildir. Onlar bilmediği için onlar doğruyu da seçemezler, o zaman devlete ait bir kısım yetkileri başkaları kullansın.

Şimdi bizden başka ağustos sıcağında size hesap veren hiçkimse yok. Şimdi siz faizlerden şikayet ediyorsunuz, çözümü ne deniliyor değil mi, hükümetsiniz niye yapmıyorsunuz? İşte getiriyoruz önünüze; davul bende, çomak başkasında. Benden başka hesap veren kimse yok ki. Para Politikası Kurulu kim arar, kim sorar, o maaşını alır işine bakar, aylık tatiline gider, yıllık tatiline gider, sizin verdiğiniz paralarla lojmanında oturur, arabasına biner, bunlar bağımsız kurullardır, bağımsızdır size hesap vermez. Hesabı Türkiye'de bir tek kişi veriyor, az veriyoruz, çok veriyoruz, siz hancı biz yolcu, iyi yapıyoruz, kötü yapıyoruz ama geliyoruz buradayız yani. Şimdi bana yuh çekmek serbest, bana alkış yapmak da serbest. İyi de söyleyebilirsiniz, kötü de söyleyebilirsiniz, biz cevabını verebiliyorsak veririz. Ama bakın bana söylediğiniz lafları gidin o türlü kurullara söyleyin, memura hakaretten, memura mukavemetten dava açılır.

Şimdi bu değişikliğin özünde milleti söz sahibi yapmak var, milleti karar sahibi yapmak var. Çünkü davul bende, çomak başkasında olduğu zaman, bu ülkenin yönetiminde ciddi sıkıntılar çıkıyor, ciddi sıkıntılar. Herşeyin hesabı benden soruluyor, halbuki anayasal yetki onda, imkan onda, fırsat onda, o işin sorumluluğu da ona ait. Ama dışarda konuşulduğunda hükümet her işten sorumlu. Her işten hükümetleri sorumlu kılacaksak, her işten de bir şekilde hükümetin yetkili olması lazım. Benim yetkili olmadığım bir işin hesabını ben nasıl vereceğim. Birincisi budur. Bu değişikliğin özünde bu var.''

Cemil Çiçek, ikinci noktanın da Türkiye'de temsili değil, katılımcı demokrasinin esas olduğunu, sivil toplumun söz sahibi olmasının önem taşıdığını belirtti ve Ekonomik Sosyal Konsey'in oluşumunu örnek gösterdi. Çiçek, ''Odalar Birliği, TİSK bunu (pakete) koymanız lazım dedi. Bu iş dünyasının talebidir. Şimdi siz talep ettiniz biz koyduk, bunun 'hayır' denilecek neresi var, yanlış olan neresi var?'' diye sordu.

Referandumun, ''parti oylaması'' olmadığını, ülkenin geleceği açısından önem taşıdığını anlatan Çiçek, anayasanın yola düşmüş bir kaya, değişiklik paketinin de bunun yanından servis yolu gibi olduğunu kaydetti ve paketin, ''yepyeni bir anayasanın'' önünü açacağına inandığını söyledi.

-DEVLET BAKANI ÇAĞLAYAN-

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da konuşmasında, Türkiye'de 2002'den bu yana gerçekleşen ekonomik büyümeye ilişkin verileri aktardı ve halen dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahip Türkiye'nin, 2023'te en büyük 10 ülke arasına girmeyi hedeflediğini anlattı.

Ülkenin daha fazla büyüme için daha fazla üretime ihtiyacı olduğunun altını çizen Çağlayan, Türk Lirasının fazla değerli olmasını ve bundan hareketle Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz politikasını eleştirdi.

Çağlayan, 8 sene önce 1,5 lira karşılığı olan dolar kurunun, bugün de aynı düzeyde bulunduğunu ifade ederek, ihracatçıların çok zor durumda olduğunu kaydetti ve 1 Eylül'de birlik başkanlarını toplayarak, ''değerli TL'' konusunda önemli bir toplantı gerçekleştireceklerini söyledi.

Referanduma da değinen Çağlayan, değişiklik paketinin daha demokrasi, daha fazla hak, özgürlük ve işleyen hukuk sistemi öngördüğünü anlattı ve iş adamlarından destek istedi.

Çiçek ve Çağlayan daha sonra, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamı ve Yöneticileri Derneği'ne (ORSİAD) geçti ve burada da iş adamlarıyla bir araya geldi. İki bakan, ardından GİMAT'ta esnaf ziyaretinde bulundu.

AA
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara