'Görüntüyü izlerken, defalarca vurulduk'
Heronların saniye saniye görüntülendiği Hantepe baskını ile ilgili olayın şahidi gazilerden gelen bilgiler çocuklarını şehit veren acılı anne-babaları da harekete geçirdi. Aileler, askeri ve siyasi yetkililerin sessizliğine isyan etti.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-18 13:22:00
Heronların saniye saniye görüntülendiği Hantepe baskını ile ilgili olayın şahidi gazilerden gelen bilgiler çocuklarını şehit veren acılı anne-babaları da harekete geçirdi.
Hakkâri'nin Çukurca ilçesi Hantepe mevkiinde teröristler tarafından 20 Temmuz'da gerçekleştirilen saldırıda çocukları şehit olan anne ve babalar, televizyonlarda yayınlanan baskın görüntülerini izledikçe kahrolduklarını, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'nın sessiz kalmasını 'iddiaları doğrular' nitelikte algıladıklarını, açıklama yapılmadıkça acılarının katlandığını söyledi.
Şehit Hakan Yutkun'un annesi: Dostlarımın desteği olmasa çıldırmıştım
Yetkililerin sessizliği yüzünden daha fazla acı çektiklerini dile getiren şehit annesi Gülfiye Yutkun, açıklama yapılmamasının ihmal iddialarının doğru olduğu anlamına geldiğini söylüyor. Dostlarının kendilerini 24 saat yalnız bırakmadığını ifade eden Yutkun, tepkisini şöyle dile getiriyor: "Onlar olmasaydı biz şimdiye kadar çıldırmıştık. Bundan sonra yapılacak açıklama ne kadar ikna edici olur bilemiyorum. Artık gerçekler ortaya çıksın, ki çıkıyor zaten."
Hantepe'de şehit olan piyade Onbaşı Hakan Yutkun'un ailesi, ortaya çıkan Heron görüntülerine rağmen açıklama yapılmamasına sert tepki gösterdi. Sessizlik yüzünden her gün daha fazla acı çektiklerini dile getiren şehit annesi Gülfiye Yutkun, aradan geçen süreye rağmen açıklama yapılmamasının ihmal iddialarının doğru olduğu anlamına geldiğini söyledi. Gülfiye Yutkun, aradan geçen bir aylık süreçte çok büyük acılar yaşadıklarını dile getirdi. Dostlarının kendilerini 24 saat yalnız bırakmadığını ifade eden Yutkun, "Onlar olmasaydı biz şimdiye kadar çıldırmıştık. Dostlarımız gece gündüz evimizden ayrılmıyor, bize destek veriyor." dedi. Heronlar tarafından kaydedilen baskın görüntüleri ve diğer ihmal iddiaları ile ilgili Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama beklediklerini kaydeden acılı şehit annesi, duygularını şöyle ifade ediyor: "Bundan sonra yapılacak açıklama ne kadar ikna edici olur bilemiyorum. Görüntüler gerçek olmasaydı hemen açıklama yaparlardı. Şimdiye kadar bir açıklama yapılmadığına göre o görüntüler gerçek demektir. Bana göre ihmal iddiaları doğru. Bu saatten sonra yapılacak hiçbir açıklama inandırıcı olmaz. Şehit aileleri her gün daha fazla üzülüyor. Artık kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Gerçekler ortaya çıksın. Ki çıkıyor zaten."
"Birileri çıkıp bir şeyler söylesin, yeter artık." diyen baba Zafer Yutkun ise Genelkurmay'ın sessiz kalması karşısında kahrolduklarına işaret etti. Heronların kaydettiği görüntüleri defalarca izlediklerini belirten baba Yutkun, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Keşke hiç izlemeseydik. Defalarca vurulduk, acımız katlandı. Kim yapacaksa artık bir açıklama yapsın. Doğru ve yanlış, bir şeyler söylesinler. Yeter artık. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı mı, Milli Savunma Bakanlığı mı bir şeyler söyleyecek, ne olacaksa olsun artık. Kimse bu konuyu geçiştirmeye kalkmasın. Bir açıklama yapılmazsa, şehit ailelerinin yarası daha fazla kanayacak."
'KOMUTANLARA DAVA AÇACAĞIM'
Hantepe şehidi Piyade Uzman Onbaşı Samet Yılmaz'ın babası Selahattin Yılmaz, "Oğlumun şehit olmasında yüzde yüz ihmal var, komutanlara dava açacağım." dedi. Genelkurmay'ın açıklamasını beklediğini kaydeden baba Yılmaz, çocuğunun hakkını aramak için dava açacağını, sorumlu komutanların ceza alması için sonuna kadar mücadele vereceğini vurguluyor.
