Poyraz'ı hatırladı Tayyar'ı unuttu
Gazeteciler Cemiyeti Gazetecilik meslek örgütleri, ''Gazeteciler Adil Yargılanmalı'' gündemiyle TGC'de bir araya geldi. Toplantı sonrası yapılan açıklamadaki ayrıntı bir muhabirin gözünden kaçmadı
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-18 22:55:00
TGC Başkanı Orhan Erinç, gazeteciler hakkında açılan ceza davalarına ilişkin olarak, ''Bugün yaşadıklarımızın büyük bölümü, hukukla siyasetin sık sık karşı karşıya gelmesi, ama hukuk yerine siyasetin tercih edilmesinden kaynaklanıyor'' dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Ferai Tınç, Çağdaş Gazeteciler adına Nazım Alpman'ın da aralarında bulunduğu meslek örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı toplantının ardından basına açıklamalarda bulunuldu.
TGC Başkanı Erinç, toplantıda Türk basınının ortak sorunlarını değerlendirdiklerini, ''Ergenekon'' davalarında yargılanan gazetecilerle ilgili de görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, gelecek hafta tüm gazetecilik örgütlerini biraraya getirme gündemiyle yeniden bir toplantı yapacaklarını anlattı.
Erinç, toplantıda meslek örgütü temsilcileri ve avukatlar Turgut Kazan ile Fikret İlkiz'in imzasıyla hazırlanan ortak deklarasyonu da okudu.
-ORTAK DEKLARASYON-
Deklarasyonda, Türkiye'de çok sayıda gazeteci ve basın çalışanının tutuklu yargılandığı, gazetecilerle ilgili 700'den fazla ceza ve tazminat davasının devam ettiği belirtilerek, bu durumun basın özgürlüğünü tehdit ettiği vurgulandı.
''Ergenekon'' davalarında da 6 gazetecinin yargılandığı hatırlatılan deklarasyonda, ''Mahkeme Başkanı lehte oy vermesine rağmen gazetecilerin tahliye talepleri sürekli reddediliyor. Bazılarının tutukluluk süresi 2 yılı buldu. Açıkça görülüyor ki, tutuklama tedbir değil cezalandırma aracı haline geldi'' görüşüne yer verildi.
Deklarasyonda, şunlar kaydedildi:
''Yargılama sonucunda belki de suçsuzlukları ortaya çıkacak olan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Ufuk Akkaya, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu ve Ergun Poyraz, 8-10 seneye mahkum olunca yatacak kadar uzun süre, bu yüzden tutuklu kaldılar. Bu yaşananları, 'hukuk devleti' ve 'hukukun üstünlüğü' adına savunmaya çalışanlara anımsatmak isteriz.
Türkiye'nin geçmişindeki 33 yıllık Abdülhamit istibdadı, İstiklal Mahkemeleri dönemi, Takrir-i Sükun Kanunu dönemi, tek parti dönemi ve Demokrat Parti dönemi dahil hiçbirinde hapse atılmış gazeteciler, 'Ergenekon' soruşturması bağlamında olduğu kadar uzun süre tutuklu kalmadılar.
Gazeteciler açısından bu uzun tutukluluk süresinin tek örneği, hükümetin her fırsatta eleştirdiği ve şimdi 'intikam' almaktan söz ettiği 12 Eylül 1980 darbesi dönemindeki 'Barış Derneği' davasında görülmüştür.''
-''GAZETECİ ARKADAŞLARIMIZ YALNIZ DEĞİL''-
AİHM kararlarına açıkça aykırı olan bütün tutuklamaların kaldırılması istenen deklarasyonda, ''Gazeteci arkadaşlarımız yalnız değildir ve yalnız bırakılmayacaktır'' ifadesi kullanıldı.
Erinç, bir gazetecinin, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın sözlerini hatırlatması üzerine, gazetecilik örgütleri olarak politik bir değerlendirme yapmalarının mümkün olmadığını, ancak yargılamaların insan haklarına aykırı olduğuna inandıklarını söyledi.
Bir başka gazetecinin, Vakit, Zaman, Yeni Şafak gibi gazetelere ve Şamil Tayyar ile Nazlı Ilıcak gibi gazetecilere verilen ağır para cezaları bulunduğunu belirterek, ''Bunlar metinde yer almıyor. Gazeteciler arasında bir ayrımcılık yapılıyor diyebilir miyiz?'' şeklindeki sorusu üzerine de Erinç, ceza kanunlarında gazetecilerin mesleklerini yaparken yargılanması ve cezalandırılmasına yönelik maddelerin değiştirilmesi için Adalet Bakanlığıyla pek çok kez temasları olduğunu kaydetti.
Erinç, ''Bugün yaşadıklarımızın büyük bölümü, hukukla siyasetin sık sık karşı karşıya gelmesi, ama hukuk yerine siyasetin tercih edilmesinden kaynaklanıyor. Bu değişirse Türkiye'de ifade özgürlüğünden söz edebiliriz'' diye konuştu.
TGS Genel Başkanı İpekçi de yargılanan gazetecilerle ilgili hazırladıkları listeden bahsederek, gazetecilerin büyük oranda ''terör örgütü üyesi olmakla'' suçlandığını anlattı.
İpekçi, ''Elimizde 90 kişilik gazeteci listesi var. Bu listede Nazlı Ilıcak, Şamil Tayyar, Harun Aksoy da var. Bu liste bizim tespitlerimize göre asgaridir. Her gün yeni bir vakaya tanık oluyoruz. Hepimizin ayrım gözetmeksizin sahip çıkması gereken bir sorunla karşı karşıyayız. Bu listeye göre Türkiye vahim bir durumda ve çok daha vahim bir duruma gidiyor. Bu yargılamalar, gazeteciler için belki bir nişandır, ama Türkiye için utançtır'' şeklinde konuştu.
AA
Haber Ara