20 Temmuz gecesi gerçekleşen ve 6 askerin şehit düştüğü saldırı anını internetten ve televizyonlardan seyreden acılı baba, Heronların PKK baskınını saniye saniye görüntüleyip ilgili birimlere iletmesine rağmen önlem alınmadığını kabul etmediğini kaydetti. Yılmaz, "Saldırıda yüzde yüz ihmal var. Sabaha kadar yardım gönderilmez mi? Göndermemişler." diye konuştu. Kardeşinin şehit olduğu görüntüleri büyük oğlu Sedat Yılmaz'ın kendine gelip seyredemediğini vurgulayan Selahattin Yılmaz, eşi Hatice Yılmaz ile birlikte sürekli sağlık sorunları yaşadığını anlattı. Eşinin psikolojik tedavi gördüğünü kaydeden Yılmaz, daha önce söylediğini yineleyerek; Genelkurmay'dan bir açıklama istedi.
Hantepe şehidinin babası: Çocuğumun vebali, susan yetkililerin boynunadır
Hantepe baskınında oğlunu şehit veren Hasan Say, olayı bire bir yaşayanlardan saldırının detaylarını öğrendiklerini belirtiyor. Acılı baba, baskın gecesi nöbetçi sayısının azaltıldığını ve tecrübeli askerlerin alınarak yerlerine tecrübesiz olanların konulduğunu iddia ediyor. Olayın aydınlatılması konusunda Cumhurbaşkanı'ndan çok ümitli olduğunu ifade eden Say, "Daha nice canlar yanacak, hepsinin vebali bugün susan, en üst kademedekilerin boynunadır." diyor.
Hantepe baskınında oğlunu şehit veren Hasan Say, "Bu görüntülerin ne kadar gerçek olmadığını söylerlerse söylesinler biz onların gerçek olduğunu çok iyi biliyoruz." dedi. Say, olayı bire bir yaşayanların kendilerine o gece teröristlerin geldiği bölgelerdeki nöbetçi sayısının azaltıldığını ve tecrübelilerin çekilerek yerlerine acemi askerlerin nöbete gönderildiğini anlattığını söyledi. Oğlu Uzman Çavuş Ayhan Say'ı şehit veren Hasan Say, "Görüntüler olmasa bile olayı bire bir yaşayanlardan saldırının içeriğini öğrendik." dedi. Olay günü çatışmaların yaşandığı bölgede bulunan 4 uzmanın da şehit olduğunu belirten Say, acemi askerlerin silahlarını bırakarak mevzilerini terk ettikleri ile ilgili bilgi aldıklarını ifade etti. Olay günü şehit olan oğlunun saat 20.00'de nöbete başladığını ve saat 02.00'ye kadar nöbetinin değiştirilmediğini hatırlatan Say, "Oysaki 2 saatte bir nöbet değişimi yapılıyor. Olay çıkmasa, oğlum şehit olmasa belki de sabaha kadar nöbetçi kalacaktı. O zamana kadar kim dayanabilir? Kimse kimseyi aldatmasın, kimse kimseyi kandırmasın, herkes ihanetini açıkça ortaya koysun." diye konuştu. Olayların aydınlatılmasında Cumhurbaşkanı'ndan çok ümitli olduğunu, ancak hayal kırıklığı yaşadığını söyleyen baba Say, "O öyle bir makamdaki en üst komutan. Hepsini çağırıp hesap soracak bir makamda. Ondan çok ümitliyim. Ama kimseye hesap soramıyorlar. Daha nice canlar yanacak, hepsinin vebali bugün susan, soruşturmayan en üst kademedekilerindir. İçeride hainler olabilir, önemli olan bunları bulup hesap sormaktır." ifadelerini kullandı. Say şunları söyledi: "Bir savunma bakanı olarak milletle dalga geçmiş. Laf olsun diye bir laf söylemiş, bir delili yok, ispatı yok, yazık ediyorlar."
Çocuklarımızı göz göre göre ateşe atmışlar
Hantepe'deki saldırıyı yaşayan yaralı askerlerden Sinan Altunkaya'nın babası Bekir Altunkaya, görevini ihmal eden sorumlulardan hesap sorulmasını istedi. Baba Altunkaya, oğlunun çatışmanın ardından Aksaray'a geldiğini, ancak psikolojik rahatsızlığından dolayı beş gün evde kalabildiğini ifade etti. Gazi babası, "Oğlum daha beş aylık askerdi. Sinan geldiğinde kimseyle konuşamıyordu, karanlıktan korktuğu için lambayı hiç söndürmüyorduk. Bacağında yaralar vardı, kurşun yarası yoktu; ama psikolojisi altüst olmuştu. Beş gün evde kaldıktan sonra GATA'ya gitti. Şu anda GATA'da tedavi görüyor, oğlum için endişeleniyorum." dedi. Acılı baba, "Biz çocuğumuzu, 'vatanı savunsun' diye askere gönderiyoruz. Gerekirse bu uğurda şehit de olabilir. Ama göz göre göre çocuklarımızın ateşe atılması doğru değil. Belki de zamanında müdahale edilse bu kadar şehit ve yaralı olmayacaktı. Bu ordu bizim, ordunun yıpranmasını hiçbirimiz istemeyiz. Yetkililer, bu olaya eğilmeli ve ihmali olanlara cezalar verilmeli." şeklinde konuştu. Anne Meliha Altunkaya ise maddî imkânsızlıktan dolayı Ankara'ya çocuklarını ziyarete gidemediklerini ve hiçbir yetkilinin kendilerini bilgilendirmediğini vurguladı.
Hantepe gazisi: 1,5 saat yardım bekledik
Hantepe'de 6 askerin şehit edildiği olaydan yaralı kurtulan piyade er Yusuf Kılıç, çatışma anında teröristlerle göz göze geldiklerini söyledi. Baskın öncesi karakolu koruyan mevzilerin boşaltıldığını anlatan Gazi Kılıç, "O mevzilerde 50 asker vardı. Komutanlara 'Neden?' diye sorduk. Bize, 'Baskın filan olmaz. Bunlar gereksiz.' dediler." diyor. Yaralı askerin babası Celal Kılıç, oğlunun ve diğer askerlerin can güvenliğinin sağlanmadığını belirterek, olayların takipçisi olacaklarını kaydetti. Baba Kılıç, "Orada oğlum ve diğer askerlerin can güvenliği sağlanmadı. Oğlumu hastaneye getiriyorlar, iki tane koltuk değneği ile 'hadi evine git' diyorlar. Tek başına eve geldi. Olayın şokunu hâlâ üzerinden atamadı." şeklinde konuştu. Yaralı asker, o geceyi şu sözlerle özetliyor: "Gece 01.30 gibi çatışma başladı, sabaha kadar sürdü. Sabah saat 05.00 gibi yaralandık. İstirahat mevzisinde 1,5 saat yaralı kaldık. Terörist grubunun saldıracağından haberimiz yoktu." Teröristlerin saat 04.30'da mevzilere sızmaya başladığını anlatan Kılıç, "Teröristin biri yanıma kadar sokuldu. Göz göze geldik, gece karanlık olduğu için kendisini şehit olan üsteğmenimiz sandım. 'Kim o?' diye bağırınca el bombası atıp kaçtı." dedi.
Iğsız ve Çubuklu'ya var Hantepe gazilerine yok
Heron skandalının yaşandığı baskından yaralı kurtulan askerler görev yerlerine geri gönderiliyor. Hava değişimleri biten askerlerden bazıları ise izinlerini uzatmak için GATA'dan rapor talebinde bulundu. Ancak ifadeye gitmeyen Org. Iğsız ve Tümg. Çubuklu'ya sağlıklı olmalarına rağmen rapor veren GATA, gazilerin bu isteğini geri çevirdi. Psikiyatristlere göre askerlerin eski yerlerine gitmesi yanlış.
Heronların kare kare görüntülediği Hantepe baskınında 6 arkadaşlarını şehit veren 17 askerden fiziksel durumu iyi olanlar, görev yerlerine geri gönderiliyor. Kendilerini ruhsal olarak iyi hissetmeyen gazilerin 20 günlük hava değişimi süresini uzatmak için GATA'ya yaptığı başvuruların ise reddedildiği öğrenildi. Oysaki, aynı GATA, 'internet andıcı' soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasına rağmen adliyeye gitmeyen 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ile Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'ya anında sağlık raporu vermişti.
İlk raporun günü dolunca da 10 günlük ek rapor düzenlemişti. Evlatlarını tekrar aynı bölgeye göndermekten endişe duyan aileler, askerî hastanelerin tutumuna bir anlam veremezken, psikiyatristler de gazilerin 'çivi çiviyi söker' mantığıyla tekrar çatıştıkları yere yollanmasını doğru bulmuyor. Askerî psikiyatrist eski Yüzbaşı Alper Evrensel, yaralı askerlerin 20 gün içerisinde tedavi edilemeyeceğini söylüyor. Prof. Dr. Kemal Sayar ise, "Yanı başında asker arkadaşını şehit vermiş bir Mehmetçik, ne kadar ulvi duygularla görevini yerine getirse de bundan ruhsal olarak etkilenir, örselenir." diyor.
İnternet andıcı soruşturması kapsamında 'şüpheli' olarak ifadeye çağrılan isimler arasında 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız ve Genelkurmay Adli Müşaviri Tümg. Hıfzı Çubuklu da vardı. Ancak her iki isim de GATA'dan aldıkları raporları savcılığa göndermekle yetindi.
Komutanlarına hem de ikişer kez 'sağlık raporu' vermekte bir mahzur görmeyen GATA'nın aynı 'hassasiyeti' Hantepe'de yaralanan askerlere göstermediği ortaya çıktı.
Alınan bilgilere göre, yaralı 17 asker, saldırının ardından GATA'ya sevk edildi. Askerlerden bazılarına 'sağlık', bazılarına ise 'hava değişimi' verilerek evlerine gönderildi. Çatışmada arkadaşlarını kaybeden askerlerden hiçbirine psikolojik tedavi uygulanmadı. Askerlerin psikolojik tedavi talebi de reddedildi ve Hantepe'ye gönderildi.
Askeri Psikiyatrist eski Kıdemli Yüzbaşı Dr. Alper Evrensel, askeri personelin şahit olduğu çatışma anındaki ölümlü olaylarda 'akut stres bozukluğu' yaşayabileceğine dikkat çekiyor. Askerlerin içinde bulundukları stres bozukluğunun 20 gün içerisinde tespit edilip tedavi edilemeyeceğini söyleyen Evrensel, olaya maruz kalan askerlerin tekrar aynı bölgeye gönderilmelerinin de karşı çıkıyor.
Evrensel, gazilerin ağır bir hastalık olan post travmatik stres bozukluğu yaşayacaklarını ve bu hastalığın yaşamları boyunca etkisinin devam edeceğini vurguluyor. GATA'dan askerlere ek rapor verilmemesini eleştiren Evrensel, Hasan Iğsız gibi üst düzey komutanların hastaneye gitmeden emri altındaki GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nden rapor alabileceğini söylüyor.
ÇATIŞMA ORTAMINDAKİ ASKER REHABİLİTE EDİLMELİ
Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar ise çatışmaların sadece insanların bedenlerine tesir etmediğini ruhlarını da tarumar ettiğini aktarıyor. Sayar, "Yanı başında asker arkadaşını şehit vermiş bir Mehmetçik, ne kadar ulvi duygularla görevini yerine getirse de bundan ruhsal olarak etkilenir, örselenir. Yoğun çatışma ortamında bulunan askerler rehabilite edilmeli. Travma durumlarında 'çivi çiviyi söker' mantığıyla hareket ederek kişileri ısrarla travma yaratan durumla yüzleştirmek onların ileriki hayatlarında büyük huzursuzluklara yol açabilir." diyor.
Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan da yaralı olarak kurtulan askerlerin bir kısmının tedavisi devam ederken tekrar çatışmanın yaşandığı bölgeye gönderilmenin doğru olmayacağını belirtiyor. Akcan, askerlerin travmayı atlatmaları için 6 ay tedavi görmeleri gerektiğini söylüyor. Akcan, "Askerler bir travma yaşamıştır. Yaşanan sarsıntılar sonucunda ilerleyen dönemlerde akut travmalar tekrarlayacağı için yaralı askerlerin uzun bir süre uzmanların gözetiminde olmaları gerekir." diyor.
Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı Hantepe mevkiinde 20 Temmuz 2010 günü meydana gelen hain baskında 6 asker şehit düşmüş ve 17 asker de yaralanmıştı.
Şehit aileleri ihmalleri yargıya taşıyor!
Hukukçular Derneği; istihbarat raporlarına ve Heron görüntülerine rağmen Dağlıca, Çukurca, Hantepe ve Gediktepe'de terörle mücadelede verilen şehitleri yargıya ve TBMM gündemine taşıyor.
Bu amaçla Hukukçular Derneği bugün 11.00-13.00 arasında Legacy Ottoman Hotel'de bir basın açıklaması yapacak.
Hukukçular Derneği Başkanı Av. Cahit Özkan yaptığı değerlendirmede, Bugün yağılacak basın açıklamasının ardından 13.30'da Beşiktaş'taki Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet dilekçelerini sunacaklarını söyledi.
Dernek üyeleri, yarın ise TBMM Başkanlığı'na ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na dilekçelerini verecek.
ZAMAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara